KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yine bir vergi affı kanun teklifini görüşüyoruz. Elbette öncelikli olarak şunu, genel olarak bu affa karşı olmadığımızı ifade etmek istiyorum.

Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar 37 vergi affı kanunu çıkarılmış, varlık barışıyla birlikte 10 vergi affı da AK PARTİ döneminde çıkmış. Yirmi yıllık iktidarınızda 10 vergi affı yani ortalama iki yılda bir vergi affı çıkarmışsınız. Bu, 11'inci vergi affı, son beş yılda da çıkan 5'inci af.

Peki, vergi affı çıkarmakla sorunlar çözülmüş mü? Maalesef çözülememiş. Daha 2020 yılı Ekim ayında çıkardığınız bir af var, az önce dağıttığınız tabloda bu affın verilerini sunmuştunuz. Kapsama giren borcun aslı 289,3 milyar TL, bu borcun 101,1 milyar lirası yapılandırılmış yani yüzde 34,9'u yapılandırılmış; peki, bugüne kadar ödenen rakam ne kadar? Yaklaşık 17 milyar TL yani kapsama giren borcun bugüne kadar ancak yüzde 7'sini tahsil edebilmişsiniz, son derece düşük bir rakam. Yani, daha yedi ay önce çıkardığınız af amacına ulaşamamış. Tabii, geçmişte çıkan aflara da baktığımızda, geçmişten bugüne gelen afların tahsilat oranlarına baktığımızda da giderek düşen bir oran söz konusu. Ben bu anlamda da bu affın da amacına ulaşabileceğini pek düşünmüyorum.

Peki, bu tablo neden böyle? Çünkü ülke iyi yönetilmiyor. Özellikle, sizin Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi dediğiniz sistem çalışmıyor. Türkiye son üç yıldır büyük bir ekonomik kriz içerisinde, kriz kötü yönetim nedeniyle çözülemediği gibi, Covid-19 salgınıyla da birleşti ve ekonomik kriz buhrana dönüştü. Evet, bu krizden dolayı işleri artan, bu krizden etkilenmeyen bir kesim vardır ancak özellikle küçük esnaf ve KOBİ'ler bu ekonomik buhrandan çok büyük zarar gördü. Elbette bu krizden zarar gören, sektörlerdeki küçük esnafımız ve KOBİ'lerimize yönelik devlete olan vergi, SGK gibi yükümlülükleriyle ilgili her türlü kolaylık sağlanmalı, gerekirse bu yükümlülüklerin yeniden yapılandırılması gerektiği gibi faizlerinin de silinmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak, durumu iyi olan ve bu kriz nedeniyle işleri artan vergi mükelleflerinin de bu yapılandırılmadan yararlanmaması gerektiğini düşünüyorum.

Vergi adaletinin sağlanması için devlete olan yükümlülüklerini zamanında yerine getiren ve yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen mükellefler arasında bir ayrım yapılması gerekir. Bu ayrımda, işletmelerin uzun yıllara göre ortaya koyduğu performansa göre değerlendirilme yapılmalıdır. Vergi, SGK primi gibi yükümlülüklerini zamanında yerine getirenler ödüllendirilmelidir, zamanında yerine getirmeyenlerin ise cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Oysa, ülkemizde tersi bir durum söz konusudur. Devlete olan yükümlülüklerini zamanında ödeyenler cezalandırılıyor, yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyenler ise ödüllendiriliyor. Ayrıca, sık sık af çıkarmak böyle bir olumsuz sonuca yol açmaktadır. Bazı mükellefler bu afları kötüye kullanmaktadır, bu da devlete olan güveni sarsmaktadır. Devlete olan güven sarsılınca da kimse devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmek istememektedir, vergi ve SGK primlerini ödemek istememektedir.

Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi değişmeden, güçlendirilmiş parlamenter rejime geçilmeden, AK PARTİ iktidarı değişmeden Türkiye'ye hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum, ekonominin de düzelmeyeceğini düşünüyorum, bu aflar da böyle çıkmaya devam eder diye düşünüyorum. Türkiye'de artık yeni bir iktidar ve zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Bunun da yolunun bir an evvel sandığı milletin önüne getirmekten geçtiğini düşünüyorum.

Bütün herkese saygılarımı sunuyorum.