| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlkay Dellal'in, iklim değişikliği ve tarım hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .05.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, burada, sunumunuzda tarımın özelliklerinden bahsettiniz. Evet, esasında çiftçinin de özellikleri bu. Nedir? Riskleri fazla, üretim dönemi uzun, fiyat dalgalanmaları fazla, elde edilen gelir düşük, zahmetli, yaşam standartları düşük, sosyal statüsü az. Yani bizim şu andaki Türkiye'deki çiftçi kesimini burada tarif ettiniz. Esasında bu kadar uzun yazmaya gerek yok, Türkiye'deki çiftçinin durumunu en iyi tarif eden belki de Tarım Bakanımız oldu "Çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır." dedi. Yani bu kadar söylediğiniz şeyin özeti esasında bu.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - "Onun parası bereketli olur." diyorlar.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, doğru. Bakış açısını bence değiştirmemiz lazım bizim burada. Tarıma ve tarımla uğraşan insanlara bakış açımızı değiştirmemiz lazım.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (
Aydın) - Bakanı da değiştirmemiz lazım!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Tarımın, ziraatla uğraşan insanın da bir meslek olduğunu esasında o insanların kabul etmesi, hissetmeleri lazım bana göre. Ben de bu arada ziraatla uğraşan birisiyim. Şimdi aynı zamanda istatistik eğitimi aldım ve veriden bahsettiniz siz. Ben bu Komisyon çalışmalarında bunun altını çizmeye çalışıyorum. Planlamadan bahsettiniz, planlama olması için elinizde doğru verilerin olması lazım. Eğer elinizdeki veriler yanlışsa ve o verilere göre planlama yaparsanız eninde sonunda sizi çok yanlış yerlere götürebilir; Türkiye'de bunu çok sıklıkla yaşıyoruz ve burada bazı... "Bu iklim değişikliğinin verimde düşüklüğe yol açacağını" söylediniz ve -2020-2050 zannedersem- bazı tarım ürünlerinin ne kadar düşeceği konusunda bir çalışma yapmışsınız; herhâlde bunu 2020'den önce yaptınız; kaç yılındaydı?
PROF. DR. İLKAY DELLAL - 2019'da yayınlandı.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yayınlandı, çalışmanız...
PROF. DR. İLKAY DELLAL - Ama sonuçta...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Referans yıl yani ne kadar...
PROF. DR. İLKAY DELLAL - 2015.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 2015 yılıyla 2020'e ait bir projeksiyon koymuşsunuz, buna göre: Buğday, arpa, çavdarda yüzde 4,9 düşük olacağını, mısırın 7,2 düşük olacağını, baklagillerin 2,9, ayçiçeğinin yüzde 3, şeker pancarının 4,6, süt üretiminin yüzde 4,3 zannedersem düşük olacağını tahmin etmişsiniz. Şimdi, burada tarla bitkilerinin -TÜİK'in rakamları var- ekiliş alanlarıyla üretim miktarları arasında, bunlara baktığınız zaman yani mesela, 2012 ila 2020 yılını kıyasladığınız zaman birçok üründe, hemen hemen hepsinde Türkiye'deki verimlerinin arttığını görüyoruz. Yani burada sizin yapmış olduğunuz çalışmayla buradaki TÜİK'in rakamları arasında bir çelişki var. Yani burada biraz evvel de bahsettik verilerin ne kadar sağlıklı olduğu konusu şüpheli olduğu için hangisi doğru hangisi yanlıştır diyemiyorum size yani böyle bir sıkıntımız var bizim. Problemlerden bir tanesi de hâlen de bu verilen hepsi TÜİK'e baktığımız zaman Tarım ve Orman Bakanlığının ÇKS sisteminden derlenmiş bunlar. E, ÇKS sistemine bakıyorsunuz, Türkiye'deki çiftçilerin neredeyse yarısı ÇKS sistemine kayıtlı, Türkiye'deki tarım alanlarının yarısı ÇKS sistemine kayıtlı ve ben bunu Komisyon çalışmalarında hep dile getirdim esasında. Daha önce "Pulluk değen tüm tarım arazilerinin kayda alınacağı" mottosuyla, hedefiyle finansmanı yapılan bir TARBİL sistemi vardı, nedense bu TARBİL sistemi rafa kaldırıldı, özellikle veri konusunda çok önem arz eden bir projeydi esasında bu. Soruyorum fakat bir türlü cevap alamadım ben "Neden bu TARBİL sistemi rafa kaldırıldı?" konusunda.
