| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Levent Kurnaz'ın, iklim değişikliği ve sonuçları, iklim değişikliğine uyum ile Türkiye'nin iklim projeksiyonları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .04.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben esasında Murat Vekilimizin soracağı soruyu sormak istemiştim. "1 milyar 175 milyon ton karbondioksite eş değer emisyon gazı gerçekçi bir tahmin midir yani rasyonel midir?" diye ben soracaktım. Çünkü anladığım kadarıyla bunu büyüme rakamlarıyla, üretimle ilişkilendirmişler. Bu tahminin yapıldığı tarih de 2011 veyahut da 2012. O zaman 2023 hedeflerimiz vardı. Muhtemelen o hedefler göz önünde bulundurularak yapılmış tahminlerdir. Hiçbir şey yapmasak bile yüzde 21'den daha fazla, baz senaryodan daha eksik olacağını düşünüyorum ve görüyorum ben.
Bir de şöyle bir şey var: Şimdi, bir hikâye var; 3 ortak müteahhit işe girmişler, apartman yapacaklar. Aralarında iş bölümü yapmışlar. Biri demiş ki: "Ben tuğlayı getireceğim." Öteki "Ben çimentoyu getireceğim." demiş. Beriki "Ben demiri getireceğim." demiş. Kendi sorumluluklarını almışlar. Neyse, binayı yapmışlar, çıkmışlar apartmanı. Bir hafta sonra bina yıkılmış. Tuğlayı getiren demiş ki: "Eyvah! O kadar tuğla getirmiştim, bütün emeklerim heba oldu." Beriki demiş ki: "Ya, o kadar çimento getirmiştim, bütün emeklerim heba oldu." Öteki ortak demiş ki: "İyi ki ben demir getirmemişim kardeşim, zarara girecektim." Yani şimdi, burada benim gördüğüm kadarıyla dünyada yaşayan bütün insanların bu işte bir sorumluluğu var. Benim anladığım kadarıyla bu Komisyon çalışmalarında, dünyada en fazla bu sorumluluğu hatırlatması gereken ülke Türkiye çünkü en fazla etkilenecek ülke biziz. Yani biraz evvel sunum yaptınız, ben dehşete kapıldım.
PROF. DR. LEVENT KURNAZ - Güzel, işe yaramış.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şöyle: Tehlikenin ne olduğunu iyi kötü tahmin edebiliyoruz, o senaryoları gördük, okuduk, inceledik; neyle karşılaşabileceğimizi iyi kötü tahmin edebiliyoruz. O yüzden bu Komisyondayız. Ama mesela -ben Manisalıyım- siz şimdi üzümden bahsettiniz ve bizim için üzüm -sayın milletvekilim de biliyor- vazgeçilmez bir şey, bütün ekonomimiz ona bağlı ve yarın öbür gün Gediz'de üzüm üreticisinin nelerle karşılaşabileceğini bilmek bizi hakikaten de sıkıntıya sokuyor. Keza zeytin de ciddi sıkıntı yaşayacak fındıkta olduğu gibi, o ortaya çıkıyor.
Yani demem o ki bizim de burada her şeyi bir tarafa bırakıp hakikaten de bu Komisyonda... Yani şöyle bir şey de var -biraz evvel ben o örneği verdim- Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı'nda kalkınma amaçlanıyor yani adamlar kalkınmayı amaçlıyor yani "Yeşil ekonomiyle kalkınabiliriz." diyor, öyle bir iddia koymuşlar ortaya. Benim buradaki bürokrat arkadaşlarda, Bakanlıklardan gelenlerde gördüğüm; ya, tamam, biz birtakım kısıtlamalar yapacağız, önlemler alacağız ama kalkınma, büyüme endişesi var.
Ben biraz evvel Sayın Bakan Yardımcısına sordum -cevabını alamadım, inşallah verir- Paris İklim Anlaşması'yla veyahut da Avrupa Birliğinin ortaya koyduğu mutabakatla hem kalkınma hem de karbon salınımı azaltılabilir mi?
Bu kadar.