KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, İsmail Bey de söyledi "19 tane teşvik sonuç olarak devrede." diye...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 10 diyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İşte, demek ki olmuyormuş.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 10, 10...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 20'ncisini getirdiğiniz zaman da olacak mı bir hekim olarak size soruyorum, yani aynı teşhisi, aynı tedaviyi uygulamaya kalktığınız zaman...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 1 milyon 192 bin kişiyi istihdam etmişiz yani.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, 1 milyon 192 bin kişiyi istihdam ettin, 5 milyon kişi işini kaybetti.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, soruyu sordunuz Garo Bey.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Onu niye söylemiyorsunuz İsmail Bey, yanlış bir teşhis yani o anlamda teşhisi doğru koyun sonra tedavisine bakalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.

İlave bir sorunuz var mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Konuşmamı yapıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Öyle mi?

Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Aslında bunların tümü yanlış çünkü ekonomi kendi iç dinamiğinde kendi...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, 2 önemli Bakanlığımızın Bakan Yardımcıları burada.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Biz koşullandırıyoruz...

Özür dilerim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, lütfen...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Koşullandırıyoruz ve dolayısıyla basite gidiyoruz, kolayından gidiyoruz, ekonomi kendi iç dinamiğiyle istihdam yaratır.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla, Mustafa Bey...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Olağanüstü bir durumdan geçiyoruz ya, normal bu teşvikler, yani millet de faydalanıyor bu teşviklerden.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Garo Bey, buyurun lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani, sözüm meclisten dışarı olarak bunu söylüyorum, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklenmesi mümkün değildir, ünlü bir düşünürün bu anlamdaki sözü olarak söylüyorum. Aynı şeyleri yapıyorsunuz ve farklı sonuç bekliyorsunuz, olmuyor. Yeniden bir torba yasada bir düzenleme getirdiniz. Oysa, arkadaşlar, bakın, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız da burada. Ya, dört ayda bütçe fazlası verdiniz, bununla gurur duyuyor musunuz? "Bu, başarıdır." diyor musunuz? Olağanüstü bir dönemde bütün dünya maliyeleri açık verdiler ve bunu şunun için verdiler: "Biz sosyal devletiz, biz vatandaşımıza sahip çıkarız, esnafımızı, işçimizi, işsizimizi aç, açıkta bırakmayız." dediler, bütçe açığı verdiler ve bununla gurur duydular "Biz vatandaşımızı aç, açıkta bırakmadık." diye. Hazine ve Maliye Bakanımız çıkmış "Biz bütçe fazlası verdik efendim." diye gurur duyuyor. Bence bu utanılacak bir şeydir. Biz parayı orada tutmuşuz kasanın başında tamam mı, çünkü niye, geçen yıl çok har vurup harman savurduk, şimdi de diyoruz ki: "Bütçeyi sıkı tutacağız, vatandaşımız isterse ölsün, intihar etsin." Her gün vatandaşlarımız intihar ediyor, arkadaşlar her gün vatandaşlarımız intihar ediyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Olur mu öyle şey ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütçe açığı verince de "Har vurup harman savurdunuz." diyorsunuz, bütçe fazlası verince...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, şunu söylüyorum: Vatandaşlarımıza bütün o demokratik ülkelerin yaptığı gibi...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Geçen "kaldı" diyordunuz, fazla verince "Niye verdi?" diyorsunuz. Bu yaklaşımınız doğru değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade et Uğur Bey ya, müsaade et.

Bakın, hep yaptığınız, hatalı yaptığınız şeyi yapmayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şunu söyle: Geçen sene...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya bir müsaade et.

