KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, az önce teklif sahibi Sayın Milletvekili dedi ki: "Yatırımcı beklemek istemiyor." Az önce Gökan Bey belirtti yani belediyelerin planları beş yıl, on yıl, on bir yıl, on beş yıl beklerken, deprem burnumuzun dibindeyken, depremde vatandaşlarımızı kaybederken kentsel dönüşümleri gerçekleştirmek için yatırımcıdan yana tavır almanızı bir kere doğru bulmuyorum.

Önce, gerçekten de bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan deprem noktasında, çevre ve şehirciliğin özellikle planlar noktasında daha hızlı hareket etmesi gerekiyor. Tabii ki yerel yönetimlerle ilgili yani sizin açıklamış olduğunuz hiçbir mazeret bize inandırıcı gelmiyor Sayın Bakan Yardımcım. Niçin? Yani şunu biliyoruz ki: Sahillerde, özellikle turizm bölgelerindeki bütün belediyelere yakınını Cumhuriyet Halk Partili belediyeler oluşturuyor ve burada Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin elinden yetkiler nasıl alınır, burada Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, muhalefet belediyelerinin yetkileri nasıl azaltılır ve bunlar merkezî hükûmet tarafından nasıl gerçekleştirilir, bütün kanun tekliflerinde, bütün düzenlemelerde bunlarla karşı karşıya geliyoruz. Yani bu belediyelerden istenilen nedir? Sürekli millî iradeden bahsediliyor iktidarınız tarafından ama belediye başkanlarını kim seçti? Belediye başkanları o bölgede yaşayan insanların oylarıyla seçilmiş ve o bölgedeki insanlara doğrudan hizmet eden, doğrudan temas eden insanlar. Yani milletvekilleri belki ayda bir bölgesine giderken belediye başkanları her gün kendisini seçen vatandaşlarla yüz yüze geliyorlar. Bu noktada özellikle belediyelerin yetkilerinin sürekli tırpanlanması, belediyelerin düşüncelerinin alınmaması, belediyelerin devre dışı bırakılması... Yani yolu belediyenin yapması gerekiyor, altyapıyı belediyenin yapması gerekiyor, suyu belediyenin getirmesi gerekiyor ama belediyeler planlar yapılırken, belediyeler yatırımlar yapılırken devre dışı bırakılmak isteniyor. Bir kere bu anlayıştan vazgeçilmesi gerekiyor. Bütünşehir yasasının ne için çıktığını gayet iyi biliyoruz. O gün üç beş tane fazla belediye kazanalım diye bütünşehir yasaları çıkarıldı. Sonra ne oldu? Bu seçimlerde, yerel seçimlerde, belediye seçimlerinde de vatandaş gereken cevabı verdi; ilk yapılacak milletvekilliği seçiminde de gerekli cevabı verecek.

Ayrıca, yatak sayısından, yatırımdan bahsediyoruz. Bizim hâlâ anlamadığımız bir şey var, turist ne yatak sayısına geliyor, ne tesise geliyor. Turist önce güvene geliyor, güvenmediği bir ülkeye turisti getirme şansınız yok. Bakın, Rusya'yla bir kriz yaşadık, turist sayımızda aniden ciddi bir düşüş oldu. İşte, bu süreçlerde, bu bölgede turist sayısını artırabilmemiz için bizim önce adalet sistemimizi gerçekten de düzene oturtmamız gerekiyor, öncelikle insanların bu ülkeye güvenmesi gerekiyor, özgürlükleri teminat altına almamız gerekiyor, demokrasiyi oturtmamız gerekiyor. Bunları sağlamadığımız müddetçe bizim ülkemize nitelikli, para harcayacak, zengin turist getirme şansımız gözükmüyor. Tamam, turist sayımız artıyor, gelen turist sayısına baktığımızda, gelinen illere baktığımızda 3'üncü sırada Edirne var, 4'üncü sırada Artvin var. Yani Edirne ile Artvin'e gelen turistlerimiz gezmeye mi geliyorlar o bölgeye? Daha çok sınır bölgesinden giriş-çıkış yapan, çalışmaya giden ya da ülkemizden giden insanlar oluşturuyor gelen turistlerin birçoğunu. Şimdi, bizim nitelikli turist çekebilmemiz için öncelikle güven veren bir ülke olmamız gerekiyor. Eğer güven veren bir ülke olursak turist yatağa değil, ülkemize koşa koşa gelir diyorum.

Teşekkür ediyorum.