KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN KALYONCU (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sunumun için de teşekkür ediyorum.

Şimdi, dünya belirli bir zaman içerisinde sıfırlamayı taahhüt ediyor ama görünen o ki 2050'de yapılan projeksiyonlarla da ters gidiyor yani bu taahhütlerin yerine gelmeyeceği açık olarak görünüyor ve iklim değişikliğiyle karşı karşıya kalacağız. Şimdi, Paris İklim Anlaşması'nı şu anda imzalasak hemen bu küresel ısınma veya iklim değişikliğini de engelleyecek durumda değiliz ve Bakanlığın yaptığı birçok çalışma var; yani Sıfır Atık Projesi, bölgelere göre iklim değişikliği eylem planları, Bakanlık bu konuda çalışıyor. Bunun yanında atık su arıtma tesislerini devreye sokma hedefleri var ama bu hedefler, baktığımız zaman çok düşük ve geleceğe yönelik bir an önce atık su arıtmadan dönen suları sisteme entegre edebilmenin yollarını bulmamız gerekiyor.

Şimdi, ülkede neler var? Mesela, millî parklar açısından değerlendirdiğimizde, millî parklar şu anda iklim değişikliğinden korunması gereken alanlar. Millî parklarda genelde endemik türler var olduğu için oralar millî park, özellikli alanlar olduğu için millî park olarak ilan edildi, koruma altına alındı. Zaten iklim değişikliği, millî parklar üzerinde ilk etkiyi yapacak, birçok alan mikro klima taşıdığı için millî parklarda daha fazla etkisini gösterecek, Millî parkları nasıl koruyabiliriz yönüne gitmek gerekiyor. Mesela, Sayın Bakanım da söz etti, millet bahçeleri. Millet bahçelerinde özellikle, botanik bahçesi gibi bir dizayn söz konusu olursa mesela, millet bahçeleri oluşturulurken oradaki bitki florası o bölgeye özgü bitki florasından tercih edilip ilkokul çocukları, ortaokul çocuklarına tanıtım yapacak şekilde, her bir ağacın tanıtımıyla beraber olursa hem bitki varlığımıza hem gen kaynaklarımıza kaynak da sağlayabiliriz. Millet bahçelerinin bu şekilde bir botanik bahçesi dizaynı bence faydalı olacaktır.

Bunun yanında dün, Meteoroloji Genel Müdürünün açıklamalarını da dinledik, oraya da sorduk, onların yapabileceği pek bir şey yok. Bu özellikle, ekonomik kayıpların yüksek olduğu afetler hava olaylarıyla beraber yağışlardan kaynaklanıyor; mesela, selde, fırtınalarda ülkede ekonomik olarak birçok da kaybımız söz konusu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından mesela, fırtınalara karşı binaların özellikle, çatı ve tabela veya çatı üzerine yerleştirilen anten olsun, portatif malzemeler veya yapılar, portatif yapılar değişen fırtınalara karşı imar mevzuatı açısından düzenleniyor mu, böyle bir çalışmanız var mı? Mesela, dün de örnek verdim; Çeşme'deki hortumdan sonra çatılardaki kiremitler mermi şeklinde etrafa yayıldı; bunu önleyecek bir çalışmanız var mı?

İkincisi, yine bu şehirlerle alakalı; şehirlerde sele karşı, mesela, Bakanım demin de söyledi 500 yılda gelene göre hesaplanıyor seller, DSİ bunu yapıyor. İklim değişikliği katsayısı hesaplanarak şehir içerisindeki özellikle dereler ve çevresindeki yapılaşma buna göre dizayn ediliyor mu? Yani büyükşehirler olsun, diğer şehirlerimiz olsun buna göre bir dizayn söz konusu mu?

Şimdi, Bakanlığın yaptığı güzel çalışmalardan birisi -bunu da biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sürekli gündeme getiriyorduk- şehirlerde su hasadı. 2 bin metrekarenin üzerindeki alanlarda şehirlerde su hasadına gidildi -yanlış hatırlamıyorsam- geri kalan kısmı belediyelere bırakılan bir sistem. Mesela -belediyelere- özellikle şehir içindeki taşkınları veya sel durumlarını önlemek açısından sel kapanları veya depo alanları oluşturma gibi bir çalışma veya düşünce siz de var mı? Mesela, sıfır atık kampanyası çok güzel. Bunun yanında sıfır su kaybı kampanyası da başlatma durumunuz var mı? Böyle bir şey aklınızda var mı? Çünkü biz iklim değişikliği dediğimiz zaman olayları parça parça düşünemiyoruz. Havada olan olaylar yağışı etkiliyor, su kaynaklarını etkiliyor, bitki ve hayvanları etkiliyor. Bütün hepsi zincirleme, birbirinden bağımsız düşünülme ihtimali yok. Mesela, eğer bu ısınma devam ederse biz flora ve fauna varlığımızın büyük bir kısmını kaybetme tehlikesi içerisindeyiz çünkü Sayın Bakanım siz de bahsettiniz balon balığı en fazla gündemde olan, bizim sularımıza geldi fakat bunun yanında bizim sularımızda var olan canlıların da hayat döngülerinde sıcaklığa bağlı olarak değişimler meydana geliyor, bu hem suda meydana geliyor hem karada meydana geliyor. Bu, bitkiler açısından da önemli. Dün de dile getirdik, mesela, istilacı türler olarak verdiğimiz türler var; bunlardan birisi balon balığı çünkü avcısı yok. Ülkemizde bunları sıklıkla görme durumumuz var; gerçi bu direkt Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ilgilendiren bir durum değil fakat Tarım Ormanla beraber sizin de mücadele etmeniz gereken alanlardan birisi.

Şimdi, bu sıfır atık kampanyasıyla beraber kaynakta ayrıştırmanın bir an önce devreye sokulması gerekiyor. Yani bunu yapmadığımız sürece, kaynakta ayrıştırma yapmadığımız sürece, belediyeler bunu dizayn etmediği sürece sıfır atık kampanyasında istediğimiz sonuca ulaşmamız zor olacak. Çünkü sonradan ayrıştırma, sonradan depolama vesaire... Bunların kaynaktan itibaren ayrıştırılıp, depolama alanlarının farklı şekilde planlanıp, amaca uygun şekilde de dizayn edilmesi gerekiyor.

Şimdilik söyleyeceğim bunlar.

Teşekkür ediyorum.