KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Maddeyle, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezlerindeki mera, yaylak ve kışlakların sadece turizm amaçlı kullanılacağına ilişkin şerhle turizm yatırımcılarına tahsis edilmesinin yolu açılıyor. Burada şerhten öte, bu uygulamanın neden yapıldığını sorgulamak gerekiyor? Otlaklar, meralar, kışlaklar hem tarım ve hayvancılık için hem de bu faaliyetle uğraşan vatandaşlarımızın kültüründe önemli bir yere sahip ancak son beş yılda 20 bin hektardan fazla mera alanının vasfı zaten değiştirilmiş durumda. Şimdi bu teklifle de var olan meraların, otlakların, ot bedeli karşılığı turizme açılmasının önü açılıyor. Mera, her şeyden önce kendi içinde bir ekosistem demek. Bu ekosistem bitki ve hayvanlardan oluşan binlerce canlıya yerin altında ve üstünde ev sahipliği yapmaktadır. Pandemi dönemi bizlere hayvancılığın, tarımın ne kadar önemli olduğunu, ülkelerin bu kalemlerde kendi kendilerine yetebilmelerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermişken bu değişiklik zamanın ruhuna da aykırıdır. Dolayısıyla bu maddedeki bu bölümün çıkarılması gerekmektedir.

Yine, maddede turizm bölgeleri ve merkezleri ile bunların dışında kalan denize kıyısı olan ilçeler ve Millî Parklar Kanunu gereğince ilan edilen yerlerde, üzerinde konaklama tesisi bulunan ve konaklama tesisi yapılması uygun görülen alanların yatırımcılara tahsis yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığına veriliyor. İlgili kurumlar, mesela belediyeler, konaklama tesisi yapılması amacıyla kiralama veya tahsis yapamayacaklar. Burada, madde gerekçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığının kontrol ve denetimi dışında turizm kullanımlarının önüne geçmek için böyle bir adım atıldığı beyan edilmiş ancak Bakanlık sadece bir alanın, bir tesisin kontrolüne izin verilerek sağlanmaz. Burada, diyelim ki bu madde geçti ve siz bir yatırımcıya bu yönde tahsis gerçekleştirdiniz. Bakanlığın işi buraya kadar mı, bundan sonraki süreçte denetleme ve kontrol yapmayacak mı, yapacaksa -ki yapmalı- belediyeleri bu haktan mahrum bırakmanın denetleme ve kontrol açısından mantığı nedir?

Yine, teklif edilen maddenin bir diğer kritik yanını ise Cumhurbaşkanına verilen yetki oluşturuyor. Buna göre bir kültür ve turizm koruma bölgesinin tamamı veya alt bölgesi Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek bir tek ana yatırımcıya tahsis edilebilecek. Bu maddeyi de gerekçesini de anlamak gerçekten mümkün değil. Aradan iki buçuk yıl geçti, görüyoruz ki hâlâ uyum sağlanamadı. Burada, suç sizde değil arkadaşlar, suç sistemde. Tüm yetkiyi tek bir kişinin elinde toplamak istemek işte böyle sonuçlar doğuruyor. İki buçuk yıl sonra bile hâlâ Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen duruma uygunluk teklifleri geliyor.

Yine, teklifin (O) fıkrasıyla belediye başkanının yetkisini elinden alan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Belediye, il özel idaresi ve yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ait taşınmazlar da yatırımcıların talebi, maliki idarenin uygun görüşüyle tahsisin önü açılıyor. Belediye Kanunu'na göre burada yetki belediye meclisinde. Özellikle belediye meclisi çoğunluğu iktidar partisinde olan belediyelerde bu düzenleme belediye başkanının yetkisini sınırlandırmak anlamına geliyor. Düzenlemeyle belediye taşınmazlarında merkezî otorite tarafından cebren tasarrufta bulunulmaktadır.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.