| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Turizmi Teşvik Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3517) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 01 .04.2021 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki Turizmi Teşvik Kanunu'nu konuşuyoruz ama teşvikle ilgili hiçbir şey göremiyoruz. Turizm sektörü özellikle 2016'da, 2017'de ve 2020'de ciddi sıkıntılar yaşadı, 2021'e de krizle başlamak zorunda kaldı.
Şimdi, özellikle, teşvik vermek istiyorsak, mesela turizm sektörünün şu anda 100 milyar TL kredi borcu var bankalara. Yani, Bakanlık bu kredi borçlarıyla ilgili bir düzenleme yapmayı düşünüyor mu? Bununla ilgili Maliye Bakanlığıyla herhangi bir görüşme yapıyor mu? Bakın, sadece bir internet sitesinde 1.500 tane tesis satılık durumda şu anda ve bunun 107 tanesi beş yıldızlı otel. Bunlarla ilgili nasıl bir düzenleme yapacaksınız? Bu kurumları nasıl ayağa kaldıracaksınız? Bu tesisleri nasıl ayağa kaldıracaksınız? Bu tesislerin bir çoğu bankaların eline geçmiş durumda.
Şimdi, belediye belgeli konaklama tesisleri ve plaj işletmeleri için turizm işletme belgesi alma zorunluluğu getiriliyor. Bu getirildiği takdirde ne olacak? Tesisler, turizm tesisi olunması noktasında belli düzenlemeler yapmak zorunda. O zaman bu maddeyi getiriyorsunuz, bunun yanına bu firmaların kendilerini yenileyebilmesi için, turizm tesisi kriterlerini sağlayabilmesi için belli teşvikleri de koymanız gerekiyor, belli destekleri koymanız gerekiyor. Hiçbir destek koymadan sadece işletme sahiplerinden, vatandaşlardan bir şeyler beklemesini istiyorsunuz. Bakın, ne kadar acı bir olay: Amerikan Meclisi toplanıp vatandaşlarına ekonomiyi canlandırmak için 1,9 trilyon desteği onaylarken biz sürekli son dönemlerde, bu pandemi sürecinde bile insanlardan nasıl vergi alırız, kurumlardan nasıl vergi alırız, işletmeleri biraz daha nasıl boğarız, onun derdinde kanunlar çıkarıyoruz.
Bununla ilgili, şimdi, 3'üncü maddeyle ilgili... "Beş yıldızlı oteller ve tatil köyleri; kendi müşterilerine motor hacmi 2900 cc ve üzeri binek olan, üç yıl ve üzeri leasing dahil kendi öz malı araçlarıyla geliş gidiş noktaları ile tesis arasında transfer hizmeti sunabilir. ...uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir." deniliyor. Şimdi baktığımızda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'na aykırılık görüyoruz. Bu uygulamaya "korsan taksi" diyebiliriz; yetkili kurumların tamamen yok sayıldığı, UKOME'nin, trafik komisyonunun yetkisiz kılındığı bir madde. Yani, maddeyle siz özellikle turizm bölgelerinde sadece yaz dönemi iş yapabilen taksiciye ve seyahat acentelerine darbe vuruyorsunuz.
Şimdi, bu maddeyle ilgili böyle bir düzenleme yapıyorsunuz. Peki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi özellikle -çünkü İstanbul ve Antalya özel, ikisi bizim turist sayımızın yüzde 70'ini sağlıyor- 5 bin yeni taksi piyasaya sürmek istiyor çünkü İstanbul'da turistler taksi anlamında çok ciddi sıkıntılar yaşıyorlar, özellikle şoför değişimlerinde hiçbir taksi, turistleri bile almıyor. Şimdi, böyle bir şehirde, Büyükşehir Belediyesi olaya el atmak istiyor, kaliteyi artırmak istiyor ama iktidar tarafından reddediliyor, kabul edilmiyor. Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Biz kaliteyi artıracağız." Yani, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yapmak istediği düzenlemeleri reddedeceksiniz, sürekli kendi getirdiğiniz düzenlemelerle bu kaliteyi artıracağınızı söylüyorsunuz ama bunu da başaramıyorsunuz.
Şimdi... "2634 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerinin bozulmaması, turizm işletmelerine zarar verilmemesi, turizm yatırımı veya işletmesi belgesi alınması ve çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin tüm önlemlerin alınması ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na uygun olması koşulu ile bu yerlerin kontrollü kullanımını sağlamak amacıyla Bakanlık tarafından, 8 inci maddeye göre, imar planı gerektirmeyen, sabit olmayan, kamuya yararlı, konaklama içermeyen, ücretsiz girişli günübirlik tesis yapılabilir. Bu fıkranın uygulanması ile ücretsiz girişli günübirlik tesis niteliklerine ilişkin usul ve esaslar, 37 nci maddenin (A) fıkrasının (3) numaralı bendine dayanılarak yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir."
"Ücretsiz girişli günübirlik tesis ile 9 uncu maddenin (b) bendinde belirtilen tesislerin Bakanlık tarafından yapılması halinde, ağaçlandırma ve bakım bedeli ile orman köylüleri kalkındırma geliri Bakanlıkça ödenmez.
3621 sayılı Kanun'a uygun olmak kaydıyla, yerleşim tasarım ve yönetim planı ile koşulları belirlenen, doğal çevre ile uyumlu, kalıcı yapı içermeyen, gerekli güvenlik tedbirleri alınan iyi donanımlı lüks çadırlarda gelişmiş hizmet sunan geçici lüks çadır tesisleri yapılması amacıyla kiralama yapılabilir." diyorsunuz.
