AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Şimdi, bu Komisyonun her bir üyesi Türkiye'nin uluslararası ilişkileri, dış itibarı, dış sorunları hakkında -ki pasaport da bunlardan biridir elbette- önemli gördüğü konuyu elbette gündeme getirecektir. Bu bizim olağan toplantılarımız sırasında gerçekleştirilebileceği gibi olağanüstü toplantı talebi çerçevesinde de ifade edilebilir. Çok duygusal bir süreçteyiz, onun için belki Cumhurbaşkanı çoğunluğunu oluşturan partilere mensup arkadaşlarda aşırı bir hassasiyet gözlemliyorum. Burada Sayın Cumhurbaşkanının Biden'a cevaben yaptığı açıklamada daha kuvvetli ifadeler kullanmasının talep edilmesi "Keşke daha kuvvetli ifadeler kullansaydı." denmesi gayet doğal görülmesi gereken bir talep. Bu talep aynı zamanda başka bir taleple de müsavi yani eş anlamlı. Şu manada eş anlamlı: Sayın Cumhurbaşkanının, yaptığı açıklamada karşı tarafın açıklamasının, Biden'ın açıklamasının tesirine cevap verecek tedbirleri de ifade etmesi bekleniyordu, bunu yapmadı. Büyüyen tepki bununla bağlantılı, bu beklentinin karşılanmamasıyla bağlantılı.

Şimdi, ben tabiatıyla bu Biden'ın ifadelerinin, kabul edilemez ifadelerinin bugünkü toplantımız sırasında tartışılmasının tüketilmesi gibi bir sonuca varmayalım diyorum. Türkiye'yi her açıdan etkileyen ve muhtelif alanlarda sonuçları olabilecek bu konunun -madem aktif olmasını istiyoruz, aktif bir karşılık silsilesi içine girmemiz bekleniyor- Dışişleri Komisyonu olarak enine boyuna görüşülmesi gerektiği kanaatindeyim. Sayın Başkan, sizin de bu yönde bir girişimde bulunmanızı, bir çağrı yapmanızı hassaten bekliyoruz.

Diğer bir konuya değinmek istiyorum. Bu sürekli bir şekilde Cumhurbaşkanlığı çoğunluğunu oluşturan partilerdeki arkadaşların söyleminde ağırlık kazanıyor. Sürekli olarak şu veya bu kriz vesilesiyle muhalefetin davranışının ne olması gerektiğine dair kuvvetli söylemler içine giriyorlar, bunun ben demokrasi kültürüyle ve Meclisin var olma nedeniyle bağdaştırılamayacağını düşünüyorum.

Çok teşekkür ederim.