KOMİSYON KONUŞMASI

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben de çok teşekkür ediyorum sunumunuz için.

Şimdi, her şeyden önce Türkiye Sınai Kalkınma Bankası "İklim Riskleri Raporu" adı altında bir rapor yayımladı, aslında sizin de bu "risk ve tehditler" olarak sunumunuzda yer alan birtakım maddelerle son derece örtüşüyor. Şimdi, bakın, çimento sektöründen söz etmişsiniz. Çimento sektörü konusunda fiziksel riskler açısından farklı iklim senaryolarının olması hâlinde çimento sektörünün içinde bulunacağı riskler özellikle burada belirtilmiş ve "orta geçiş riskleri" ve "yüksek riskli" olarak tanımlanmış bunlar. Bu rapor var mı yani önce, incelediniz mi bu raporu, bu Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının İklim Riskleri Raporu'nu?

MÜSİAD GENEL BAŞKANI ABDURRAHMAN KAAN - Ben incelemedim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Siz özellikle de su konusuna çok dikkat çektiniz ve su yönetiminin çok ciddi anlamda yapılması gerektiğinden söz ettiniz. Yine aynı şekilde, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası İklim Riskleri Raporu'nda en büyük risklerden bir tanesi olarak Türkiye'nin son yıllarda yükselen değerlerinden bir tanesi olan HES'lere dikkat çekiyor ve bu HES'lerin desteklenmesi konusunda iklim kriz risklerini bankaların üstlenmeyeceğini söylüyor. Ben özellikle daha önceki sunumlarımda da bunu belirtmiştim ama Avrupa bankalarının bu konuda bizi etkilemeyeceğini söylemişti -bugün üyemiz yok herhâlde- bir hanımefendi üyemiz, AKP vekilimiz. Dolayısıyla aynı risklere Türkiye Sınai Kalkınma Bankası da dikkat çekiyor, bunu burada belirtmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla, sizin üyelerinizin çok büyük bölümü de tekstilcilerden oluşuyor ve tabii, risk çok büyük tekstilciler için de su konusunda çünkü suya ihtiyaç var üretimde.

Şimdi, özellikle siz MÜSİAD üyelerinin iş modellerinin yeşil ekonomiye uygun tasarlanması konusunda nasıl yardımcı oluyorsunuz? Çünkü biliyoruz ki 2001 yılında iklim değişikliği konusunda gerekli önlemleri almak, iç ve dış politikayı belirlemek üzere Başbakanlık genelgesiyle bir İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kuruldu ve 2001'de de sadece TOBB'un üye olduğu bu kurula Kyoto Protokolü sürecinde TÜSİAD ve MÜSİAD da üye oldu ve bu kurulda yer aldı. Yaklaşık on yıl geçti bu sürecin üzerinden ve bu kurulda yer alan MÜSİAD'ın, on yıldır, işte az önce belirttiğiniz riskler kapsamında iklim kırılganlığını bilerek iklim değişikliğini önleme konusunda yaptığı çalışmalar neler?

Bir de 2013 yılında da İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu olarak değiştirilen bir kurulun hâlâ üyesi, 2015 yılındaki Paris Anlaşması sürecinde ve sonrasında, az önce dile getirdiğiniz riskleri diğer kurumlara aktarma konusunda çok büyük anlamda uyarılarda bulundu. Bu konularda hangi zorluklarla karşılaştınız? Özellikle devlete bu konuda önerileriniz oldu mu? Neler yaptınız bu konuda özellikle ihtiyaçlar çerçevesinde, onu öğrenmek istiyorum.

Bir de biraz önce bir yönetim kurulu üyenizin biyokütle için şehir dışında, Konya'da olduğunu söylediniz. MÜSİAD olarak, böyle bir, biyokütle termik santrallerini destekleme gibi bir eğiliminiz mi var, bir de onu öğrenmek istiyorum. Çünkü biyokütle de aslında yakma teknolojisine dayalı, özellikle de mevzuatta yapılan değişikliklerle, lastiklerin, yağ atıklarının bile, sadece organiklerin değil aynı zamanda lastik yakıtları gibi lastiklerin de yakılmasına -işte, hatta çimento sektöründe kullanılıyor- MÜSİAD'ın biyokütle termik santrallerine... Yenilenebilir enerji kapsamında alınıyor tabii ama aslında yakma teknolojisine dayanıyor ve tüm dünyada biraz da öyle ama Türkiye'de de yükselen değerler arasında olan biyokütle konusundaki görüşlerinizi, özellikle de bu Afyon'da son ayda çıkan yangını da göz önünde bulundurarak bu konudaki bakış açınızı da öğrenmek istiyorum MÜSİAD olarak.