| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR), 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .04.2021 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Diğer bulgularda Bulgu 8.2.5 "İç Denetçilerin Atanmaması."
Burada, Sayıştay ÇAYKUR'a diyor ki: "KİT iç denetçilerini ya atayın ya da bu atama işini yıllardır yapmadığınız için -size bir kaçış göstermiş aslında- bu yükümlülüğü ortadan kaldıracak mevzuat değişikliğini yapın." Tabii, benim bunca yıldır süre gelen, bu kadar zararıyla birlikte devam eden kuruma bana sorsalar "Hangisini seçti?" diye, "İç denetçileri mi atadı, yoksa mevzuat değişikliği yoluna mı gidecek?" diye bana sorsalar gözüm kapalı "Tabii ki, mevzuat değişikliğine gidecek." derim. Zaten bu zararın altında yatan konulardan bir tanesi de denetimsizlik. Ve kurumdan gelen yanıt şu: "İç denetçi istihdamının kaldırılması yönünde gerekli girişimlerde bulunulacaktır." Ya, Sayıştay size "Kaldırın." demiyor, "Tercihinizi yapın." diyor. Ben biraz önce dedim ki, bunca zararın altında yatan sorumluları ve uygulamalarını ortaya çıkarmak için teftiş kurulunu harekete geçirecek misiniz? Demek ki size deseler ki: "Teftiş kurulunu da kaldırın veya devam ettirin." Onu da kaldıracaksınız. Yani neden iç denetçilerin istihdamını kaldırma yönünde bir karar alıyorsunuz? Belli ki burada ortak akla ihtiyaç var. Yani sizin kendi kurumunuzun içinden de denetlenmeye ihtiyacınız var, rakamlar öyle küçük rakamlar değil ki.
Bakın, ben bunun da nasıl üst Komisyona taşınmadığını da anlayamıyorum, şimdi söyleyeceğim, bunu ilave olarak söyleyeyim. Finansman darboğazının aşılması için tedbir alınması diye bir bulgu var Sayıştayda. Ya, çok çarpıcı ve çok önemli yani tam çözülmesi gereken sorunların neredeyse merkezinde duruyor. Bir tablo var, bankalar var, kullanılan krediler var. Ne kadar kullanılmış, ne kadarı ödenmiş, ne kadarı devretmiş?
Bakın, kurumun 2019 yılına devreden kredi borcu 2 milyar 55 milyon 790 bin 300 Türk lirası ve diyor ki: "349,6 milyon lira" finansman gideri olarak yansımış oluyor. Biz şu ana kadar ne konuştuk bu Komisyonda? Şu bulgunun üzerinden bakmadığımız sürece gerçekten çok eksik. Tablo tamamlanmıyor, ben buna da şaşkınlık içindeyim açıkçası.
Sizden bu kredi kullanımıyla ilgili -ki bence bu da soruşturmalıdır- bu kadar büyük zarar varken bu kredi kullanımı, ne kadar kullanılmış, ne kadarı ödenmiş, ne kadarı devretmiş kısımları -ya, inanın- bir servet niteliğindeki bir tutardan bahsediyoruz. Dolayısıyla, ben tekrar kanaatimi söyleyeyim, acil olarak bir soruşturma yapılması gerekli, acil. Aksi takdirde, on dokuz yıldır bu zararın böyle katlanarak büyümesi ve yeterince analiz edilmediğinin de bu Komisyon toplantısında anlaşılması ve aynı zamanda on dokuz yıldır da bir çay kanununun çıkması için doğru düzgün ciddiyetli bir adımın atılmamasını açıklayabilecek başka hiçbir neden yok. Burada biz ne kanun teklifleri gördük, ne torba kanunların içinde maddeler gördük, tartıştık -mantıklı veya mantıksız- ama geldi, oylandı, AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisinin desteğiyle birlikte el kaldırılarak geçti. Ona rağmen çay kanunu geçmiyorsa hem AK PARTİ Hükûmeti hem ÇAYKUR yönetimi hem üreticiler hem de son noktada hepimiz dâhil olmak üzere tüketiciler arasında gerçekten bir gönül bağı kopmuş demektir. Neredeyse, yani içim acımasa size "Lipton çay mı içiyorsunuz evde, yoksa ÇAYKUR'un çayını mı içiyorsunuz?" diye soracağım
Teşekkür ederim.