"Tesis kapsamında yapılacak her türlü ünite, temelsiz ahşap platform üzerine, mümkün olan en az müdahaleyle, çevre dostu çadır malzemesi kullanılarak ve doğal ekosisteme uygun olarak yapılır.
Şimdi Bakanlığın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde günübirlik tesis yapabilmesine dair düzenleme ilk bakışta belediyelerle ilgili görünmese de tahsis yoluyla alınan alanların tahsislerinin sonlanması, kıyılardaki mevcut faaliyetlerin kısıtlanması, engellenmesi sonucunu doğuracaktır. Teklifteki en önemli düzenlemelerden biri ise bu maddede de yer alan, geçici lüks çadır tesisler yapılmasının önünün açılması ve "Bakanlıktan turizm işletmesi belgesi alınmasını müteakip, başka bir işleme gerek kalmaksızın onbeş gün içinde bu tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilir." hükmüdür. Tesisin belgeyi almasının ardından başkaca bir koşul aranmaksızın direkt ruhsat verilmesi şeklindeki düzenleme ruhsata dair yetkilerin bu alanda doğrudan gasbı niteliğindedir.
6'ncı maddeye baktığımızda "Mera, yaylak ve kışlaklar; ot bedeli taşınmazın yatırımcıya tahsisi aşamasında yatırımcı tarafından karşılanmak kaydıyla, 4342 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis amacı değiştirilerek, sadece turizm amaçlı kullanılacağına ilişkin şerhli olarak Hazine adına tapuya tescil edilir ve tescili müteakip Bakanlığa tahsis edilir." deniliyor. Yine burada bir karmaşayla karşı karşıyayız. Düzenlemeyle daha önce hazırlanan büyük ölçekli imar ve mekânsal strateji planları, yatırımcı talebine göre istenildiği şekilde değişebilecek. Bir şerh koyulmuş ot bedeliyle ilgili ancak konumuz ot bedeli değil. Konu, meraların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması. Bu düzenleme hem mera, yaylak ve kışlakların yer aldığı mahalle ve köylerdeki vatandaşlarımızı hem de tarım ve hayvancılığı olumsuz yönde etkileyecektir.
Şimdi 8'inci maddede "Turizm işletmesi belgeli işletmelerde, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca verilen izinle yabancı personel çalıştırılabilir." deniliyor. Mevcut düzenlemede zaten yabancı personele izin var, yüzde 10'la sınırlı. Bakanlık izniyle de bu yüzde 20 olabiliyor. Şimdi madde bu sınırı kaldırıyor. Neden? Zaten turizm sektöründe çalışanlar büyük sıkıntılar yaşıyor. 3,5 milyon insan turizm sektöründen ekmek yiyor. Şimdi maddeyle bir işletmedeki çalışanların tamamı dahi yabancı uyruklu olabilir. Bunun önünü açıyorsunuz. Bakın, burada bununla ilgili "Bu yok" diyorsunuz ama bununla ilgili de maddede olmadığına dair herhangi bir hüküm de yok.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI NADİR ALPASLAN - Çalışma Bakanlığıyla ilgili mevzuat var.
ULAŞ KARASU (Sivas) - İyi de Çalışma Bakanlığı izniyle yani siz getirdiğiniz maddede bunu...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI NADİR ALPASLAN - Çalışma Bakanlığıyla ilgili mevzuat var, ona atıf yapıyoruz.
ULAŞ KARASU (Sivas) - O zaman buna ne gerek var zaten? Çalışma Bakanlığının izniyle yüzde 20 çalıştırabiliyor. Şu anda da çalıştırabiliyor. Şu anda çalıştırabildiğine göre bu kanun maddesine o zaman ne gerek?
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Şu anda yüzde 10'muş da yüzde 20'ye çıkıyor.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yüzde 10'dan yüzde 20'ye çıkınca yüzde 100 artmış oluyor, biliyorsunuz değil mi?
ULAŞ KARASU (Sivas) - Bakın, bu ucuz iş gücü demek. Şimdi Suriyeliler... Türkiye'de şu anda özellikle belli bölgelerde Suriyeliler, Afganlar, Özbekler, Kazaklar, Afrikalılar ciddi bir nüfusa sahipler.
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Ermeniler, Ermeniler...
ULAŞ KARASU (Sivas) - Yani onları işletmeler on iki saat, on dört saat asgari ücretle çalıştırabilirler. Tesis sahibi, Türk işçiye "Sen de bu şartlarda çalışıyorsan buyur gel, yoksa güle güle." diyecek. Yani bu maddeyle çalışma barışını tamamen ortadan kaldıracaksınız. Bu maddenin kesinlikle geri çekilmesi gerekiyor.
Yine 11'inci maddeye baktığımızda "Bakanlıkça ülke turizmine ve tanıtımına katkı sağladığı değerlendirilen ve boyları otuz dokuz metrenin üzerinde olan yabancı bayraklı ticari yatların Türk karasularında faaliyet göstermelerine ve seyrine.... Bakanlıkça izin verilebilir." deniliyor. Kabotaj Kanunu'na aykırı fıkranın tekliften çıkarılması gerekiyor.
Madde 21'e baktığımızda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ulaş Bey'in süresine ara sıra müdahale edildiği için ilave yapıyoruz.
ULAŞ KARASU (Sivas) - Başkanım, ben şimdi tamamlıyorum. Maddelerde devam edeceğiz zaten.
Tamam Başkanım, ben tamamlıyorum. Maddelerde konuşacağım diğerlerini.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Tamamladınız mı?
ULAŞ KARASU (Sivas) - Tamamladım.