Bir diğer husus, siz burada iklim değişikliğinin tarıma etkilerinden bahsetmişsiniz bir de tarımsal üretimin de iklim değişikliğine etkileri var. Bu etkileri azaltmak yani emisyonu düşürmek için de rakamları da vermişsiniz burada fakat o konuda sunumunuzda -belki zaman da yetersizdi- çok fazla üzerinde durulmadı. Önemli olan şeylerden bir tanesi iyi tarım uygulamaları ve organik tarım uygulamaları, bunları daha fazla artırmamız lazım. Hedeflerimiz yüzde 3'lerde, bunların daha da fazla artırılması lazım çünkü Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat'ta organik tarım oranını yüzde 25'lere çıkarmaya hedefliyor, bizim de bu konuda yol almamız gerekirken yıllar içerisinde hem iyi tarım hem de organik tarımda uğraşan çiftçi sayımızın azaldığını ne yazık ki görmekteyiz.
Bir diğer husus da tarımsal ilaçlamadan bahsettiniz, Türkiye'de çok ciddi bir tarımsal ilaçlama var, bu tarımsal ilaçlama da topraklarımızı ve suyumuzu çok ciddi bir şekilde tehdit eder noktada. Yani yılda ortalama 10 tarımsal ilaçlamadan 19'lara çıkılmış olduğunu görmekteyiz. Ben kendim zeytinle uğraşıyorum, daha önce 4 ilaçlama yaparken 10'lara kadar çıktığımızı biliyorum. 10, 11, 12 ilaçlama yaptığımızı da biliyorum, bunda iklim değişikliğinin etkileri de ne yazık ki var, daha fazla tarımsal ilaçlamaya bizi yönlendiriyor ve bence bir de bizim... Sayın Bakanım, çok önemsiyorum, yılda yaklaşık 500 bin ton tarımsal ilaç kullanılmakta ve bunların kaplarının... Yani bunların kaplarının hepsi birer atıktır.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani tehlikeli atıktır.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tıbbi atık gibi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bunların hiçbir tanesini biz bertaraf etmiyoruz. Bakın, 500 bin ton kimyasal, tarımsal ilaçtan bahsediyorum ve bunların kaplarının hepsi atık, tehlikeli atık ve biz bunların hiçbir tanesini bertaraf etmiyoruz. Bunların hepsini ya yakıyor çiftçimiz ya işte, dere kenarına atıyor, ya evsel atıkların arasına katıyor, ya da tarlasında bırakıyor. Ve sonuç itibarıyla bunlar, buradaki kalıntılar bizim toprağımızı ve suyumuzu ne yazık ki kirletiyor, bu da önemli bir konu.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok güzel bir noktaya... Önemli bir konu.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hakikaten önemli bir konu ve esasında çözülmeyecek bir şey değil bu. Bunu Türkiye çözer, bir şekilde çözer ama burada bu işin yükünün çiftçiye bırakılmaması lazım kamunun mutlaka burada yardımcı olması lazım, yönlendirici olması lazım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, tıbbi atıklar gibi onu da...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Aynen, aynen. Orada şimdi tıbbi atıklarda şöyle: Hastaneye sorumluluk veriyorsunuz...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Veriyoruz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - ...fabrikalara veriyorsunuz, onlar zaten para kazanıyor, onlar bir şekilde bu atıkları bertaraf ettiriyorlar fakat çiftçiye bunu yüklemek, çiftçiden bunu beklemek imkânsız.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Doğru.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bu konuda mutlaka, mutlaka devletin, kamunun yol gösterici olması lazım.