KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

PTT'nin Sayın Yönetim Kurulu Başkanı, Sayın Genel Müdür, değerli üst düzey yöneticiler, kamu kurumlarımızın temsilcileri; hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü bu görüşmelerin PTT açısından, ülkemiz açısından başarılara vesile olmasını diliyorum.

Şimdi, genel bir değerlendirme yapacağım ama oradan özele gideceğim. Ondan önce bir şeyle başlamak istiyorum. Nevzat Bey Ankara'yla ilgili bir konuda talebi dile getirdi, maalesef Ankara... Milletvekilleri olarak hepimiz Ankara'da yaşıyoruz, milletvekilliğinden sonra çoğu da Ankara'da kalıyor, bürokratlar da aynı şekilde ama yaşadıkları şehri görmüyorlar, nitekim en son Sayın Cumhurbaşkanı bir televizyon programında da "Ankara Türkiye'nin 2'nci büyük şehri." dedi, ben bunu da hatırlatarak biraz bu hizmetler konusunda da Ankara'ya bakılmasının faydalı olacağına inanıyorum.

Tabii PTT dünyaya açıldı ama ben de şunu söyleyeyim Ankara'yı da dünyaya kapatıyor, yani bir taraftan dünyaya açılırken Ankara da dünyaya kapanıyor.

Şimdi, elimde 7 muhtarın bir dilekçesi var, bunlar nüfus olarak da yazmışlardı herhâlde: "Gölbaşı'nın 2.500 nüfuslu yerleşim alanı olan Oyaca Mahallesine yaklaşık yirmi beş yıldan beri hizmet veren PTT şubesi on gündür kapalı -kapanmasıyla gitmedik çalmadık kapı kalmamıştır- kapanmasına neden olarak ilgililer tarafından 'Zarar ediyor.' denilmiştir ama zarar edecek bir durum yoktur; PTT şubesinin olduğu yerin kirası bile yoktur, sadece bir görevliyle devam etmektedir ve diğer mahallelerden gelen kişilerle birlikte 6 bin kişiye hizmet vermektedir. Biz ve aşağıdaki mahallede olan yerler ve muhtarlar olarak Oyaca PTT Şubesi'nin açılmasını istiyoruz, gereğinin yapılmasını arz ederiz." 9/12/2020'de Oyaca Mahallesi muhtarlarının PTT'ye bir müracaatları olmuş diye; yani o bölgede 7 tane mahalle, burası zaten eskiden beldeydi onun etrafındaki eski köyler diyebiliriz. Bu konuda muhtarlar toplanıp geldiler -ben bölge milletvekili olarak- "PTT Genel Müdürüne gidelim." dediler ama bu mümkün olabilir mi bilmiyorum? PTT Genel Müdürü çok meşgul!

Değerli arkadaşlar, şimdi bir konuda müsaade ederseniz bir değerlendirme yapmak istiyorum. Tabii, burada biz kamu iktisadi teşebbüslerinin hesaplarını görüşüyoruz, temel dayanağımız da Sayıştay tarafından hazırlanan raporlardır çünkü yasal olarak, Meclis olarak bu denetimleri yapıp KİT Komisyonuna getirmek Sayıştaya verilmiştir. Dolayısıyla Sayıştay da denetimlerini daha önce o denetimlere muhatap olan bir bürokrat olarak da ifade edeyim öyle eften püften yapmaz, hakikaten filtreden geçirir, belli bir prosedürü, bir süreci vardır, doğrularlar, kuruma sorarlar, cevap alırlar, tekrar bunlar belli prosedürlerle belli komisyonlardan geçerek sonuçta raporlara gelir. Bunu şunun için söylüyorum: Elbette biz Sayıştay raporlarında yer alan hususları, konuları ciddiye almak zorundayız, yani, sonuçta milletin iradesini burada temsil edenler olarak milletin parasını korumak durumundayız. Hiçbirimizin farklı bir düşünce içerisinde olduğunu söylemek zaten mümkün değil, düşünmek de mümkün değil, yani geçmişte de bu Komisyonlarda gördük, iktidarıyla muhalefetiyle sorulması gereken, sorgulanması gereken her şey soruldu ve sorgulandı, bu şekilde de devam ediyor.

