| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 79 Milletvekilinin; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/3622) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .05.2021 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben, bu teklifi getiren Sayın Vedat Demiröz ve 79 milletvekili arkadaşımıza teşekkür ediyorum.
Tabii, bir ihtiyaç mı? Evet, bir ihtiyaç, o nedenle bu teklif gündeme geldi ama peşinen şunu söylemek istiyorum: Her zaman olduğu gibi, bütün arkadaşlarımız altını çizerek vurguladı bu, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde getirilen 10'uncu yeniden yapılandırma vergi affı. Yani on dokuz yıllık bir dönem içerisinde neredeyse iki yılda bir bir af getiriliyor. Dolayısıyla getirilen her af aslında gelecekte af beklentisini de arttırıyor doğal olarak. Bu nedenle de tahsilat, tahakkuk oranlarının da düşmesine sebep oluyor. Bakın, 2020 yılı bütçesinde bütçe açığı tahmini 138,9 milyar lira idi oysa gerçekleşen 172,7 milyar lira açık verdik. Yani bütçe tahmininin yüzde 24,3 sapmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu açığın sadece pandemi nedeniyle olduğunu söylemek de yanlış olur, mali disiplin ve yönetim sorununu da bunun yanına eklemekte fayda var.
Pandemi harcamalarının vatandaşa destekten ziyade kredilerle yapılan borçlandırmalardan kaynaklandığını da gayet iyi biliyoruz. Dolayısıyla söz konusu bu bütçe açığının keşke gelir kaybına uğrayan vatandaşlarımızın, işsiz kalan, evine ekmek götüremeyen, faturalarını yatıramayan, borçlarını, kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçi kardeşlerimizin ve onlara yapılması gereken gelir desteği kaynaklı olsaydı bu bütçe açığı. Bakın, 2020 yılı merkezî yönetim bütçesinde vergi gelirleri tahsilatı 833 milyar lira. Pandemiye rağmen bütçe hedefine yüzde 6,2 üzerinde vergi ödenmiş. 2000'li yıllarda yüzde 91 civarında olan bu tahsilat tahakkuk oranının maalesef 2020'de yüzde 77'ye düşmüş olduğunu görüyoruz. Bu durumun, vergi yükünü gittikçe daha fazla dürüst mükellef ile dolaylı vergiler üzerinde kaldığını göstermesi açısından gerçekten çarpıcı, önemli olduğunu söyleyebilirim. Yani bordrolu çalışandan 85 milyar lira vergi alındı 2020'de. Tahsil edilen gelir vergisinin -ki 158,8 milyar lira- 85 milyar lirası, maaşını görmeden vergisini ödeyen işçi, emekli, kamuoyunda genel olarak "bordro mahkûmu" olarak tanımlanan ücretliler üzerinden olduğunu da biliyoruz. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin toplam gelire oranının yüzde 31,7; dolaylı vergiler içerisindeki sadece KDV ve ÖTV'nin yüzde 52,6 olduğunu, dolayısıyla, yaklaşık olarak bir oran verecek olursak ülkede dolaylı vergiler oranının üçte 2, doğrudan vergilerin üçte 1; ki bu doğrudan vergiler içerisinde de bordro mahkûmlarından alınanlarından da önemli oranda yarı yarıya olduğunu da söylersek vergide de bir adaletsizlik olduğunu söyleyebiliriz.
Değerli arkadaşlar, 10 kez vergi affı ve yapılandırma gündeme geldi. Tabii, bu vergi afları, şu anda 2020'deki Covid bahane, eğer sadece Covid olsaydı daha önce niye yapılıyordu? Vergi aflarının ekonominin kötü gidişinden dolayı çıkarıldığını da, Covid'in de bir bahane olduğunu da söyleyebiliriz. Mutlaka etkisi var, yani bunu yok saymıyoruz ancak bunun ona bağlanarak yapılan bir af olduğunu söylemek gerçekten güç. Ekonominin ne kadar ciddi bir çıkmaz içerisinde olduğunun somut bir göstergesi.
Bakın, vatandaş, vergi borçlarını ödemek istemediği için değil, ödeyemediği için tahakkuk tahsilat oranının düşük olduğunu altını çizerek söylemek istiyorum. Dolayısıyla, af beklentisi de bu tahsilat oranını maalesef düşürüyor. Bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz ve vergi gelirlerinin dağılımındaki adaletsizliğin de ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyebiliriz.
Şimdi, belediyelerin su, atık su ve katı atık gibi alacaklarının -kanun kapsamında yer alıyor- kamu alacakları olduğunu düşünürsek ama sonuçta, burada, esas olan vatandaş ise kamu alacağı ve diğer, öbür özel sektör alacakları vesaire gibi bir ayrımdan ziyade vatandaşın huzuru, refahı ve mutluluğu ise esas olan, örneğin; elektrik, doğal gaz, telefon, internet ve benzeri borçlar, alacaklar bir yapılandırmaya neden tabi tutulmaz, bunu da belirtmek isterim. Mesela, kara yolları -maddelere geleceğim ama- otoyol tahsili gereken fakat ödenmemiş olan geçiş ücretleri yapılandırma kapsamına alınırken acaba yap-işlet-devretle işletilen otoyol, köprü ve diğer geçiş ücretleri, 6001 sayılı Kanun'a göre sözleşme hükümlerinde tanımlanmış olan bu ücretler bu kapsamda bu sözleşme hükümleri nedir, bunu da bilmiyoruz.
Bir diğer konu; memleketin en önemli meselelerinden bir tanesi, aslında yaşamın en temel meselesi ülkemizde: Gıda krizi, gıda arzındaki sorun ve bunun da yegâne üreticisi olan çiftçinin bu üretimini sürdürebilmesi için doğru ve yeterli bir yapılandırma gerekirken, yani çiftçi borçlarının... Bakın, kamu bankalarına olan 103 milyar 302 milyon borcu var, özel banklara 37 milyar 71 milyon borcu var. Yaklaşık 140 milyar lira sadece kamu ve özel bankalara olan çiftçi borçlarının yapılandırılması -geçen de bir kanun teklifiyle- Tarım Krediye olan borcu; ki 9,2 milyar liraydı, bunun sadece takibe alınmış olanları; ki o da yaklaşık 9 milyon liralık bir kısmının -ki az önce Okan Gaytancıoğlu Vekilim bunun bir başka şeyine de değindi- yapılandırılmış iken bu 140 milyar liralık kamu ve özel bankalara olan borç yapılandırması neden gündeme gelmez? Yani burada vatandaşın bu sıkıntılı durumundan, ekonomik zorluklardan, sıkıntılardan ve pandemi nedeniyle yaşanan zorluklardan, sıkıntılardan vatandaşı kurtarabilmek, vatandaşı rahatlatabilmek midir amaç, yoksa başka bir şey midir? Bunu da altını çizerek vurgulamak istedim.
Ben sözlerimi maddelere gelindiğinde tekrar söz alarak ifade etmek isterim.
Bir de şu, bazı kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarına olan borçların yapılandırılması hakkında meslek odalarının görüşleri alınmış mıdır ve bu konuda meslek odalarından, meslek kuruluşlarından burada kimler vardır? Bu konudaki borç miktarı, hacmi nedir? Bunu da bir soru olarak geneli üzerindeki görüşlerim içerisinde sormak isterim.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.