KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bu gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti meselesi. Şimdi, sektör diyor ki: "Biz zaten bunu hiçbir zaman karşılamıyorduk, bunu burada açıkça yazdık." Ancak biz sektörü de gözeteceğiz ama mademki halkın yararına yasalar çıkarıyorsak şimdi, bununla ilgili neden bir düzenleme yapmayalım? Bunu da tartıştınız mı kurul olarak, size soruyorum. Çünkü düşünün ki esnaftan bahsediyoruz, taksi esnafı, efendim, minibüs esnafı, kamyon esnafı, otobüs işletmecileri, şoförleri, bunlar bir kaza yaptıklarında o tamir süreçlerinde uzun süreli iş kayıplarına neden oluyor bu durum, gelir kayıplarına yol açıyor. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Bu konuda artı bir sigorta satın alabilir." ama çoğu almıyor, bunu biliyoruz yani geleneksel olarak, buna baktığımızda çoğu şeyde herkes zorunluyu yapıyor, çünkü zaten zor durumda esnaf. Bu anlamda bunu da kapsama alma durumu söz konusu olsa ve primler konusunda da sektörle bu konuda bir uzlaşı sağlansa daha doğru bir adım atmış olmaz mıyız? Çünkü o dönemde o esnaf mağdur oluyor ve geliri çok düşük olan esnaf bunlara baktığımızda, taksi, minibüs şoförleri, kamyon şoförleri, otobüs şoförleri için -şirketlerden bahsetmiyorum, belki şirketlerden bu işi yapanlar başka türlü sigorta satın alıyorlardır- bunu düşünmediniz mi diye ben soruyorum. Bunları kapsama alsak diye soracağım. Bununla ilgili İsmail Bey diyor ki: "2 milyar lira ilave yük gelecek ve primlerin artışı söz konusu olacak." Ama bunlar da önemli kapsamlar yani kapsama alınması gereken konular olarak düşünüyorum bunları.

Diğer bir mesele, şimdi, şu da var arkadaşlar: Dediniz ya "Bir kişi yaya geçidinden geçmedi de normal yerden geçti, öldü. Bu yüzde 100 hasarlı, yüzde 100 sorumlu ve beş kuruş para vermem." Ya, burada da bir sorun görmüyor musunuz İsmail Bey? Çok rahat söylüyorsunuz bunları ama geride kalanlar sonuç olarak ailesi yani insan yanlış bir yerden geçmiş olabilir ama geride kalan bir ailesi var, sonuç olarak onlar bu tazminatı alacaklar. Tabii ki sigortacılık mantığının dışında bir şeyler söylediğimin farkındayım ama sonuç olarak burada da asgari düzeyde bir güvence sağlanmasını düşünemez miyiz Türkiye'nin vicdanlı milletvekilleri olarak? Yani yaya geçidinden geçmedi de 100 metre öteden geçti, öldü, hayatını kaybetti ama geride kalan bir ailesi var; bunların da sonuç olarak bir tazminat elde etmesi söz konusu olabilir yani bunları da güvence altına almayı düşünemez miyiz? Mesela kişi kusurla olsa dahi, tabii ki yüzde 100 boyutuyla değil ama en azından bir alt düzeyde, asgari düzeyde bir tazminat elde etmesini, sonuç olarak ölen bir hata yapmış belki ama geride kalanların bir tazminat elde etmesini düşünemez miyiz sosyal devlet ilkesini savunan bir ülkenin milletvekilleri ve yurttaşları olarak? Bunu soruyorum, hem size Sayın İsmail Bey bir vekil olarak hem de düzenleyici kurum yani vatandaştan yana olduğunuzu söylüyorsunuz ya o anlamda söylüyorum, o noktada bir düzenleme düşünemez miydik bu çalışma yapılırken, asgari düzeyde en azından bir tazminat elde etmesi, alt düzeyde yani bir üst sınırda belirlenerek yani diyelim ki hasarın yüzde 10'u, yüzde 20'si, hani yüzde 100'ü değil belki ama o noktada bir alt düzey belirlenemez miydi? Yani sektör de bu anlamda belki adım atabilirdi.

Diğer bir boyutu, ben size tekrar soruyorum Sayın Başkan, size tekrar izah ettim yani sektör bu trafik sigortasından biliyoruz ki kâr etmiyor ama diğer kanallarda çok kâr ediyor. Yani trafik sigortası sattığı bir insana sağlık sigortası da satıyor, ev sigortası da satıyor, başka sigortalar da satıyor, yangın sigortası satıyor, satıyor da satıyor, bunlardan kâr ediyor. Şimdi, sektörün bütününe baktığımızda gayet kârlı duruma geçmiş durumda. Evet, geçtiğimiz yıllarda bazı sıkıntılar yaşamış olabilir ama şu anda kârda ve primlerini çok ciddi oranda artırdı, sağlıkta diğer boyutlarıyla baktığımızda. Bütün bu meseleleri de dengeleyerek, buradaki prim artışlarını da belli bir sınırda, İsmail Bey'in söylediği gibi yüzde 30, yüzde 40 değil de yüzde 10'da sınırlayıp bunları da kapsama alıp diğer boyutta elde ettiği kârları da belli oranda sınırlayarak yani bu... Ben şunu soruyorum size...

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Paylan, toparlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sürem var.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Yirmi saniye kaldı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle mi? Peki, hemen bitiriyorum o zaman.

Şunu söylüyorum Sayın Başkan: Yani nasıl bir sektör, sigorta primini on yıl boyunca ödemiş bir insana bir anda yüzde 100 zam yapabilir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nasıl buna engel olmuyorsunuz, nasıl buna bir düzenleme getirmiyorsunuz? Düşünün ki on yıl boyunca müşterisi o insanın ve bir anda yüzde 100 zam yapabiliyor, "Hayır arkadaş, durum böyle, benim kâr etmem lazım." diyor. "Bununla ilgili niye üst sınırlar getirmiyorsunuz prim artışlarında?" diye size net bir soru soruyorum, umarım bu sefer cevabını alırım.