| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) ile müesseselerinin 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .04.2021 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli yönetim kurulu üyeleri, Sayıştayın kıymetli denetçileri ve milletvekili arkadaşlarım; hepiniz Komisyona hoş geldiniz.
Önce, objektif bir değerlendirme yapmak için daha önceki kurumların toplantılarında eleştirdiğim bir noktayı TTK'nin Yönetim Kuruluyla karşılaştırmak istiyorum. Hatırlarsanız, TÜRKŞEKER'de ve Şeker Fabrikalarının Yönetim Kurulunda şekerle ilgili bir tane yönetim kurulu üyesinin olmadığını teker teker o yönetim kurulunda yer alanların mesleklerini okumuştum özgeçmişlerinden çoğunluğun kamu yönetimi, işletme, iktisat gibi, siyasal bilgiler fakültesinden mezun olduğunu ortaya koymuştum ama bir tane bile ziraat mühendisi olmadığını veya tarım ile şeker pancarı üretimiyle ilgili bir tane bile yönetim kurulu üyesi olmadığını söylemiştim. O yanlıştı, şimdi, bir doğruyu söylemek istiyorum: Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu Genel Müdür Kazım Eroğlu, maden mühendisi; bir başka Yönetim Kurulu üyesi Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş, maden mühendisi; Muhammet Safa Topuz, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri mezunu; Murat Halit Durceylan, bakın, maden mühendisi değil ama ilgili yani yine olabilecek birisi, jeoloji mühendisi; Zafer Benli var, kamu yönetimi, bunca mühendisin arasında bir kamu yönetimi olabilir -ve yine böyle devam ediyor, ismini sayamadıklarım affetsin- İsmail Güner, maden mühendisi; Muharrem Kiraz, makine mühendisi; Mustafa Şimşek, maden mühendisi; bu şekilde gidiyor. Evet, bu, doğru olan; bu, olması gereken; bunu ortaya koyalım önce.
Diğer bir konu da şu, bizim istediğimiz ve beklediğimiz şey aslında şu: Sayıştayın bu bulgusundaki sorusu doğru soru, soru doğru. Zaten bütün raporların içinde detaylarını da vermiş, o nedenle de tekrar etmeyeceğim, raporlarda var, bulguya da işlenmiş, verilen yanıt da dürüst bir yanıt yani TTK Genel Müdürlüğünün bulguya verdiği yanıt da dürüst bir yanıt. Bunu niye söylüyorum? Buradan hareketle kurum zaten bu sorunu çözebilir, KİT Komisyonu da olaya o şeffaflıkla bakabilir. Dolayısıyla konuyla ilgili ben norm kadro noktasından hareket ediyorum burada.
Bakın yani şöyle bir örnek vermek istiyorum aslında: Genelde biz KİT Komisyonunda Sayıştayın bulgusunu okuduğumuzda yani "Burada yaşanan bazı sıkıntılar var, bazı eksik kadro var." diye ifade edildiğinde genelde bu kurumun yetkilileri şu şekilde cevap veriyor: "Biz şu tarihler itibarıyla şu kadar işçi aldık." Emekli olan yazılmaz. Dürüstlükten kastım, siz yanıtınızda emekli olan sayıyı da yazmışsınız. İşe alınanı, emekli olanı toplayacağız biz Komisyon olarak, biz onu takdir edip değerlendireceğiz. Vekilimiz de Atila Sertel de bu norm kadro açığıyla ilgili tespiti bu doğrultuda ortaya koydu, koymasına imkân veren veriler de şeffaf bir şekilde verilen yanıtlarda yer almış. Ben de bu doğrultuda şunu söylemek istiyorum: Daha önce Sayıştay raporlarında norm kadro 14 bin kişi olarak yer almış. Şu anda bu yarı mekanize, tam mekanize çalışmalarından sonra TÜBİTAK'la birlikte yapılan çalışmanın şu an bize gösterdiği sonuçta, verdiği veride deniyor ki: "Yer altında 8.750 işçi olsun, yer üstünde de 2 bin işçiyle açıkladığınız hedefler doğrultusunda -bu coronavirüs, mücbir sebepler falan onların dışında- bir kömür üretimi yapılabilir normal koşullarda." Ancak şu anda yer altında 6.332 işçi var yani 2.418 işçi açık, o yeni belirlenen seviyedeki norm kadroya göre yani yüzde 38 oranında bir işçi gerekiyor.
Madenlerde de çalışma ortamı itibarıyla eksik işçiyle çalışmak, çalıştırmak hakikaten çok tehlikeli ve aynı zamanda hem hedeflenen üretimi sağlamak bakımından hem de görev değişikliği yaptığınızda yine bu verimliliği ortaya çıkaramıyorsunuz ve tehlike arz ediyor. Yer üstünde de şu anda 1.387 işçi var, 2 bin işçi olması gerekiyor yeni ifade ettiğiniz norm kadroya göre, 613 işçi eksik, bu da yüzde 43. Yani şu anki belirlenen norm kadro sayılarına göre bile mutlaka işçi alınması gerekiyor. Aynı zamanda bu alınan işçilerin bir de yetişme süresi var, aynı zamanda biz işçi alırken yine emekli olacak olan işçiler var. Dolayısıyla da şunu söyleyebiliriz ki bizim burada rakamlardan gördüğümüz kadarıyla yaklaşık 3 bin işçi alınması gerekiyor, emekli olanlar hesap edilip yıllara sâri baktığımızda şu anki bizim temel hedefimizin hızlı bir şekilde 5 bin işçi alınması olması gerekli, tabii, iş güvenliği sağlanacak şekilde alınabilirler. Dolayısıyla bu konu hâlâ gündemde, hâlâ çok önemli, özellikle işsizlikle boğuşan Zonguldak şehri için ve yine yakın bölge için gerçekten kritik önemde.
Daha sonra tekrar söz alarak ilaveler yapacağım.
Teşekkür ediyorum.