| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2546) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Teşekkür ederim Başkanım.
Gerçekten burada hakem pozisyonunda olan tutanaklardır. Ben böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum, tutanaklara baktığımızda zaten görünecek kim ne söyledi çok açık, net.
Gündem maddesi sarih, Katar'la ilgili bir metin, bir ön... Sportif bir faaliyette, büyük bir organizasyonda Türkiye'nin yardımına ihtiyaç var mı, yok mu, bu konuda biz ne diyeceğiz; bunu konuşacağız ama bunun öncesinde böyle barış güzellemeleri içerisine döşenmiş gizli bir propaganda niteliği taşıyan bir konuşma olunca ben... Daha önce de geçmişte yaşadık. Bu kurulda tabii ki eleştiri yapılacak, tabii ki siyasi mülahazalar ışığında birtakım olayları yorumlayacağız ama burada hiç alakası olmayan; efendim IŞİD terör örgütünden başlandı, oradan, saldırı öncesi önlemesi gerekirken önleyemedi, bir sürü insan kolunu, bacağını, ayağını kaybetti, biz bunun yıllarca mahcubiyetini yaşadık, işte, kurban olduk; efendim, bir duygu sömürüsü metni gibi... Doğru, Türkiye'de bir bedel ödendi.
Allah'a şükür, nerede neyi söyleyeceğim noktasında, insani, akademik ve seçilmiş olmam hasebiyle milletvekili müktesebatım bunları çok yerinde söyleme kabiliyetini bana kazandırmıştır. Dolayısıyla, biz böyle, gerçekten ortamı, zamanı, zemini birbirine karıştıracak bir mahiyette konuşma yapmadık. Ben şunu söyledim: Türkiye bir bedel ödedi, güvenlik kuvvetlerimiz çok ağır bedeller ödedi, şehit sayımız da bir hayli fazla. Evet, bu millet sadece İstanbul'da, Beşiktaş'ta bomba atışında, terörist saldırıda bedel ödemedi; Kızılay'da bedel ödedi, Bingöl'de bedel ödedi, Iğdır'da bedel ödedi, Erzurum'un köylerinde bedel ödedi, 40 bin şehit verdi. Kime? "PKK" denen bir zilletin saldırılarına. Kime kastetmişti? Bu milletin birliğine, bekasına kasteden bir terörist yapı.
Şimdi, IŞİD üzerinden böyle... Açık ve net, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak, siyasi kimliğimden ari olarak söylüyorum; bu milletin herhangi bir ferdine kasteden, canına, malına, ırzına, her türlü varlığına kasteden kim varsa lanetimizin muhatabıdır. Lanetliyoruz açıkça ve mademki bu Meclis çatısı altındayız, bunu hepimizin rahat bir şekilde söylemesi lazım çünkü bu milletin seçilmişleri olarak bizim buraya aidiyetimizin bir nedeni de ülkenin birliği, bekası, güvenliği konusunda hemfikir olmamız gerekir ama şimdi, Allah aşkına... Hafızam benim güçlü bu konularda, takipçisiyiz. Yani bize herhangi bir talimat, bir bilgi, belge verilmiyor, biz onlara göre konuşmuyoruz; sebep sonuç çıkarıp, bilgi dağarcığımızı belirli bir süzgeçten geçirip fikir oluşturma kabiliyetimiz var çünkü Türk milletinin en büyük karakteri bağımsızlığıdır. Biz, bağımsızız Allah'a şükür; bir bağımsız birey olarak yaşamasını öğrendik bu topraklarda çünkü ağır bedeller ödedik. Kızılay saldırısındaki bombayı kuran, canlı bomba olan kadının adına kitap yazıp da öyle barış güzellemesi müzellemesi yapmasın kimse. Bu terörist saldırıda, orada ölen kardeşlerimizin mahvına, günahına, sorumluluğuna o kadın kadar onlar da tabidir. Dolayısıyla, öyle heykelini dikmekle kahraman olunmuyor. Caninin heykelini dikmenin de hiçbir insan hakkıyla, hiçbir demokrasiyle açıklanacak, bağdaşacak bir şeyi yok.
Ne haddimdir benim baskı yapmak, ben sadece şunu söyledim: Geçen toplantılarda benzer şeyler oldu. Yani burada hepimizin belirli bir planı, programı var; gerçekten sağlığımızdan oluyoruz, çok riskli bir ortamdayız, yaşadık bunları. Dolayısıyla, Katar'sa Katar'ı konuşalım, Katar'la ilgili lehte, aleyhte, enine uzununa her şeyi söyleyelim ama Katar'dan çıkıp genel siyasetle, iç siyaseti, dış siyaseti, polisi, askeri, şunu bunu, terör örgütlerini katarak birilerine birtakım mesaj verip çekim yaparak, dışarıya bunu bir şekilde pazarlayarak varılacak bir nokta yoktur; ben bunu söylemeye çalıştım ve bunda da ısrarla aynı şeyi usulen söylüyorum yani.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Sağ olun Hocam, sizden de rica ediyorum diyecektim.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Özür dilerim, sözlerim bu kadar.