ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

En önemli maddelerden biri bence bu. "Niye?" derseniz, şimdi, Türkiye'de en zor iş sınav ve hakkaniyeti bir arada gerçekleştirmek. Burada yönetmeliğe bırakılmış, sınavın nasıl yapılacağına ilişkin bir hüküm yok. Sınavda sözlü olacak mı, şartları nasıl olacak; biz bunu bilemiyoruz. Bu denetimi de yasama organı olarak gerçekleştiremedikten sonra çok da sorunu çözemiyoruz.

Şimdi size şöyle bir örnek vereyim: Bakın, biliyorsunuz, Türk Ceza Kanunu'nda bir fiil hangi tarihte işlenmişse suç tarihi bellidir yani kanunumuzda şöyle bir şey yazmaz: "Şu tarihten sonra yaşananlar suçtur, şu tarihten önce yaşananlar suç değildir." gibi tarif yok ama sizin kendi iktidarlarınız döneminde sürekli, özellikle FETÖ meselesinde 17-25'i milat olarak kabul ederek ona göre iş ve işlemler yaptığınızı biliyoruz, görüyoruz, söylemleriniz hep böyle. Mahkemeler de büyük oranda bu söylemler çerçevesinde işlemler yapıyor yani kanunda yazmadığı şekilde. Şimdi, sizin bu söyleminizi ölçü kabul etsek dahi 2014 yılından itibaren darbe girişimi olan 2016'ya kadar 14 tane Millî Güvenlik Kurulu var FETÖ'nün mücadele edilmesi gereken örgüt olarak tespiti ve buna yönelik alınması gereken tedbirler, vesaire. Bakın, buna rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde 2016'ya yani bu iki yıllık dönem zarfında bile bütün terfilerde, atamalarda kuvvetlere göre dağılımını yaptığınızda dahi yüzde 50'nin altına düşmeyecek şekilde FETÖ'cü atanmış, bazılarında bu yüzde 70-80. Yani burada diyor ya kanun gerekçesinde, yine Millî Savunma Bakanlığına bırakılıyor, yönetmeliğe bırakılıyor. Yani aynı yöntemlerle eleman alımı ya da mülakat yapımı vesairesi problemli. Bunların Meclis tarafından muhakkak düzenlenmesi lazım, her alan için aynı şey geçerli, önümüzde de böyle bir canlı örnek var. Bunun daha somutlaşması lazım.

Teşekkür ederim.