| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR), 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .04.2021 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - ÇAYKUR, tabii, Türkiye için çok önemli ve çay da Türk halkı için çok önemli. Arkadaşlarımın söylediği gibi, keşke Türkiye çok önemli bir kaçak çaya tabi olmasa, keşke Türkiye çayı ithal eden ülkeler arasında olmasa. Kendi çayı son derece kaliteli ve tadı da damağımıza uygun bir çay.
Ben Genel Müdürün üç yıllık vekâlet süresinde ve şimdi de olumlu yaptığı işleri de söylemek isterim. Eleştiriler tabii ki olumluya yönelik bir katkı olsun diyedir, bir art niyet taşımaz. Sayıştayın hazırladığı raporlara bakarak biz de eksiklikleri elbette ki dile getireceğiz.
Yaptığınız en güzel işlerden biri ÇAYKUR'un bütün kentlerde ve güzel mağazalarda satışına yönelik çabanızdır, bu çok önemli. Bunu da geçmiş dönemde ÇAYKUR daha çok değişik kuruluşlar aracılığıyla pazarlamaya çalışıyordu ÇAYKUR'un çayını. Şimdi, siz, direkt pazarlama yöntemini kullanıyorsunuz, hatta sadece mağazalarda değil, internet üzerinden satış yapan büyük kuruluşların da içinde yer aldınız ve o açıdan da çayın alabildiğine en kolay ulaşımını ve iletişimini sağlıyorsunuz, o açıdan sizi kutluyorum.
Tabii, şu eksiklik var: İşçi noktasında kurumun eksikliği var yani geçici işçi alımında, işçi alımında eksik olanı tamamlamak için bir çabanız da var. O çaba gazetelere şöyle yansıyor: Yani 500 kişi alınacak, örneğin 600 kişi alınacak, bunların içerisinde hükümlü ve engelliler var 100 kadar, onları sanıyorum aldınız, öyle biliyorum ama 500 kişiyi daha alacaksınız. Ama gazetelerden öğrendiğim 23.500 başvuru olduğu söyleniyor. Rize'den öğrendiğim "50 bini buldu." diyorlar. Yani rakamlar çok yüksek. Giresun, Artvin, Rize, Trabzon'dan yani çevre il ve ilçelerden çok sayıda insanın ÇAYKUR'un kapısına İŞKUR aracılığıyla kura için yığıldığını görüyoruz. Tabii, bu, Türkiye'deki işsizlik tablosunu da gösteren bir durum. Yani bir kurumun işçi alımında başvuru rakamları oldukça yüksek çıkarsa bu, gerçekten büyük bir sıkıntı olduğunun göstergesi.
Şimdi, sunumunuzda bir yere takıldım. Diyorsunuz ki işte bu çay destekleme priminde: "2020 yılında alınan yaş çay kilogram başına 13 kuruş üzerinden 189 milyon TL fark ödemesi mart sonu veya nisan başında üreticilere yapılacaktır." Herhâlde 2021 Mart-Nisanı söylediniz ve 1 Martta yaptınız.
ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ YUSUF ZİYA ALİM - 1 Nisanda yaptık.
ATİLA SERTEL (İzmir) - 1 Nisanda yaptınız, güzel.
Bence önemli bir durum bu çünkü o bölgenin insanı çayla yaşıyor, çay üretimiyle yaşıyor ve üretimi devam ettirebilmesi için tek güvencesi var o da sizin kurumunuz, başka da bir güvencesi yok. Bu sözünüzde durduğunuz için de ben ayrıca teşekkür ediyorum çay üreticisi adına. Çünkü bizde hep böyle söylenilen tarihle yapılan işler çok farklı sapmalara yol açar ama o konuda yaptığınız ödemeler için de üretici adına teşekkür ederim, inşallah destekleriniz daha da artar.
Ben kurumun zararının 2011 yılından bu yana hızla arttığını tespit ettim, arkadaşlarım da dile getirdi ama özellikle Varlık Fonuna devredildikten sonra zararların 700 milyonu bulduğu göz önünde. Ağır bir finansman sıkıntısı çekiyorsunuz kurum olarak ve zararların yaklaşık yüzde 50'sini de çekilen kredilerin faizlerinin oluşturduğu söz konusu. Şu anda da Türkiye'de faizler artıyor ve sanıyorum ÇAYKUR'un o açıdan, faiz artışıyla birlikte, faize ödediği para arttığı için zarar hanesinde daha yükselmeler olacaktır. Yani burada Sayıştay da her yıl dikkat çekiyor, biz de muhalefet şerhimizde arkadaşlarımız Mustafa Tuncer ve Ahmet Kaya muhalefet şerhinde bu konuya dikkat çektiler yani yazdıkları şerhte. Öyle ki 2018 yılında 657 milyon lira zarar eden kurum, 2019 yılında 635 milyon lira zarar etmiş. Alanında neredeyse tekel konumundasınız yani size rakip yok, büyük bir marka ÇAYKUR bana göre yani bize göre, size göre de öyle. Yani bu kadar yüksek zarar etmesini anlamak mümkün değil. Yani şimdi faiz giderleri artıyor hem de diğer zararları artıyor.
