| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 39 milletvekilinin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3519) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .04.2021 |
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ederim Başkanım.
Geçici yüzde 22'yi mi konuşacağız, bugün kanundaki yüzde 20'yi mi, yoksa gelecek sene için düşündüğünüz yüzde 25'i mi, yoksa iki sene sonraki yüzde 23'ü mü? Hangi vergi oranı, Türkiye için optimal ve doğru vergi oranı? Buna dair bir hesaplama yapılmadan buraya getirilen her tür teklif esasında günü kurtarmaya odaklı bir ekonomi politikasının en somut yansıması. Ya, vergiler sadece kasaya para doldurma aracı değildir. Vergiler esasında en önemli adalet mekanizmasını sağlayan araçtır. Dolayısıyla, kasaya para koyduğu kadar adaleti sağlamak yönünde de yeniden dağılımı tesis etmek için de kullanılan bir araçtır. O yüzden böyle "Bugün ihtiyacım var, şimdi 25 yapayım, gelecek sene 23'e indiririm, ondan sonrası Allah kerim." diyerek ekonomi politikası yapılmaz, hele hele kurumlar vergisi hiç yapılmaz çünkü kurumlar vergisinden etkilenecek olan kesim, istihdam yaratmasını beklediğimiz, üretim yaratmasını beklediğimiz, sizin cafcaflı ekonomi reform paketleri içerisinde kullandığınız kelimelere etki edecek olan adımları atacak yatırımcı açısından öngörü oluşturma ihtiyacını karşılayan bir veridir.
Şimdi, cebinizde biraz para olsa, bir fabrika kurmak konusunda bir tereddüdünüz olsa önümüzdeki beş yılda karşılığını alacağınız bir yatırımı yapar mısınız bugün? Bırakın beş yıl sonraki vergi oranını, daha biz bu sene içerisindeki vergi oranının değişip değişmeyeceğini bilmiyoruz sene başlarken. Şimdi, Türkiye'nin yaşıyor olduğu krizin temelinde öngörülemezlik var artık, keyfîlik var çünkü. Bir gece yarısı Merkez Bankası Başkanı değişiyor, bir gece yarısı verginin artması gerektiğine kanaat getiriliyor, hızlıca bir torba yasa hazırlanıyor, "Bu sene 25 yaparız, sonra 23'e düşürürüz." deniyor. Ya, bu, öngörüyü tamamen ortadan kaldıran ve bugün içinde bulunduğumuz krizi doğuran temel sebebin zaten ortaya çıkardığı bir sonuç. Bunda ısrar ettiğimiz sürece bu kriz devam eder, dolayısıyla da bu madde hiçbir işe yaramaz. Onun için bunu detaylı tartışmayı önemsiyorum.
İkinci meselemiz şu: Yani bu verginin insidansının ne olacağını bilmiyorum ben, bilmek istiyorum kime gelecek yükü. Sonuçta bu vergi geldiği için kurumlar vergisini üstlenenler ücretlere mi yansıtacak acaba, acaba istihdam kararlarına mı yansıtacaklar? Bu açıdan, optimal dediğimiz yani adaleti sağlayacak olan, toplumsal barışı da tesis edecek olan, sosyal adaleti de sağlayacak olan vergi oranının ne olduğunu bilmemiz için burada vergi esnekliğini hesaplamış olmanız gerekiyor, bizimle paylaşmış olmanız gerekiyor, insidansını da bize anlatmış olmanız gerekiyor. Ya, etki analizleri budur zaten. Ne kazanacağımızı bilmiyoruz, deniyor ki "Kazanç olmayan yerden zaten vergi almayacağız." Peki, bu vergiyi niye getirdiniz diye soruyoruz, "Pandemi var." diyorsunuz. Niye o zaman pandemide kazançların azalacağını öngörüyorsunuz ama vergiyi arttırarak daha çok vergi toplayabileceğinizi düşünüyorsunuz? Ya, kendi içerisinde zaten tutarsız. Hakikaten insan bunu tartışırken neresinden tutacağını bilemiyor.
Şimdi, bir nokta daha var: Bütün dünya, vergide adalet meselesini tartışıyor. OECD uzun süredir vergi cennetlerine kaçış olduğu için -çok uluslu büyük şirketlerin- bu vergi cennetlerine kaçıştan kaynaklı ortaya çıkan adaletsizliği gidermek için bir yeni küresel vergi düzeni için çalışmalarını yürütüyor, o çalışmalar hızlandı. Ben Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde bu konuda bir raportörlük yürütüyorum, gelecek hafta Komisyonumuzda görüşülecek rapor ve bu çok uluslu büyük şirketler için vergi cennetlerine kaçmayı engelleyecek şekilde bir küresel minimum vergi düzeyi tartışılıyor. Yani deniyor ki büyük şirketlere ve rant peşinde koşanlara: "Vergiyi yüksek tutalım, cennetlere kaçmayı engelleyelim çünkü vergide adaletsizlik yaratıyor, bu da sosyal adaletsizlik yaratıyor." Eğer kaynak arıyorsanız Türkiye'deki rantçıların vergi cennetlerine kaçırdığı paralardan vergi toplayabilmek için vergi cenneti listesini yayınlarsınız. Yani dışarıya bakıp "Orada vergiyi artırıyorlar." dediğiniz her ülke, esasında bunun adalet boyutunu tartışıyor. Buyurun, vergi cennetleri listesini yayınlayalım, zaten yükümlülüğü bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Tamamlıyorum.
Bu yükümlülük yerine getirilse kurumlar vergisini şimdi 5 puan, yarın 2 puan, sonra 1,5 puan değiştirme ihtiyacı da ortadan kalkar, ondan sonra hakkıyla tartışırız optimal kurumlar vergisi ne olmalı diye, bunu tartışamıyoruz. Niye? Çünkü hesap yok, kitap yok, öngörülebilirlik yok, bir gün yüzde 15'e alkış tutuluyor, üç ay geçiyor, yüzde 25'e alkış tutuluyor. Ekonomi politikası böyle yapıldığı sürece bu ülke krizden başını kaldıramaz.