KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Aslında söylenecek her şey söylendi. Ben, biraz yazımla ilgili, teknik olarak birkaç şeyi hem sormak hem de öğrenmek istiyorum; düzeltilmesini talep etmek istiyorum.

Şimdi, teklifin 1'inci maddesinde 6183'ün 85'inci maddesinde yapılan birtakım düzenlemeler var. "Elektronik ortamda veya" ifadesi var. Devam ediyor, ben okumak istiyorum: "Menkul mallar, elektronik ortamda veya tahsil dairelerinin satış mahallinde açık artırma ve peşin para ile satılır." Bu "elektronik ortamda veya tahsil dairelerinin satış mahallinde..." Virgül koymakta fayda var, elektronik ortamı bağlayıcı, açık artırmaya bağlayıcı bir anlam taşıması adına.

Şimdi "muhafazası tehlikeli veya masraflı olan mallar" deniyor; buna bir açıklama getirdiniz ama buna kim karar verecek, nasıl karar verecek bunu anlayabilmiş değilim. Çok görece bir tanım, çok genelgeçer bir ifade, ucu açık bir ifade. Bu da bilmem, daha sonra bir sorun yaratır mı, onu belirtmek istedim.

Üçüncüsü: Tabii, burada, teminat alınmayacak hâlleri belirlemeye, karar vermeye yetkili olacak olan amme idareleri biraz... "Teminat alınmayacak hâlleri belirlemeye yetki veriyoruz ama biraz keyfiyet veya kayırmacı bir durum oluşur mu?" gibi bir endişe, soru işareti oluştu kafamda. Gerçi Cavit Bey buradaydı, o konuda yetkin, etkin konuşmasını da yaptı ama "teminat" için Türk hukukunda şöyle bir tanım var: Teminat "borçlu veya 3'üncü bir kişi tarafından bir borcun ifa edilmesinin temini veya ifa edilmemesi hâlinde alacaklının uğrayacağı zararın karşılanabilmesi için alacaklıya verilen güvence" anlamına gelir. Siz -ben soruyorum ama pek dinleyen yok herhâlde- teminatı alıyorsunuz, olmadı, üstüne... Yani o güvence "yüzde 5 teminat" diyorsunuz, güzel. O yüzde 5 doğru mudur oran olarak bilemem ama "teminat"ın tanımı, terminolojik tanımı, hukuktaki tanımı "güvence"dir. O güvencenin üstüne mali, maddi bir yük daha getiriliyor. Bu ne derece doğrudur? Bu konuda bu soruyu size yönlendirmiş olayım, konu hakkında belki daha açıklayıcı olabilirsiniz.

Şimdi, 2'nci maddede yine değiştirilen 86'ncı maddede müşterinin malı almaktan vazgeçmesi durumuyla ilgili bir mühletten bahsediyor: "Müşteri malı almaktan vazgeçer veya verilen mühlet içinde bedelin tamamını vermezse mal ikinci defa artırmaya çıkarılır..." O mühlet ne zaman? Malın ikinci defa açık artırmaya çıkarılması, ilk ihaleyle ikinci ihale arasındaki zaman aralığı konusunda bir tanım, bir usul var mıdır? Bunu sınırlayıcı bir düzenleme, bunu düzenleyen bir madde var mıdır? Varsa...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kanunun tamamında var o, diğer maddelerde o zaten tanımlı.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Soruyu yöneltiyorum, siz yanıt verirsiniz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Var tabii.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ben, burada, bunu göremedim. Kanunun kendisinde varsa da kanundan verin o zaman onu. İkinci ihalenin ikinci defa açık artırmaya çıkarılması konusu "...en çok artırana ihale olunur..."

Şimdi, orada 86'ncı maddeye ikinci fıkra eklenen "Birinci artırmada talip çıkmaması sebebiyle ihalenin yapılamaması veya..." Birazcık karmaşık bir fıkra ama gerçekten çözmeye çalıştım. Şimdi bir açık artırma yapıldı talip çıkmadı, ihale yapılamadı veya birinci artırmada mal kendisine ihale olunan -birisi aldı artırmada ihaleyi- bu kimsenin malı almaktan vazgeçmesi ya da üçüncü bir durum, "vazgeçmesi veya verilen mühlet bedelinin tamamını vermemesi üzerine" o kişi vazgeçti veya verilen bedeli ödemedi, yapılan ikinci artırmada mal kendisine ihale olunan kimse -ikinci artırmada başka biri aldı malı, ihalede- malı almaktan vazgeçti veya verilen mühlet içinde bedelin tamamını vermemesi hâlinde, o da birinci artırmadaki gibi aynı işi yaptı, vermedi, bu kimseden, bu "kimse"den derken birinci ihaledeki kimse mi bu, ikinci ihaledeki kimse mi?

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Bu kimse birinci mi ikinci mi? Onu ben de anlamadım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Birinci ihaledeki kimse o sorumluluk almıyor o zaman hiç.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, var. Ben, biraz önce aslında açıkladım bunu.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Siz açıkladınız ama ben kanunda anlamaya, görmeye çalışıyorum. Sizin açıklamanız belki tutanaklar üzerinden yarın, bir gün bir ihtilaf durumunda o açıklama üzerinden gidilerek bir şey... Ama kanunda onu görmeye çalışıyorum, bulmaya çalışıyorum. "Bu kimseden ikinci ihale bedeli ve diğer zararlar ve ikinci ihale bedeli üzerinden hesaplanacak tecil faizi oranında faiz..." falan diye devam ediyor. Tabii, ikinci ihaleyi, malı almaktan vazgeçen kimsenin üstünde kalıyor sonuçta. Öyle anlıyorum doğru mudur?

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Yani üzerinde kalan, ikinci ihaleyi alan kişi ilk adamın bütün kabahatlerini üstlenmiş mi oluyor?

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İlk kişinin üstlenmiş mi oluyor bütün kabahatlerini, yüklerini ikinci ihaleyi alan yani...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Bu kadar kötü bir madde olamaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soru anlaşıldı herhâlde, bir teknik açıklama isteriz olmazsa. Biraz hızlanabilirsek memnun olurum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, 20.30'a yetişmek için hızlanıyorum.

Bir de şu var: Kanun teklifinin 3'üncü maddesiyle bu satış komisyonlarının -ben de Cavit Bey gibi tekrara düşmeden aynı şeyi söylemek istiyorum- sakıncalı olabileceğini düşünüyorum. Satış komisyonunun kimlerden oluşacağı kaldırılıyor, dolasıyla "...amme idarelerince belirlenir." diye bir ifade var, "İlgili kamu idaresi bunu belirler." deniliyor, "...çalışma usul ve esaslarını belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir." deniliyor. Burada belediyeden ya da yerel yönetimden diyelim, belediye meclisinden bir meclis üyesinin böyle bir komisyona alınması neden doğru değil veya Tapudan tapu sicil muhafızı veya tevkil edeceği zat veya mal müdürü, bunların dışında başka kişilerden de oluşabileceği hükmü neden getirilmek istendi? Buna da bir yanıt alabilirsem memnun olurum.