KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Sayın Başkanım, ben de kayıtlara girmesi açısından söylüyorum: Tabii ki muhalefet olarak veya iktidar içinde veya kenarda da beğendiklerimiz, beğenmediklerimiz, her yasada memnun ettiklerimiz, etmediklerimiz olabilecek; bu, gayet normaldir. Herkesin beğeneceği bir yasa şimdiye kadar dünyada çıkmamıştır herhâlde. Ama bu arada da burada olmayan insanlar hakkında bazen suizanlarda bulunuyoruz veya konuşmalar yapıyoruz. Ben tanıdığım ve bildiğim için söylüyorum, eğer bunu da söylemezsem vicdan azabı duyacağımı hissediyorum.

Birincisi, Hayrettin Ağabey, teftiş kuruluyla ilgili yaptığınız konuşmada İçişleri Bakanlığından gerçekten çok dört dörtlük arkadaşlar geldiler. Size o metni yazıp gönderenlerle bir kez daha yüzleşirseniz; gelen arkadaşların kimlikleri, kim oldukları... Tabii ki Bakanlık yetkilileri kendi arkadaşlarını savunurlar ama biz de gördüklerimizi bildiklerimizi söylemezsek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Biliyorsunuz, dinimiz de bunu emrediyor, dilsiz şeytan durumuna düşmeyelim diye... Burada bir suizan yapıldı. İnşallah, o sizin eleştirdiğiniz arkadaşlarla bir gün karşılaşırsınız, konuşursunuz, yakından tanıma imkânınız olur.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Hepsini tanıyor musunuz, siz mi seçtiniz?

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Hayır, tanıdığım için söyledim, birini söyledim, ben kendisini söyledim.

İkincisi, yurt dışına gidecek arkadaşların ailelerinin orada hastalandığı zaman bakımıyla ilgili... Giden arkadaşlar zaten bir sağlık raporu alıyor, devlet memuru bunlar.

MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Burada alıyorlar ama...

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Ama yurt dışına gittiği zaman hastalanabilirler, her an başımıza bir şey gelebilir.

Şuradan çıktıktan sonra da Mürsel Bey, bir şey gelebilir.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Allah muhafaza buyursun.

MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Karıştırmayalım.

Başkanım, düzelteyim müsaade ederseniz.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Düzeltmesine izin verelim bir saniye.

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Estağfurullah.

MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Şöyle: Burada "Sağlamdır, sağlıklıdır." raporunu alır, gider, orada hastalanır; orada bakılsın, ona hiçbir şey diyemeyiz.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Tamam düzeltilmiş oldu.

MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Yani orayı karıştırmayın.

Buradan "Sağlamdır, sağlıklıdır." raporunu alsın eğer bu maddeyi koymazsanız gidecekler belli demektir.

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Arkadaşlar bakın, biraz daha uzatırsanız benim sağlık sorunum çıkacak, gözünüzü seveyim.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Arkadaşlar mesele anlaşıldı.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, Ahmet Bey'in konuşması bitmemişti.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ahmet Bey, buyurun.

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Bunlar kayıtlara girsin diye... Yoksa biraz önce mesela, Mürsel Bey Sayın Bakanın Özel Kalemi için de bir şey söyledi "İstifa etsin." diye. Yani adı geçen Özel Kalem müdürü şöyle: Doktorası bitmek üzere, bir doktor neredeyse, TÜRKSOY'un Türkiye temsilcisi. Yani aslında -tırnak içinde de- özel kalem müdürlerini de bu kadar küçümsememek lazım. Şu anda hangi bakanlıkta kaç tane doktor olmuş, doktorasını bitirmiş olan...

MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Küçümsemiyorum. Anlatayım ben size özel kalemin görevinin ne olduğunu.

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Yani burada kıstaslar koyabiliriz, tahsil şartları koyabiliriz, devlette çalışma mecburiyeti koyabiliriz, çeşitli şeyler koyabiliriz ama bunu belirli sınıflar üzerinden sınıflandırırsak haksızlık etmiş oluruz burada olmayan arkadaşlarımıza da.

Teşekkür ediyorum Başkanım.