KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yurt dışında doktora yapıp ülkesine dönüp üniversitede akademik yükselmeyi sağlamış bir kişi olarak konuşuyorum. Yurt dışında doktora yapıp döndüğümde, herkesten çok ben hak ediyorum yardımcı doçentliği falan diye düşünürdüm. Çok yanlış bir düşünceydi çünkü akademik yükselmeyi nerede eğitim gördüğünden çok, hangi ve nasıl bir bilgiyle donatıldığın ve o akademik kadronun ihtiyaç duyduğu nitelikleri haiz olup olmadığın ve diğerleri arasında da daha o kadroya uygun olup olmadığının esas olması gerekirken şimdi burada, tabii, yurt dışında doktora yaptıysan sen o üniversitenin o biriminde doktora yapmış bir başka kişiden öne çıkmış oluyorsun. Sibel Hocamın bahsettiği, liyakat vesaire, bu akademik yükselmelerdeki nitelik tercihleri ortadan kalkıyor. Yani, bunun, bence üzerinde özellikle durulması gerekiyor. Bir.

İkincisi, Sayın Hocam, dediniz ki: "Yani geldi, doktor öğretim üyesi kadrolarına öncelikle atanır, yoksa öğretim görevlisi kadrosunda öğretim görevlisi, öğretim üyesi değil. Yani dolayısıyla onun akademik yükselme şansı da yok üniversitede ama diğerinin var." Şimdi, burada, siz böyle bir düzenlemede -deminki eleştirim baki kalmak koşuluyla bu düzenleme üzerinde konuşursam- "veya öğretim görevlisi" derseniz, öyle bir tercih de bırakırsanız "O tercihi de öğretim görevlisine vereyim, doktor öğretim üyesi kadrosu yerine öğretim görevlisiyle işte bir meslek yüksekokulunda gitsin, dersini versin, otursun oturduğu yerde." gibi bir yola da dönüşebilir. Bu, kanun hazırlanma, metin üzerinde bir koşul getirmek belki bu anlamda doğru olabilir, dediğiniz anlamda.

Ama ben tekrar söylüyorum, yurt içinde veya yurt dışında, nerede... Yurt içinde o kadar nitelikli, o kadar iyi eğitim almış, doktorasını bitirmiş ve kadro bekleyen, akademik yükselmeyi herkesten çok hak eden arkadaşlarımız, gençlerimiz var ki sadece yurt dışında doktorasını yaptığı için gelip geldiğinde onun önüne geçmesine de yol açan bir düzenleme oluyor.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.