KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hocam, sunum için teşekkür ediyorum.

Avrupa İmar Bankasıyla ilgili bir konu açtınız, onunla ilgili bir rapor hakkında konuşma yapacağım. Tabii, siz sunumunuzun ağırlıklı olarak bu iklim değişikliğinin var olan santrallere etkisini anlattınız; var olan, elektrik üreten yapıların, santrallerin iklim değişikliğine etkisi konusu bence o kadar önemli ki şu anda bu, Avrupa İmar Bankasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla birlikte yapmış olduğu altı aylık bir süreçte hazırladığı rapora da girmiş durumda. Aydın'da, Manisa'da, İzmir'de ve Çanakkale'deki elektrik üreten jeotermal santraller konusunda "Denetlenmiyor, akışkanları dışarı veriyor, toprağa. Aydın, tarım kenti, biz Manisa'nın sultani üzümünü başka yerde üretemeyiz; Aydın'ın inciri de başka, Konya'da üretilemez." diye çok büyük tepkiler gelince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı jeotermal santrallere kredi aldığı Avrupa İmar Bankasıyla birlikte bir çalışma başlattı; bu çalışma sonucunda da geçen ay rapor yayınladı. Bu raporda, su ve toprak ve hava kirliliğine ilişkin önemli tespitler var; Menderes ve Gediz havzasının tamamen ağır metallerle kirli olduğunu raporda açıkça ortaya koymuşlar, ayrıca, denetim eksikliğinden ve istihdam sağlamadığından bahsetmişler.

Buradan 2017 yılına dönüyorum, 2017 yılında Orman Bakanlığının Su İşleri Genel Müdürlüğü, Genel Müdür imzasıyla bir genelge yayınladı. Yer altı sularının arsenik miktarının bu JES'ler nedeniyle Manisa'da, Aydın'da, İzmir'de yükseldiğini ve bu arsenik miktarı da yükseldiğinden içme sularını çok kötü etkilediğinden dolayı yeni JES ruhsatı verilmemesi gerektiği konusunda genelge yayınladı 2017 yılında. Şimdi, iklim değişikliğinin etkilerinden bahsediyoruz. Bu akışkanlar toprağa verildiği zaman -biraz önce dediği gibi- bunun içinde her türlü metal var, ağır metal var; bu ağır metaller toprağı öldürüyor, toprağı öldürünce çoraklaştırıyor. Daha önceki sunumda da bizim bölgede, Aydın bölgesinde ben yarın Aydın'a gideceğim kuraklıkla ilgili çalışmalara gireceğiz, DSİ Bölge Müdürünü de ziyaret edeceğiz toprak artık o kadar zor durumda ki -yani çoraklaşıyor ki o bölgede- yarın, yıllar sonra üretim yapılamayacak noktaya gelecek bu akışkanlar sayesinde. Bu akışkanlar dışarı verildiği zaman da... Yenilenebilir enerji bu ya, yenilenebilir enerji ne demektir? Yer altından o sıcak suyu alacaksın, elektrik üretip yeniden yer altına vereceksin. Yer altına vermiyorlar, dışarı veriyorlar. Daha sonra, 4-5 tane santral aynı kaynaktan suyu alıp da dışarı verdiği zaman da o yer altındaki su kalmıyor. Bu santraller ne olacak? Bu santraller de büyük bir ihtimalle enkaz, mezar şeklinde kenarda duracak.

Buradan yola çıkarak, Avrupa İmar Bankasının bile hazırladığı raporda bu santrallerin iklim değişikliğine ve toprağa zarar verdiği açıkça belliyken biraz önce de Paris, Yeşil... 6 bankadan bahsettiniz değil mi, Sayın Milletvekilim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bu çerçevede, bu bankanın, Avrupa İmar Bankasının artık Türkiye'de yapılacak bu tür santrallere kredi vereceği konusunda kuşkularım var, bu birincisi.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Vekilim, sigorta şirketleri bile sigortalamayacak artık, öyle bir yenilenebilir enerji, çevre, iklim krizinde.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Evet, doğru.

Şimdi, ikinci nokta, tüm yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı 2020 rakamlara göre yüzde 43; burada, kurulu güçte, JES'lerin yüzde 1,7, tüketilen enerjide ise yüzde 3,2 ama toprağa, ekolojik sisteme, ekosisteme havaya, insan sağlığına, bitki örtüsüne, hayvan sağlığına zararı o kadar fazla ki yani anlatılacak gibi değil.

Bu çerçevede, bir tarafta enerji lazım bize, tamam, buradan konuşma yapıyoruz, enerji lazım, elektrik lazım ama bir taraftan da bu pandemi ortamında tarım lazım, üretim lazım, hayvancılık lazım yani bu pandemi ortamının bize getirdiği en büyük nokta tarıma önem vermemiz gerektiği konusudur. Bu nedenle, bu yenilenebilir enerji konusunda bu JES'lere dikkat çekilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Burada, 95.890 megavat üretimin; rüzgâr santralleri sadece 8,8 megavatı, 6,6 da güneş enerjisi olarak belirlenmiş durumda. Biraz önce anlattığınız gibi, bunlara yönelik iklim değişikliğinin etkilerini de önlemek lazım; güneş enerjisi için toz geldiği zaman etkilenmeyecek bir düzenleme... Ona gerekli destekler verilmesine evet diyorum ama tarımı bitiren bu JES'lere de artık bir son vermek gerekiyor. Buradan iki sunum öncesi havza valiliğinden bahsedildi ya, hangi hocamız söyledi?

PROF. DR. LEVENT AYDIN - İhsan Hocamız.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Şimdi, MHP'li arkadaşımız, Hocamız haklı olarak Türkiye'nin sıkıntılı dönemlerden geçtiğini, bölgesel ayrımların yarın bir gün sıkıntı doğurabileceği düşüncesiyle eyalet açısından, diğer şeylerden dolayı, böyle bir şeye girilmemesi gerektiğini söyledi. Ama burada önemli olan şu var: Şimdi, Büyük Menderes havzası. Büyük Menderes havzasında evsel atıklardan tutun, JES'lerin akışkanlarından tutun, o fabrikaların verdikleri akışkanlardan tutun... Büyük Menderes Afyon Suçıkan'da doğuyor, 5 tane ilin hudutları içinden geçiyor, Aydın'da dökülüyor ve şu anda Büyük Menderes'te balık yok, tarımsal sulamayı Büyük Menderes'ten yapıyor vatandaş. Bugüne kadar biz bu 5 tane ili bir araya getirip de şu Büyük Menderes olayını çözemedik, çözülemedi ama bu yönetimsel birlikteliği bu çerçevede sağlayacak belki vali olmayabilir mutlaka ve mutlaka bir yönetimsel bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu çerçevede benim diyeceklerim bu kadar.

Sunumunuz için teşekkür ediyorum Hocam.