KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Teşekkür ederim Sayın Bakan sunumunuz için.

Benim de size sorularım olacak, istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz ama lütfen, ilçe başkanlığı döneminizden başlamazsanız cevaplara süre kalsın.

Ben öncelikle bir öneride bulunmak istiyorum içinde bulunduğumuz Komisyon nedeniyle. TRT yayınında ifade ettiğiniz cinsiyetçi söylemi ben üzülerek kabul etmediğimi söylüyorum. Kim olursa olsun, kiminle ilgili olursa olsun, suçlu ya da değil, katil ya da değil hiç fark etmez bir kadınla ilgili ben söylemenizin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.

Yine, Habertürk yayınında "çocuk pornosu" deyimini kullandığınız ki ben bunun dil sürçmesi olduğunu umut ediyorum çünkü bu bir istismardır "çocuk pornosu" diye bir şey yoktur.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Değiştirdim sonra.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Evet, oraya kaçırmışım o zaman.

Kullanılan dilin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü şiddet sadece fiziksel durumlarda değil, özellikle siyasetin, siyaset dilinin kadına yönelik şiddeti körükleyici, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören zihniyeti besleyici dilden şiddetle kaçınması lazım. Bu nedenle de kullanılan ifadelerin önemli olduğunu düşünüyorum.

Yine ben de geçtiğimiz haftalarda paylaştığınız, hayatını kaybeden kadınların sayısının 34'ten 25'e düştüğüyle ilgili paylaşımınızı soracağım. Öncelikle şunu söyleyeyim: Bunun bir şiddet değil, şiddet algısını yönetmek üzere bir paylaşım olduğunu düşünüyorum. Neden? Şunu söylediniz... Aslında, buradaki ima İstanbul Sözleşmesi'nin şiddeti arttırdığı imasıydı bu paylaşımdan benim çıkarımım ama bu paylaşımı yaptığınız sırada İstanbul Sözleşmesi'nin hâlâ uygulanıyor olduğunu, 1 Temmuza kadar yürürlükte olduğunu unuttunuz mu? Unuttuysanız, eğer bu azalış varsa İstanbul Sözleşmesi nedeniyle mi; unutmadıysanız da bu düşüşü neye bağlıyorsunuz?

Yine, karakollarda şiddet başvurusunun kayıt altına alınmadığını, bunun düzenli olarak Aile Bakanlığıyla paylaşılıp paylaşılmadığını sormak istiyorum.

Az önce sunumunuzda bölmemek için devam ettirmedim sorumu. Elbette ki bu paylaşımların yapılmamasındaki ifadem kişisel verilerin paylaşılması değil ama kadın dernekleri, TÜİK, Aile Bakanlığı ve sizin Bakanlığınızın kadın cinayeti sayılarıyla ilgili çok ciddi bir çelişki var, hatta sayılar arasında uçurum diyebileceğim bir çelişki. Dolayısıyla, bizim veri paylaşımından kastımız, il, il, isim olmasa da isimlerin baş harfi... Yani kadın derneklerinin paylaşımları sizin paylaşımlarınızın neredeyse 2 katı. Kadın cinayeti tanımı noktasında bir sıkıntı mı var, bunu öğrenmek istiyoruz.

Yani bundan normal bir soru yok Sayın Bakan, hemen böyle yaptınız ama.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Soru güzel de "2 kat" deyince matematik şaşıyor yani.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Yok yani yaklaşık 2 kat diye...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Toplam kadın cinayeti sayısı belli, bizim 6284'e koyduğumuz kadın cinayeti sayısı belli. "2 kat" deyince, şu beni eleştirdiğiniz ilçe başkanlığından başladığım işler...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayıları birazdan vereyim.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Kıymetli Bakanım, Gamze Hanım'ın da siyasi hayatını dinlememiz lazım sonra müsait olduğunda.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Soruları sorduktan sonra, toplantıdan sonra paylaşırım Sayın Başkan.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Tamam.

Buyurun.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Yine, kadın cinayetini nasıl tanımlıyorsunuz? Bu da çok önemli çünkü bazı söylemler kadın cinayeti... Yani "Kadın olduğu için öldürülmedi." ifadesi sıklıkla partiniz tarafından kullanılıyor. Siz kadın cinayetini nasıl tanımlıyorsunuz?