Şimdi, bu doğrultuda gerçek rakamları sizden alacağız. 2020 yılında ÇAYKUR kurumumuzun zararı ne oldu? Onu öğrenmek istiyorum. 2018'de 349 milyon 600 bin, 2019'da 395 milyon faiz yani finansman gideriniz olmuş. 2020 yılında finansman gideriniz ne oldu? 2020 yılındaki zararın yüzde kaçı finansman giderlerinden kaynaklı? 2020 ve 2021'e devreden kredi tutarı bu yılda katlanmak zorunda olduğundan finansman gideri nedir? Bu yıl faizlerin ciddi şekilde artmasıyla birlikte finansman darboğazını aşmak için aldığınız tedbirler var mı? Bu tedbirler nelerdir? Yoksa, aynı devamla o faizlere katlanmak zorunda ve yüksek maliyetli faizleri ödemek zorunda kalacaksınız, ona ilişkin çabalarınızı öğrenmek istiyorum.
Tabii, bizim Türk insanımızın en büyük keyiflerinden biri çay tüketmektir. Yani sabah kalkarız, sabah kahvaltısında çay içeriz, akşam hanımlarımız dizi izlerken çay içer, 3 arkadaş yan yana geldik mi çay içeriz, Mecliste çay içeriz... Yani bu anlamda yoğun bir şekilde çay tüketen bir toplumuz. Yani temel gıda maddelerine olduğu gibi, çaya da şekere de çok büyük oranda zam geldi. Yani vatandaş hakikaten çaya ulaşamaz oldu maddi açıdan baktığımızda çünkü yükseldi fiyatlar ve yükseldikçe de vatandaşa çay pahalı oldu ona göre. O yüzden de zaten keyif çayı dağıtılmaya başlandı, vatandaşın tepesine tepesine çay atar oldu bazı büyüklerimiz, o da çay kapma yarışına dönüştü.
Ben ama burada bu soruyu soracağım size, kimilerine göre 500 ton çay atıldığı söyleniyor, kimilerine göre 30 ton çay atıldığı söyleniyor, tabii afaki rakamlar ama bir çay atılması söz konusu. Bu çaylar nereden atılıyor? Neye veriliyor? Kim veriyor? Siz mi veriyorsunuz? Bunun bedeli size ödeniyor mu? Yani ÇAYKUR yoksa bunu halkın üstüne atılsın diye bilabedel mi veriyor? Bunu öğrenmek istiyorum.
Başka öğrenmek istediklerim de var. Tüketici fiyatları açısından çay fiyatları 2018, 2019, 2020 yıllarında yüzde kaç arttı? 2021 yılında artış oldu mu veya olacak mı? Zam düşünüyor musunuz? Son üç yılda fiyatlarınız yüzde kaç arttı? Market satış fiyatlarınız yüzde kaç arttı?
Yine, bu noktada, hem kamuoyuna yansıdı hem de Sayıştay raporunda da var. Depolarda bekletilen, kullanım süresi dolmak üzere olan, küflenen çaylardan bahsediliyor. Yani bunlar gerçekten bizim ekonomimize de üretimimize de çok büyük zarar. Yani çok büyük zahmetle üretilen çayın küflenmesi söz konusuysa kötü bir durum. Basın açıklamasında siz dediniz ki: "Küflenen çayımız yok." Ancak Sayıştayın 2019 raporundan bir örnek vermek istiyorum. Sayıştay, 2015-2016 üretimi 20 tona yakın organik çayın küflendiğini, bu nedenle 218 bin liralık bir zarar oluştuğunu söylüyor. Sayıştay mı doğru söylüyor, siz mi doğru söylüyorsunuz? Yani burada bir çelişki mi var? Yani küflenen çay var mı? Zarar bu kadar mı? Bunu öğrenmek istiyorum. Yine bu 2019 ve 2020 yılları arasında küflenen çay varsa bedelini öğrenmek istiyorum. Yine, son olarak Sayıştay, kullanma tarihi dolmak üzere olan, bozulmaya yakın ürünlerden bahsediyor. Altı aydan az zaman kalmış ürün miktarı ve bunların parasal tutarı nedir? Son kullanma tarihi dolmak üzere olan çayları indirimli fiyattan satarak tüketime sokmak ve bir an önce onu zarar hanesinden düşürmek gibi bir faaliyetiniz var mı? Bunlar öğrenmek istiyorum.
Bir de ilk deneme üretimlerinden "stevia"dan bahsetmek istiyorum. Ama "stevia"dan 16 milyon lira falan zarar ettiniz, onu da artık kapatalım. Çünkü 16 milyon zararla kapatılması bile bence, zararın neresinden dönsen kârdır ama bununla ilgili bir şey kurdunuz siz, tesis. Bu tesis ne oldu? Onu sormak istiyorum. Yani bunu üretim tesisi hâline getirdiniz mi? Bu tesise ek yatırım yaparak bu ek yatırımla acaba bu çayın başka ürünlerini değerlendirmede kullanabilir misiniz, yoksa kadük hâle mi geldi? Onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel, toparlayalım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Son sorum, bitti.
Şimdi, bu 210 kişilik işçi alımı yani 500 kişilik işçi alımıyla ilgili kurumda elbette "kura çekimi" diyorsunuz ama Rize'de ve diğer kentlerimizde yine şöyle bir düşünce var, onu da söyleyeyim, "Yine kendi yakınlarını ve tanıdıklarını alacaklar, biz giremeyeceğiz." diyorlar. Bir de sözleşmeli olarak çalışanların belli aralıklarla kadroya alındığını ancak on yıldır bu yönde böyle bir adım atılmadığı da söyleniyor. Sözleşmeli personeli deneyimli oldukları için kadroya almayı düşünüyor musunuz? Kurumda çalışan sözleşmeli personel sayısı ve taşeron sayısı nedir? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.