KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bir şeyin altını net tekrardan çizelim. Türkiye Büyük Millet Meclisinde zaman zaman siz bunu gündeme getiriyorsunuz. Siz tarif ederken işte "erken yaşta evlilik mağdurları" diye tarif ediyorsunuz. Bizim Ceza Kanunu'ndan anladığımız, okuduğumuz, somut olaya göre çocuğun nitelikli cinsel istismarına af düzenlemesi. Bunu daha evvel, biliyorsunuz, geçtiğimiz 25'inci, 26'ıncı Yasama Döneminde getirdiniz ve kamuoyunda olan olağanüstü tepki sonrasında geri çekmek durumunda kaldınız. Kendi partinizin milletvekilleri dahi o anda salonu terk etti. Yani birlikte, bunları çok iyi hatırlıyoruz. Dolayısıyla, geçtiğimiz dönem, bir-bir buçuk yıl önce bunun Mecliste gelip de yasalaştığına ilişkin bir söylenti bile Türkiye'de büyük infial yarattı. Yani toplumu bu denli huzursuz etmeye kimsenin hakkı yok. Bakın, bu konuşmalar dahi dışarıya böyle çıkıyor. Şimdi, o zaman çok açık bir şekilde ben size şunu söyledim, dedim ki: Ya, sürekli mağdur çocuklardan bahsediyorsunuz, sizin kafanızdaki şey ne, hangi çocuklar, nasıl mağdur, tek tek dosyalarını getirir misiniz? Bu dosyaları bir görelim, nasıl mağdur olmuşlar? Yani 14 yaşında bir çocuğun -15 yaş altı, 14, 13, artık kaç yaşındaysa- kendisinden 15 yaş büyük biriyle evlendirilmesinde ne iradeden bahsedilebilir ne sonrasında ailenin korunmasından bahsedilebilir. Bu kanunu, bakın, siz çıkardınız.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Yaş farkı azsa, 14-15... Akranlarsa...

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - "Akran arası ilişki anlamında ne kadar örneğiniz var?" diye ben size sorduğumda o zaman böyle bir örnek doğru dürüst önüme getiremediniz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - 80 küsur kişi.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bakın, ben size şunu söyleyeyim, dedim ki: Siz...

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama bir dakika, burada yanlış bir bilgi var.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bir dakika anlatayım.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evliler şu anda.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Ama bir bitireyim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Şu anda evli yani Türk Medeni Kanunu'nda...

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Ya, Abdullah Bey onu anladık, şu an evli olduğunu anladık.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, hayır, evli değilmiş gibi...

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Yani 5 kere de söyleseniz ben biliyorum.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evlenmeye zorlama gibi bir şey anlattınız da öyle değil, evli şu anda.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Hayır, diyorum ki: 15 yaş altında bir çocuğun iradesinden bahsedemeyiz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, şu anda evli.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Abdullah Bey'ciğim, onu anladım, zaten kanunen 18'den sonra evlenebilir.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İyi de evlenmiş şu anda.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Benim kastettiğim de 15 yaş öncesinde iradeden bahsedemeyiz. O anda çocuğun nitelikli cinsel istismar suçu gerçekleşmiş mi kanunumuza göre? Gerçekleşmiş. Daha sonra buna mağdurun faili affetmesiyle ortadan kalkacak bir şey olarak bakmamak lazım, hele bugünkü Türkiye yapısında. Kaldı ki siz bu kanunu getirdikten sonra -ki siz getirdiniz- çocuğun nitelikli cinsel istismarı -sizin döneminizde- cezası dörtte 3 infaza gitti, ceza miktarı bu oldu.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Ceza miktarı arttı.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Şimdi, bakın, ne oldu biliyor musunuz? Bunun sonucunda Türkiye'de çocukların, 15 yaşın altındaki çocukların evlilik oranı diye bir şey... Bu oran, istismar oranı düştü yani daha fazlaydı, oransal olarak baktığınızda da kanunun faydası var. Ha, siz, somut "Üzerinden geçmiş sene, efendim, aile kurmuşlar..." Şimdi, öyle baktığınız zaman toplamda emin olun bunun -zaten çıkarılmasını düşünemiyorum- konuşulması dahi özellikle kırsalda küçücük çocukların zorla evlendirileceği süreçlere kapı aralıyor. Toplum, alt katmanlarında bunu böyle okumaz yani. Dolayısıyla, bu yani hem getiren açısından hem söyleyen açısından... O geçtiğimiz dönem söylentisi bile infial yarattığında, bakın, ben Adalet Komisyonu CHP sözcüsü olarak "tweet" atmak zorunda kaldım. Bana gelen telefonlara dedim ki: Ya, arkadaşlar, ortada dolaşan bu teklif Komisyona gelmedi, yasalaşmadı, Meclisten de geçmedi. Emin olun, işte 20 bine yakın "retweet" aldı ve Türkiye öyle rahatladı, o kadar infial uyanmıştı, televizyon programlarında falan bu konu konuşuluyordu. Dolayısıyla, bu konudaki ısrar inanın akıllara şunu getiriyor: Yani özel olarak hani kurtarılmak istenen biri mi var bu şeyde? Aile ise ben size diyorum ki bu sayılarda hani hafızam da gayet iyi- daha önce konuşulduğunda da 300 civarı aile denmişti, şimdi 645 dediniz, bizim tabii elimizde Bakanlık ya da UYAP'tan ilgili verileri alma diye bir şey yok ama ben bunu şöyle gelenekle, görenekle açıklanamadığı gibi daha sonra da aile kurmakla açıklanamayacağını düşünüyorum ve böyle bir şey, ilerde oluşabilecek muhtemel tecavüzlerin de herkesi faili yapar çünkü toplum bunu böyle okumaz, onu da söyleyeyim.