KOMİSYON KONUŞMASI

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanınım.

Ebru Hanım, her şeyden önce çok teşekkür ediyoruz sunumumuz için. Aslında, tespitiniz çok önemliydi çünkü sürekli bizlere söylenen Türkiye'nin -hani- tarihsel süreçte çok fazla sorumluluğu olmadığı söylenerek bir sorumluluktan ve iklim eylemsizliğine ülkenin gidişinde bir mazeret olarak gösteriliyordu. Başındaki tespitiniz nedeniyle öncelikle teşekkür ediyorum size çünkü işte artık şu andaki günümüze ve geleceğe bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve özellikle de hani gelişmekte olan ülke konumunda şu anda Türkiye. Bu saptamanız da çok önemliydi ama emisyon salınımlarımız gelişmekte olan ülkeler gibi aynı, dolayısıyla emisyon artımı söz konusu olacak geleceğe dönük olarak. Ve bu artıştan bir azaltım beyanımız var bizim referans senaryoda fakat bu şekilde tüm dünyada bunun olması hâlinde yüzde 4'lük bir iklim değişikliği artışından yani tüm dünyada bu şekilde bir artış söz konusu olsa yani artıştan azaltım taahhüdü bulunmuş olsa dolayısıyla Türkiye'de, tüm dünyada 4 derecelik bir iklim derecelendirmesi artışından söz ediliyor dünyada. Biz bu sorumluluktan kaçamayız kesinlikle, dolayısıyla şimdi siz aslında Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın 2050'de karbonnötr bir kıta olmayı hedeflediğini ortaya koydunuz ve özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı sadece bir çevre stratejisi değil ve Avrupa Birliğinin ticaret sisteminde de çok zorunlu bir dönüşümü ortaya koyuyor. Dolayısıyla, Avrupa Birliği Paris Anlaşması'nı imzalamayanlarla ticaretini gözden geçirmeye hazırlanıyor ve sınırda karbon vergisini tartışıyor. Aslında, siz birazcık söz ettiniz ama burada Paris Anlaşması ve Türkiye'nin karbonsuz ekonomiye geçiş politikası tam olarak nasıl olmalı? Çünkü bu gerçekten çok önemli ve Türkiye'de salınan sera gazı salınım emisyonlarına baktığımızda da en büyük payın enerji sektöründe olduğunu görüyoruz aslında elektrikle birlikte tabii ve elektrik enerjisi sektöründe de çok büyük bir dönüşüm var. Bu, elektrik sektöründeki dönüşüm hani -çok kısa söz ettiniz belki biraz onu ayrıntılandırabilirsiniz- tam olarak nasıl olmalı?

Ve işte, Paris süreci sonrasında yeni tanımlanan piyasa işleyiş mekanizmaları ve Türkiye'nin bu konuda pozisyonuyla ilgili bir bilgi vermemiz mümkün olur mu? Çünkü emisyon ticaret sistemlerinin birleştirilmesi ve azaltımların uluslararası ticarete konu hâline gelmesi Paris Anlaşması'nın 6'ncı maddesi gereği yepyeni bir piyasa kurmayı öngörüyor ve şekillenmekte olan bu yeni piyasada da işte böyle "internationally transferred mitigation outcomes" kurallarının dışında kalmak Türkiye için ne kadar gerçekçi olur?

Aynı zamanda, bu 23'üncü slaytta yeni ve tam teşekküllü bir uluslararası ticaret ve finans sisteminden söz ettiniz. Bu, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon düzenleme mekanizması işler hâle gelirse ilgili sektördeki ihracat firmalarına gelecek ek maliyet Türk finans sistemini nasıl etkileyecek? Buna bağlı olarak Türkiye'de finans ve bankacılık sektörünü düzenleyen kurumlar, finans sektörünün ve ihracatçı firmaların olumsuz etkilenmesini engelleyecek hangi önlemleri alıyor? Çünkü bildiğimiz kadarıyla artık sigortacılık sektöründen işte kredilerin desteklenmesine kadar uluslararası bankacılık sisteminde bunun hazırlıkları yapılıyor. Türkiye'de de yapan bazı sigorta firmaları ve bankalar var, biz bunu biliyoruz.

Bir de 24'üncü slaytta...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, Nur Hanım, toparlayalım.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Toparlayacağım, son sorum.

24'üncü slaytta Avrupa İklim Yasası'nda söz ettiniz. Mesela, orada çok belirgin bir şey, işte fosil yakıtların teşviklerini kaldırmak. Oysa biz, sizin de belirttiğiniz gibi biliyoruz ki kömür teşvikleri hâlen var ve Türkiye'de bir iklim yasası hazırlığı var. Bunun ikisini kıyaslamanız mümkün mü ve hazırlanacak ya da çıkacak bir iklim yasasında Türkiye için önerileriniz ne olacak?

Çok teşekkür ediyorum.