| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, kadına ve çocuğa, aile içine yönelik şiddete karşı Millî Eğitim Bakanlığının eğitim yoluyla mücadelesi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Hoş geldiniz, sunumunuz için teşekkürler.
Sayın Başkan genellikle sunum yapan herkese en güzel şeyleri söylüyor, biz de tabii biraz eleştirileri söylüyoruz çünkü başka türlü zaten burada olmamızın bir anlamı yok.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Biz onun için geldik zaten, o kısmı için geldik.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - O nedenle hani "Komisyon adına" diyerek söylenen şeyler aslında biraz farklı şeyler, bunu öncelikle vurgulamak isterim, en azından bizim adımıza olmayabiliyor.
Şimdi, ben sizin sunumunuzda... Özellikle şöyle bir şey söylediniz: "Eğitimin her kademesinde kreşten üniversiteye saygı, sevgi, hoşgörü kültürünün geliştirilmesini sağlayacak uygulamaların eğitim sistemine entegre edilmesi amacıyla model oluşturulacaktır." Ben bütün sunum içerisinde yani saygı, merhamet, sevgi, hoşgörü duydum, evet, bunlar güzel şeyler fakat "eşitlik" diye bir şey duymadım. Yani eşitlik kültürü eğer geliştirilmezse sadece saygıyla, sevgiyle, merhametle acaba sağlanabilecek bir şey mi bu eğitimde kadına yönelik şiddetin engellenmesi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Psikolojik tespitler, psikososyal yaklaşımlar, öfke kontrolü; evet, bunlar önemli ve güzel şeyler ancak bu kadar yoğun cinsiyetçi söz ve şiddet karşısında kadınların hayatına mal olurken bütün bunlar "Bu bir erkek egemen sistem sorunu" derken biz haksız mıyız? Bunu da size sormak isterim çünkü biz bunu bir sistem sorunu olarak tespit ediyoruz. Bunların da öyle, gerçekten o eşitlik anlayışıyla bir eğitim verilmeden, oradan başlamadan bu işler de düzelmeyeceğini düşünüyoruz.
Bunun dışında, çok sorum var size aslında ama bunları arkadaşlarımın da vaktinden çalmamak için kısa kısa bazılarını soracağım. Millî Eğitim Bakanlığı 6284 sayılı Kanun kapsamında hakkında gizlilik ve koruma kararı olan öğrencilerin okul kayıtlarında nasıl bir prosedür izliyor? Çünkü pandemide belki o kadar yoğun değil şu anda ama daha öncesinde özellikle ikamet adresi başka ilde göründüğü için kadınların çocuğunun okul kaydının yapılmadığı yönünde şikayetlerle karşılaşabiliyoruz. Bu çocukların eğitimden geri kalmamalarını sağlayacak şekilde okul nakil işlemlerinin yapılması mümkün mü?
Öğretmenlerin, idarecilerin kadın hakları 6284 sayılı Kanun ve diğer şiddet önleme mekanizmaları konusunda doğru bilgilenmesi, yeri geldiğinde yönlendirme yapabilmesi çocuğun özellikle şiddete, istismara maruz kaldığı durumlarda vakit kaybetmeksizin bildirim yükümlülüğü gereği ilgili kurumlarla irtibat kurması için ne yapıyorsunuz? Çünkü öğretmenler gerçekten evde şiddet gören bir çocuğu aslında yeterli rehber öğretmenlik, donanımlı rehber öğretmenlik varsa ancak tespit edebiliyor. Ben avukatlık mesleğimde de çok sayıda böyle vakayla karşılaştım, öğretmenlerin sayesinde yapılabilen şeyler.
Pandemide çocuklar yasaklandı ve çocukların evden çıkamadığı dönemde kız çocukları açısından bu durum ev işlerine, kardeşlerin bakımını üstlenmesine gibi bir emek sömürüsüne de yol açtı. Dahası, bir yıl geçmesine rağmen sorunlar artarken hâlâ geçici planlarla hareket edildiğini görüyoruz maalesef ve uzun vadeli...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Hangi konuda affedersiniz, geçici plan hangi konuda?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Şimdi, şöyle: Mesela, siz, bugün 2'si ayın, 31 Mayısta Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra iki gün yüz yüze eğitimin yapılacağını duyurdunuz, Twitter'dan duyurdunuz. Yani bu bir uzun vadeli planlama değil ve ertesi gün de çocukların okula gelmesini beklediniz hâliyle. Şimdi, böyle bir şey mümkün değildi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Nasıl mümkün değil? Pardon, anlamak için soruyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Şimdi, siz bu akşam söylüyorsunuz, "Yarın da okula gelin." diyorsunuz mesela. "Okula gelin." diye söylediğiniz iki gün uygulama değil mi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Tabii ki.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yani Cumhurbaşkanı açıkladı, siz ondan sonra söylediniz. Siz Millî Eğitim Bakanısınız, sizin yani şu dönemde öneminiz çok fazla. Belki herkesten önce sizinle Sağlık Bakanının konuşması gerekiyor. Mesela, bu anlamda uzun...
