KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, İsmail Bey, benim maddeden anladığım, bilmiyorum, Kurum Başkanımızın da maddeden ne anladığını henüz duyamadık ama... Benim maddeden anladığım: Özel Riskler Yönetim Merkezi, yurt içinden veya uluslararası piyasadan sigorta veya reasürans teminatı bulunamayan ya da teminat sağlanmasında güçlük bulunan nükleer riskler gibi özellikle arz edilen... Şimdi, bu, değerli arkadaşlar, siz onu küçümsediniz, bir uçak kalkacakmış oymuş, buna indirgediniz ama ben o kadar...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, ilk çıkış şeyi...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam neyse öyle anlattınız ama durum kayıtlara öyle geçmesin. Yani, bu, sonuçta Türkiye, bir nükleer santral projesi yürütüyor ve 2023-2024'te açılacak ve dünyada da artık değerli arkadaşlar, yani bir yeşil ekonomiye geçiş olduğu için bu tip hem kömür santralleriyle ilgili, nükleer santrallerle ilgili, yani yeşil ekonomi meselesine aykırı olan sigortaları sigortalamıyorlar çünkü şirketler "Biz çevreci, ekolojik, yeşil ekonomik meseleleri sigortalayacağız." diyecekler bundan sonra ama biz o ligden artık koptuğumuz için, hani biz ekolojik olmayan, nükleer, kömür santralleri projelerine devam ettiğimiz için uluslararası reasürans şirketleri artık bunları sigortalamıyorlar. Öyle açıklayın İsmail Bey, deyin ki: Bunlar artık uluslararası reasürans şirketleri sigortalamayacaklar, bu açıdan biz millî ve yerli bir reasürans yapısı yapacağız işte efendim bu Özel Riskler Yönetim Merkezinde ve kömür santrallerini, nükleer santralleri buradan reasüre edeceğiz; bu bir.

İkincisi, Kanal İstanbul Projesi, bu maddenin arkasında yatan ikinci konu da... Nükleer santral, kömür santralleri projeleri yani ekolojik olmayan bütün projeler birinci gerekçesidir bu yasanın, ikinci gerekçesi de Kanal İstanbul'dur. Kanal İstanbul'da uluslararası alanda reasüre edilecek herhangi bir şirket bulamazsınız bugünkü şartlarda çünkü ekolojik yıkımı getirecektir, hiçbir şirket buna yanaşmaz. Ne finanse edebilecek bir şirket bulabileceğiz, göreceksiniz, ancak Merkez Bankası kaynakları, hazine kaynakları, başka kamu kaynakları devreye sokulursa bir intihar olarak yapılmaya çalışılacak ya da sigorta edilme konusunda da ancak yerli bir reasürans yapısının yani bu Özel Riskler Yönetim Merkezi adı altında sigortalaması söz konusu olabilecek.

Değerli arkadaşlar, şimdi dünyadan ne şekilde ayrıştığımıza bakmamız lazım, pozitif anlamda mı ayrışıyoruz; yani yeşil ekonomi, yeni yaşam artık bütün bu meseleleri tartışan bir Türkiye gerçekliği mi söz konusu olacak yoksa kömüre dayalı bir enerji politikası, nükleere dayalı bir enerji politikası ve bir rant projesi olan Kanal İstanbul Projesi'ni yapmakta inat, hem finansal bir yıkım yaratacak dünyadan kopmayı getirecek... Bu açıdan, bu tip meseleleri de biz de dünyanın yolunda yürüyelim yani doğru olan yolda, demokratik dünyadan bahsediyorum. Yeşil ekonomiye doğru yürürsek, ekolojik bir yaşama doğru yürürsek o projelerimizi reasüre edecek gerek yerli -yerli yapı olsun buna itirazım yok- gerekse uluslararası reasürans şirketlerinin sigortalama şansına sahip oluruz, aynı zamanda da o doğrultuda yürürsek uluslararası finans şirketlerinde finanse etme şansına sahip oluruz. Aksi takdirde, yerli kamusal kaynakları bu tip dünyadan kopmuş projelere harcamaya devam ederiz ve sigortalatamayız bile. Bu açıdan, çok yanlış bir uygulama olduğunu düşünüyorum ve sonunda da şöyle diyorsunuz: "Millî menfaatlerin gözetilmesi amaçlanmaktadır." Ya, Kanal İstanbul'u yapmayı millî menfaat sayıyorsunuz, nükleer santral yapmayı millî menfaat sayıyorsunuz, hâlâ Yatağan'da, Maraş'ta kömür santralleri yapmayı, halkımızı zehirlemeyi millî menfaat sayıyorsunuz. Dünya bunlardan kopuyor, bu açıdan yanlış yoldasınız İsmail Bey, bir hekim olarak size söylüyorum; ekolojik bir yaşamı savunmalısınız, yani insanlar bu projeler yüzünden sağlıklarını kaybediyorlar.