Sayın Başkan, bu nedir ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen müdahale etmeyelim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Anlamakta zorlandığım için söylüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dinlesen anlayacaksın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İstifade etmeye çalışıyorum ama istifade edemiyorum ki, allak bullak oldu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, başkasının bize yapmasını yadırgadığımız şeyleri biz de onlara yapmayalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, siz "biz" değilsiniz; siz ortadasınız, siz tarafsınız. "Başkası" değil... Bize "başkası" diyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben genel, herkese söylüyorum. Herkesin kendi başkası için, size de onu söylüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz "başkası" değiliz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu "hepimiz" anlamında.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz Başkansınız, tarafsızsınız orada.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani genel bir ahlaki kuralı söylüyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu bir tabir ya, bir deyim ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buna da müdahale etmeyin canım. Felsefede böyle geçiyor, ne yapalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi Hazine ve Maliye Bakanımıza, Lütfi Bey'e bunun iletmesi için sizi de bu anlamda duyarlılığa tekrar çağırıyorum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yardımcımıza da çağrı yapıyorum: Vatandaşımızı aç, açıkta koydunuz. Ya on beş ay geçti arkadaşlar, Allah'tan korkun. Ya 8 milyon aileye 1 kere biner lira verdiniz. Ya, güne vursanız 2 lira yapar ya, 1 gün için 2 lira verdiniz ailelere. Böyle mi destek olur ya? Ya, esnaflara verdiğiniz üçer, beşer bin lirayla destek mi verdik sayıyorsunuz bir yılda ya?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok vicdansınız ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütçenin el verdiği ölçüde destek verdik. Bütçenin el verdiği ölçüde destek verdik.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde görüşlerinizi ifade ediniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütçe kaynakları bunun için seferber edilmeliydi. Bakın, gereksiz harcamalar kısılmalıydı, israftan vazgeçilmeliydi, şatafattan vazgeçilmeliydi, yandaşlara aktarılan milyarlardan vazgeçilmeliydi ve bütçe kaynakları zorlanıp vatandaşlarımıza doğrudan gelir desteği verilmeliydi. Bu, yapılmadı. Bu torbada da bunu beklerdik biz sizden İsmail Bey, vicdanlı bir vekil olarak bunu beklerdik ama yine vicdansızlık etmişsiniz.

Şimdi, yurttaşlarımızın can suyuna ihtiyacı var Sayın Bakan Yardımcım, can suyu, esnafımızın can suyuna ihtiyacı var, borca değil bakın...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, Yaşar "Biraz vicdanlı ol!" diyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dur, bir sus ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyelim.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Esnafımızın can suyuna ihtiyacı var, işçimizin can suyuna ihtiyacı var; borca ihtiyacı yok ya, zaten borclu adamlar, kadınlar, zaten borçlu insanlarımız, daha fazla borca gömeceksiniz. Neyle gömeceksiniz İsmail Bey?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Git bakalım kamu bankasına, kredi faizi kaç? Yüzde 25'ten aşağı kredi faizi var mı?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey, süreniz bitti. Toparlarsanız memnun oluruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama bağırdılar Sayın Başkan. İki dakika içinde toparlayayım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam, ilave süre veriyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

Gidin, kamu bankalarına bakın bakayım, yüzde 25 kredi faizi, yüzde 28. 500 bin lira kredi alacak, bir yıl sonra kaç para ödeyecek? 150 bin lira kredi faizi ödeyecek. Sen diyorsun ki: "Ben 80 binini düşeceğim." Zaten gırtlağına kadar borçlu insan, onun doğrudan gelir desteğine ihtiyacı var. Ama herkesin değil, bakın Bülent Bey de söyledi, herkesin değil, bazı sektörler çalışıyor, bazıları durmuş durumda. Selektif davranmamız lazım; bazı işçimizi, esnafımızı, KOBİ'mizi daha çok desteklememiz lazım, çalışanlara falan destek vermeyin. Ya, geçen sene bir teşvik çıkardınız Sayın Bakan Yardımcım, adam ihracatçı, yüzlerce insan çalıştırıyor, 300 kişi daha almış "Ben bütün sigorta primlerini karşılıyorum." dediniz, bunu yaptınız, adam şaşırdı kaldı "Ya, ben zaten çalışıyorum." dedi. Milyonlarca lira destek verdiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şaşıran adam o parayı almaz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Doğrudan ihtiyacı olanın, intiharın eşiğinde olan yurttaşımızın elinden tutmalıyız. Siz ne yapıyorsunuz? İşsizlik Sigortası Fonu var, ben bunu ortaya salıyorum, teşviki, 500 bin lira daha borçlansın, 1 milyon lira daha borçlansın...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, süreyi epey açtınız. Rica ediyorum...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, bitiriyorum Sayın Başkanım.

Bu anlamda, gidilen yol yanlış arkadaşlar. Yeniden bir yanlışın içindesiniz. Yapılması gereken -tekrar söylüyorum- doğrudan gelir destekleri ve doğrudan ihtiyacı olanlara; iflas aşamasında olana, ekmeği bulamayan yurttaşlarımıza, intihar aşamasında olan yurttaşlarımıza doğrudan gelir desteği verilmeli.