KOMİSYON KONUŞMASI

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkürler Başkanım.

Yani bazıları hukuka uymuyor diye herkesi cezalandırmaya giden bir yöntem, üstelik de bazılarını tespit edebildiğinizi söylüyorsunuz değil mi? Çünkü işte üç ay, iddia o ki aşırı yüksek maaş gösteriyorlar, ondan sonra o maaş düşüyor, demek ki bir yerde bu tespit edilebiliyor. Yani onu tespit etmeye harcanacak olan teftiş eforunun ve onun ortaya çıkartacağı mali yükün burada yaratılacak kayıptan ve mağduriyetten çok daha az olacağı açık. Dolayısıyla bu maddenin hakikaten yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Elbette suistimaller engellenmeli ama suistimali engelleyeceğiz diye milyonlarca hakkı olan insana da hakkını gasbederek bu işi yapmak da doğrusu bir hukuk devleti çerçevesinde olmayacak bir iş, birinci mesele bu bence. İkincisi, başka türlü suistimallerin yaygınlığını da çok iyi biliyoruz yani vergiden kaçınmak adına asgari ücretten gösterilmenin de çok daha yaygın bir faaliyet olduğunu da biliyoruz, mesela onunla ilgili o zaman tartışma yapalım. Dolayısıyla suistimallere dönük atılacak adımların bir ceza mekanizmasından ziyade doğruyu teşvik edecek bir mekanizmaya dönüşmesi gerekiyor. Emekçinin zaten birçok hakkı Covid döneminde zaten az olan hakları gasbedilmiş vaziyette.

Şimdi, bir de şöyle bir sorun var; bu teklifte iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içinde yüz seksen günden az kısa vadeli prim bildirmiş olanlara yapılacak ödemelere de sınırlama getiriliyor. Hatta pek çok kişiden şunu da duyuyoruz: İşte, hamile kadınların iş göremezlik ödeneğinden faydalanmak için doksan gün prim ödemesi yapmaları gerekiyor. Oysaki kısa çalışma ödeneğinde olanlar bu prim ödemelerini yapamadılar. Bu mağduriyet nasıl giderilecek? Dolayısıyla, yani bambaşka meseleler varken karşımızda bir anda şimdi emekçinin esasında hakkı olanı suistimal eden bir dar kesim var diye gasbetmek kabul edilemez.