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Evet...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Konu dışına çıkmıyorum Sayın Başkan ve lütfen bundan...
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Kerestecioğlu, istirhamım kadının konuşulduğu gündemin dışına...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Kadından konuşuyorum, çocuklar eve hapsedildi, kız çocuklarının emeği sömürüldü diyorum.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Eğitim müfredatını ve uygulamasını konuşmayalım, istirhamım onunla ilgili...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben ne konuşacağımı gerçekten bir kez daha sizinle tartışmak istemiyorum.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Ben de konuda kalmanızı istiyorum, lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Çünkü hakikaten bu Komisyonda yetişkin insanlarız ve ne söylediğimizi de gayet iyi biliyoruz.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Evet, Komisyonun gündeminde kalmanızı istiyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben Komisyonun gündemine karar veriyorum ve yapıyorum.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Her seferinde bu müdahaleyi yapmamanızı rica ediyorum. Sizin konuşmalarınız nedeniyle de toplantı uzuyor aynı zamanda, bunu da uyarmak isterim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Ben açıklarım Sayın Vekilim. Siz lütfen buyurun, ben açıklarım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ama yani sizinle alakalı değil.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Her toplantıda bu muameleyle karşılaştığımız için bunu söylüyorum.
Ben bunu kız çocukları için soruyorum özellikle. Hesap sorma gibi bir şeyi var mı Bakanların? Birbirinizden hesap sorabiliyor musunuz? Yani, öğretmenler aşılanamadı yeterince, hâlâ da tam anlamıyla ulaşabilmiş değil, onlar ilk ulaşması gereken insanlardı çünkü eğitimde olması gerekiyordu. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığına karşı ne yaptınız mesela? Gerçekten herkes birbirini çok yumuşak bir şekilde dinleyip birbirine teşekkür ettiği bir ülkede yaşamayı tabii ki biz de isteriz ama her şey yolunda giderken bunu yaşamak isteriz, o yüzden bunu sormak istiyorum. Öğretmenlerin orada aşıya ulaşması önemliydi çünkü bizim açımızdan kız çocuklarının evde kalıp sömürülmemesi açısından önemliydi.
Son sorum da tabii, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefinin 2019'da MEB'in hedef listesinden çıkarılması, 2014'de güzel güzel yirmi dört ay eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi projesi kapsamında öğretim programları, ders kitapları hepsi gözden geçirildi, bunlar yapıldı. Şimdi bunlar niye çöpe atıldı? Gerçekten ne oluyor? Bunu merak ediyoruz. Annelik izni; Covid-19 salgınıyla mücadele için alınan önlemler kapsamında, 10 yaş ve altı çocuğu olan kadın personelin idari izinli sayılarak evden çalışması kararı alınmıştır. Ebeveynlik sadece annelikle yaşanan bir şey değildir. Bu nedenle dönüşümlü ebeveynlik izni olması gereken, mümkünse bunun yapılması gerekirdi.
Çok şey var gerçekten kapsamdan, programdan çıkarılan çünkü toplumsal cinsiyet eşitliğinden vazgeçildiği için ama bir de göçmen, mülteci, sığınmacı çocukların eğitim hakkından faydalanması için ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Çünkü daha geçen hafta Ankara'nın dibinde Konya-Ankara arasında yirmi yıldır aynı yere gelen çocuklarla muhatap olduk. Urfa'dan gelen mevsimlik tarım işçilerini ziyaret ettik Cihanbeyli ve Kulu ilçelerinde. Lütfen ziyaret ediniz, kendilerini ziyaret ettiğimizde hiçbirinin ne tableti vardı ne eğitim imkânları vardı ve o mekâna, yirmi yıldır aynı yere geliyorlar. Yani bu belediyenin de sorumluluğudur Bakanlığımızın da sorumluluğudur kamunun da sorumluluğudur diye düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ediyorum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK - Ben teşekkür ederim, sağ olun.