Yukarıda, az önce sunumunuzda, evet, uygulamayla ilgili, çalışmalarla ilgili birtakım önemli çalışmalardan bahsettiniz ama zaten biz uygulamayla ilgili sorunlardan bahsediyoruz. Benim bizzat davasını takip ettiğim Sevtap Şahin 60 kez şikâyette bulunuyor, şikâyette bulunmasına rağmen, eşinin evinin karşısına sandalye koyup kendisini dikizlediğini yetkililere bildirmesine rağmen hiçbir önlem alınmıyor ve maalesef eşi tarafından katlediliyor. Dolayısıyla, kaç kere sordum, buradan da tekrar sormak istiyorum: Koruma kararının uygulanmaması, uzaklaştırma kararının takip edilmemesiyle ilgili görevini ihmal eden polisler hakkında herhangi bir işlem başlatıp başlatmadığınızı merak ediyorum.

Siz diyorsunuz ya "Bazıları doğru değil, gerçek dışı ithamlar." diye ama Sayın Bakan, hepsi mi yanlış, hiç mi doğruluk payı yok? Örneğin, karakolda barıştırılmaya çalışılan kadın iddiaları, Adana'da savcılık yazısı olmasına rağmen, tehdit beyanına karşı koruma kararının alınmaması, kolluk kuvvetlerine başvuran 92 kadının 50'sinin kötü muamele yapıldığını ifade etmesi, hiç mi bunlar araştırılmaya değmez? Yani biri bile gerçek olsa bu ihtimallerin bununla ilgili bir araştırma, bir teftiş yaptınız mı, ben bunu merak ediyorum.

Yine, dediniz ki: "Erkekler ne zaman kadın cinayetleri olmasın diye bir eylem yaparsa bu iş o zaman çözülür." Ama kadınlar yapıyor Sayın Bakan; hatta, tüm dünyada yapılan "las tesis" dansı yaptığında şiddete maruz kalıyor kolluk güçleri tarafından. Yani erkekler, kadınların, onların haklarını aradığını görünce bu eylemi yapmazlar, ondan emin olun, muhakkak. Yani bu kadınların derdi, bu kadınların niyeti tek bir kadın dahi şiddet görmesin; asla bir ayrımcılık niyetinde değiller, kadınların haklarına sahip çıkmak istiyorlar.

Faili meçhul kadın cinayeti, sonradan düzelttiniz -bu Adalet Bakanlığının da sorusu- ama ben şunu çok önemsiyorum: Birçok davada erkeklerin çoğu "Üç beş yıl yatarım, çıkarım." diyor. Bu konudaki cezasızlık algısının erkeklerin kendini açıklamasında "Evet, ben yaptım." demesinde cesaretlendirici bir unsur olduğunu düşünüyor musunuz?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Habertürk kadar zaman olsa bile veremeyeceğiz bu soruların cevaplarını.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - İşte, onun için, geçmişten başlamayın, hemen sorulara kısa cevap verin diye baştan uyarımı yaptım.

Son olarak da elektronik kelepçeyle ilgili hedefinizi söylediniz ama şu an aktif olarak kullandığınız kaç elektronik kelepçe var?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Söyledim.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Yok, aktif...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Söyledi, sunumda da var.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Söylediniz mi, kaçırdım ben, pardon.

Bir de 2019 yılında sordum ama güncel veriyi merak ediyorum: Kadın vali, kaymakam, il emniyet müdür, il emniyet müdür yardımcısı, ilçe emniyet müdürü ve müdür yardımcısı sayılarını da paylaşırsanız sevinirim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Gamze Hanım, ben çok teşekkür ediyorum.

Hepinizin masasının üzerine İçişleri Bakanlığımızın 1/1/2020 tarihli genelgesi bırakıldı, orada çok, inanılmaz derecede önemli maddelerimiz var. Onlardan bir tanesi, sizin sorduğunuz ama genelgede görmediğiniz 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu veya önleyici tedbir kararlarının alınması ve yerine getirilmesi aşamasında şiddet mağduru ile şiddet uygulayan arasında kesinlikle uzlaşma ya da ara buluculuk faaliyetinin yapılamayacağı hususunda gerekli tedbirlerin alınmasını valiye talimatlandırıyor Sayın Bakan.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayın Başkan, söylemde öyle de zaten bizim söylediğimiz uygulamada sorunların yaşandığı.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Ama ben sanki kadın hakları savunucusu olarak bu sunumdan sonra Sayın Bakanımıza bir teşekkür edeceksiniz diye umut etmiştim.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Uygulamaya bakarız biz Sayın Başkan; önemli olan icraat, değil mi?