| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2546) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Grup önerisi üzerinde konuşmam olduğu için geç kaldım, öncelikle özür diliyorum.
Sayın heyete de Bakanlık heyetine de ve bütün arkadaşlara, bütün milletvekillerine merhaba demek istiyorum.
Sözlerime başlarken, öncelikle yani Türkiye'nin gündemi Kayı işçilerinin hakkını alma mücadelesinden ayrı düşünülemez -biz hazır burada Sayın Dışişleri Bakanı Yardımcısını da bulmuşken- Kayı işçileri hâlâ haklarını alamadılar ve bununla ilgili ciddi endişeleri var, bir bildiri yayınladılar, orada diyorlar ki: "Kayı İnşaat beş aylık geçici konkordato süresinin içinde, bu süreçte Kayı İnşaatın Gaziantep Şehir Hastanesinde 1 milyar liralık hissesi olduğunu, hastane projesinin dörtte 1'lik bir oranını üstlendiğini öğrendik."
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Serpil Hanım, benim usulümü az çok artık herkes biliyor, ben sözünüzü kesmek anlamında asla bir şeyi dile getirmek istemiyorum ama gündemin dışındaki konuları, biliyorsunuz, toplantı sonrasında "Var mı herhangi başka bir şey gündeme getirilmek istenen?" şeklinde bir söz veriyorum. Şu anda Yavuz Bey ve diğer arkadaşlar da bu anlaşmayla ilgili burada bulunuyorlar; onu da hatırlatmak istiyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim.
Kısaca hemen toparlayıp gündeme geçeyim.
Yani bu Kayı İnşaat işçileri konkordato sürecinde bu sürenin uzatılması, bankaların işçilerin önünden geri çekilmesi, önce alacaklı olan, mağdur olan Kayı işçilerinin hakkının ödenmesi konusunda taleplerini yineliyorlar. Bakanlık bu konuda kolaylaştırıcı olacağını daha önce de söylemişti, ben burada bir kez daha hatırlatmak için bu konuya girmiş oldum.
Teşekkür ederim sabrınız için.
Şimdi, diğer konuya yani gündemimize gelirsek; Sayın Bakan biz İŞİD saldırılarıyla ilgili olarak partimiz de biliyorsunuz... 7 Haziran öncesinde Türkiye'de mitingimiz bombalanmıştı ve arkasından Suruç katliamı Türkiye'de yaşandı, 10 Ekim katliamı yaşandı. Bu katliamları gerçekleştirenler bu İŞİD ve onun türevi olan örgütlerdir. Yüzlerce insanımızı kaybettik, yüzlerce yaralılar oldu, çok acı çektik bu konu sebebiyle.
Yine, burada da Katar'da oluşabilecek bu tarz eylemlere karşı Türkiye'nin desteği üzerine bir teklif bu. Toplumsal olaylara müdahalede İçişleri Bakanlığına bağlı kolluk kuvvetlerinin ihlal dosyası oldukça kabarık durumda Türkiye'de; orantısız güçle müdahale, keyfî gözaltı, gözaltında işkence gibi olaylar da var, bizim kendi kolluğumuzun da böyle şeyleri var. Dolayısıyla hem Türkiye'deki bu katliamları önleyememiş, bu katliamların olmasından önce gerekli tedbirleri almamış, istihbaratı almamış, bu konuda herhangi bir çözüm üretmemiş bir kollukla karşı karşıyayız. Türkiye'de Gezi direnişinin yıl dönümündeyiz ve orada da orantısız şiddet kullandığı ve pek çok insanın yaşamını yitirdiği, pek çok insanın uzvunu kaybettiği, gözünü kaybettiği böyle bir kolluktan bahsediyoruz, kolluk kuvvetlerinden bahsediyoruz yani sicili oldukça kabarık. Bir taraftan da şöyle bir şey de var yine Türkiye'nin dış politikası açısından -dündü sanırım, basına düştü- "Türkiye Afrin'e radikal İslamcıları yerleştiriyor." diye bir rapor var. Tehdit Altındaki Halklar Topluluğunun, Türkiye'nin Afrin'de...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Serpil Hanım, anlaşma konusuna lütfen gelebilirseniz sevinirim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Geliyorum, bu çok bağlantılı.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Lütfen, lütfen...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Türkiye'nin Afrin'de demografik yapıyı değiştirdiğini ve Kürtleri çıkararak yerlerine -tırnak içinde kullanmış- radikal İslamcıları yerleştirdiğini ifade ediyor ve burada demografik yapının nasıl değiştirildiğine dair gerçekten ciddi bilgiler de var. Yani, Türkiye'nin bu tür yapılarla girdiği ilişkilere dair aslında pek çok itham var, iddia var ve Türkiye'nin de bu konuda ortaya koyduğu pek çok yanlış politika var.
Dolayısıyla, bütün bunları alt alta koyduğumuz zaman -ben çok hızlı ve atlayarak gittim- yani bu IŞİD tehdidi vardı Katar'da, yedi yıl önce bu tehdit ifade edilmişti, Dünya Kupası organizasyonunda söz konusu tehditten bahsediliyordu. Bu ihtimalin göz önünde bulundurulması bakımından HDP olarak, bu sorunların çözülmesi noktasında Türkiye'nin iyi bir partner, iyi bir yol açıcı çözüm gücü de olacağını düşünmüyoruz çünkü dediğim gibi hem IŞID uzantıları ile Türkiye'nin sürdürdüğü ilişkilerden kaynaklı olarak hem Türkiye'nin kendi topraklarında çok yakın bir tarihte IŞID katliamlarına yönelik olarak bir çözüm gücü olmaması hem de Türkiye'de kolluk kuvvetinin toplumsal olaylara yönelik olarak kullandığı yöntemlerin insan hakları ihlallerini ortaya koyduğundan kaynaklı olarak buna şerhimizi koyduğumuzu burada ifade etmek istiyorum.