| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 39 milletvekilinin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3519) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .04.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım "Plan ve Bütçe Komisyonunda daha öncesinde de böyle hukuki konulara ilişkin hususlar geldi." diye ifade ettiniz; doğru, burada bazı görüşmeler yapıldı ancak bakın, bu, özel bir düzenleme yani bu konu işin uzmanları tarafından değerlendirilmesi gereken, herhangi bir şekilde bir düzenlemeyi yani yargıyla ilgili bile de olsa herhangi bir düzenlemeyi içeren bir konu değil; çok özelliği olan ve her iki tarafı yakından ilgilendiren, dolayısıyla da sadece "Plan ve Bütçe Komisyonunda her şey görüşülebilir." denilerek, geçiştirilerek burada görüşülüp karara bağlanacak olan bir konu değil yani herhangi bir konu olmayıp özel bir düzenleme. O nedenle öncelikle, bu konunun Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesini ben doğru görmüyorum, bu konu bizim konumuz değil. Bu, torba yasa hastalığının maalesef işte, ortaya çıkan sakıncalarından birisi.
Şimdi, onun ötesinde burada iki düzenleme var, özellikle yazışmalarla ilgili olan konu... Değerli arkadaşlar, bakın, 68'in dördüncü fıkrasında "Hükümlü tarafından resmî makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup, faks ve telgraflar denetime tabi değildir." denilse de bunun kontrolünü kim yapacak veya kontrolü nasıl yapılacak? Şimdi, burada diğer konulara da ben aynen iştirak ediyorum yani şöyle: Bir mahkûmun çocuğuyla, eşiyle veya özel nedenlerle kendisine ziyarete gelenlerle görüşeceği insani konuşmaları olabilir, eşiyle yapacağı özel konuşmaları olabilir. Bunlar kayıt altına alınacak bir şekilde ama bunun ötesinde de savunmanın yani adil yargılanmanın bir parçası olarak her ne kadar "Hükümlü." dense de bakın... Yani sonradan şu denmesin: "Ya, hükümlü yani davası bitmiş." Öyle değil arkadaşlar, bakın, hükümlü de olsa sonuçta, daha sonra onun iadei muhakeme esasları çerçevesinde birtakım yeniden yargılama süreçleri başlatılabilir. O nedenle, kendi avukatıyla savunma bağımsızlığı, özgürlüğü içerisinde görüşme yapması ihtiyacı olabilir.
Bunun yanı sıra, 5'inci maddede "Kamu düzeninin korunması ile kişi, toplum..." diye devam eden her cümlede bakın, bir keyfîlik yatar. Bunu tespiti, değerlendirmesi kime göre, hangi zemine göre, hangi zamana göre? Yani burada klasik, belli şablon suçlar olmakla beraber, yaratılan, suç olarak isnat edilen döneme göre eylem ve söylemler vardır. Bazen "İşte, yakaladık; senin ettiğin bu laf suç." denildiği gibi, bir suç yaratıldığı gibi bazen de o lafların suç sayılmayacağı dönemler oldu. Yani kısacası, bazı uygulamalar kişiye ve zamana göre değişecektir. Bakın, bu uygulamalar tamamen hem kişinin özgür iradesini ortaya koyabilme adına kişi hürriyeti açısından çok önemli, ayrıca, savunmanın ihlali açısından da çok önemli ihlaller içermektedir. Ben, özellikle dinlenme kısımlarının, bakın "dinlenebilir" kısımlarının doğru olmadığını düşünüyorum. Dinlenebilme kısmı kesinlikle hak ihlali niteliğini taşıyacaktır, bu da özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelecek hukuka aykırı bir durumdur diyorum, Sayın Başkanım.