| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı'nın, Diyanet İşleri Başkanlığının kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .05.2021 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Hoş geldiniz, teşekkürler sunumunuz için.
Yalnız, sunumunuzda bazı şeylere değindiniz; bu değindiğiniz kimi konular ile Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı açıklamalar çelişiyor, öncelikle onu söylemiş olalım; bir kısmına arkadaşlarımız da değindi, birkaç kısma ben de değinmek istiyorum. Örneğin, toplumsal cinsiyet konusunda yaptığı kimi açıklamalar var. Tabii, bunu, bu açıklamaları yaparken İstanbul Sözleşmesi'ne atıfta bulunarak yapıyor bu açıklamaları. "Toplumsal cinsiyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan bu sözleşme cinsiyet eşitliğini şiddetin önlenmesinin tek yolu olarak sunmaktadır, oysa istatistiki veriler bu reçeteyi doğrulamıyor." diyor sözleşme için ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin olduğu yerlerde şiddetin daha fazla olduğunu ifade ediyor. Bir diğer açıklamasını sözleşmenin 12'nci maddesine dair söylüyor: "Türk aile yapısını, kadın-erkeğin alışılagelmiş rollerini, geleneklerini, uygulamalarını ortadan kaldırarak erkeklerin sosyal ve kültürel davranışlarının değişime uğratılmasına neden oluyor." diyor. Merak ediyoruz, nedir bu roller? Yani, kadının yeri ev, erkeğin yeri dışarısı mıdır; kastettiği bu mudur acaba?
Bir diğeri: Diyanet Bir-Sen'in açıklamaları var ama ona "soru" kısmında değineceğim, ne düşündüğünüze dair ona değineceğim. Verilen kimi vaazlar var; arkadaşlarımız bir kısmına değindi, o yüzden değinmeyeceğim bir kısmına. Özellikle Çorum Müftülüğünün yaptığı vaazlar var, gerçekten rahatsız edici vaazlar. Vaazlardan biri, şiddet nedeniyle boşanmayı düşündüğünü ileterek tavsiye isteyen kadına dinî bilgiler ışığında sabretmenin önemini anlatıyor ve şu tavsiyelerde bulunuyor: "Dayanılmaz hâle geldiyse büyüklerinizle istişare edin. Allahutaala Nisa Suresi'nde buyurur ki: 'Kadın ve erkek birer büyükle sıkıntıyı gidermeye çalışsınlar.' Gençler kestirip atabiliyor." Ve "Aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın." şeklinde vaazlarda bulunuyor, yani "Şiddeti tolere edin." şeklinde bir açıklama yapıyor aslında ki bunu Aile ve Çalışma Bakanlığı da söyledi. Aynı vaaz değil; arkadaşların değindiği vaazlara değinmedim.
Sorulara geçeceğim.
Şimdi, 81 il müftülüğünde, ilçe müftülüğü bünyesinde çok sayıda aile ve dinî rehberlik büroları hizmet vermekte ve sorulara cevap vermekte. Aile ve dinî rehberlik bürolarında ne gibi hizmetler veriliyor? Kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran hizmetler mi? Çünkü verilen vaazlara bakılınca aslında biraz öyle gibi görünüyor. Bu çalışmaların gerçekten şiddeti önlemeye yönelik olduğunu düşünüyor musunuz, bu vaazların? Ve şiddet gören kadınlara tavsiyelerde bulunmadan önce kadına yönelik şiddet konusunda eğitim aldığını söylediniz bu kişilerin ama şiddeti meşrulaştıran ve kadınlara tepki vermemelerini söyleyen söylemler; Diyanetin kabul ettiği görüşler midir bu görüşler?
Bir diğeri: "Kadın-erkeğin eşit olduğu düşünülemez." demiş Diyanet Bir-Sen bir açıklamasında, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz yani Bir-Sen'in yaptığı bu açıklama hakkında?
Erkek şiddetinin "öfke kontrollü", "merhamet" gibi kavramlarla çözülebileceğini söylüyorsunuz. Sorunu doğru tanımlamadan yaklaşımları çözebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Bir soru daha: Kadınları güçlendirmek için ne tarz çalışmalar yapıyorsunuz?
Diğer soruları arkadaşlarım dile getirdiği için, kısa olması için bitireceğim.
Teşekkür ediyorum.