Şimdi, bu raporlarda olanlar tamam ama burada ben bir şeye dikkat edilmesi gerektiğini -bunu kimseyi tenkit anlamında söylemiyorum- o da şudur: Bizim muhatap olduğumuz, denetimini yaptığımız, her ne kadar bazı yöneticiler onun farkında olmasalar da denetimini yapmış olduğumuz kurumlar sonuçta piyasada çalışan, rekabet içerisinde olan, o zor şartlar içerisinde bir şeyler yapmaya çalışan... Piyasanın ve rekabetin kendi kuralları, şartları vardır dolayısıyla o kural ve şartlar içerisinde özellikle buralardan, hele hele bu Komisyondan, bu Komisyon üyelerinden, milletvekillerinden, yani toplumun değer verdiği kişi, kurum neyse buralardan bu kurumlarla ilgili yapılacak açıklamalar piyasada bu rekabet içerisindeki kurumlara da zarar vermektedir. Ben burada spesifik bir şey söylemek istemiyorum ama ilgilenen arkadaşlar olursa bunun izahını yapabilirim; böyle birkaç kurum da oldu belki sorumsuz açıklamalar söz konusu oldu. Buradaki, bu Komisyondaki milletvekilleri olarak bizim sorumluluğumuz, özellikle parasal konularla ilgisi, alakası bakımından da baktığımızda yapacağımız bir açıklamanın o kurumların mali durumlarına zarar verebileceğini ve sıkıntıya sokabileceğini de bilmemiz gerekiyor. Elbette burada her şeyi söyleyeceğiz, elbette bunların üzerine gideceğiz, yasanın bize verdiği yetkiler çerçevesinde sonuna kadar da gideceğiz, hiç kimse bizim babamızın çocuğu değil, olsa bile sonuçta bu milletin parasına, beytülmale el uzatan ya da doğru yönetemeyen herkesten mutlaka hesap sorulacaktır. Burada hiç kimsenin ne koruma ne arka çıkma gibi bir şeyi yok, ama konular bazen böyle dağılıp biraz abartı noktasına girince veya usulde yapılan hatalar sanki birileri yolsuzluk ya da yanlışları eleştirirken birileri de bunların üzerini kapatıyor gibi bir görünüm dışarı açısından söz konusu olabilir, bunları mümkün olduğu kadar engelleyelim ya da dikkat edelim çünkü burası teknik bir denetim Komisyonu aynı zamanda. Elbette siyaset de var, elbette hesaplar sorulacak ama Sayıştayın getirdiği raporlardaki konular üzerinden, o çerçeveden bakarsak hem doğru hem mantıklı...

Bu kurumlardan genellikle bilgi gelir, bunu ben kendim de yaşadım ama sonuçta özür dileyenler oldu; bu belki bir şey ifade etmiyor. Kurumlardan yalan yanlış, bilen bilmeyen, bazı şeyleri bir şey varmış gibi yani Sayıştay denetçilerine de götürürler onlar alırlar, incelerler, bakarlar ama aslı olmayan bir şeyse atarlar kenara. Bizlere geldiği zaman biz bilemeyiz, burada şu yapılıyor, burada bu yapılıyor gibi, bunları direkt getirmek hem oradaki insanlar açısından hem de kurumlar açısından ciddi sıkıntı. Meramımı herhâlde anlatabildim diye düşünüyorum.

Başkanım hemen mi bitiriyorsunuz?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yok, yok.

TAMER DAĞLI (Adana) - Bir dakika daha Adana için ver Ağabey.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Peki, teşekkür ediyorum.

Adana'yı da bu arada unutmayalım, Adana benim memleketim.

Şimdi, efendim, ben şunu sormak istiyorum burada: Tabii, biz biraz daha makroaçıdan değerlendirmek, hem belli şeyleri aşmak açısından hem de Sayıştayın bundan sonraki çalışmalarına da-yani onlar takip ediyorlar ama- ışık tutma anlamında. Şimdi, PTT'nin 5 milyar nominal sermayesi var, ödenmiş sermayesi 2 milyar. Özellikle 2018'den sonra, 2019'la birlikte başlayan süreçte ciddi bir zarar söz konusu. Bu zarara baktığımızda 2019 ve 2020 yılında yapılan zararlar aşağı yukarı ödenmiş sermayeyi bitirmiş; yani bir çok şey yapıyoruz ama mali açıdan baktığımızda da burada aşağı doğru çok da hızlı bir şekilde düşüş var. Ben Sayın Genel Müdürden şunu istiyorum: Bunu hangi planla, yani finansal açıdan... Tabiri caizse uçuruma doğru bir inişin söz konusu olduğu, başladığı bir şeyin içerisinden nasıl çıkacağız? Ödenmemiş sermaye var, hazine bu noktada ödenmemiş sermayeyi karşılayacak mı? Veya bu kadar kayıp yani 2 milyar ödenmiş sermayesi olan bir şirketin 1 milyar 200 milyon 2019'da, 750 milyon 2020 yılında, yaklaşık neredeyse ödenmiş sermayenin tamamı... Sermaye yedeklerinde de rakamlar var ama onlar çok fazla bunu karşılayacak durumda değil.

Başka bir şey daha var, bunu hep söylüyorum, Sayıştay denetçisi arkadaşlarımız da mutlaka bu uyarıları yapıyorlar diye düşünüyorum çünkü birkaç defa dile getirdik. Kıdem tazminatları karşılıkları PTT AŞ'nin bilançolarında yok; yani yanlış mı biliyorum, PTT'de kıdem tazminatına tabii çalışan çok sayıda işçi var, şimdi bunların birikmiş kıdem tazminatlarını da koyarsak aslında bilançoya baktığımızda sermaye diye bir şey yok, batıklığa doğru bir gidiş de söz konusu olabilir. Kıdem tazminatları karşılıkları var mı?

PTT AŞ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MEHMET RAGIP İMAMOĞLU - Var Sayın Vekilim.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben mi görmedim o zaman, 2018 bilançosunda; peki neredeyiz diyorsunuz?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yanıtlar kısmında verebilirsiniz.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Yazılı da verebilirsiniz yani ben bilançoda göremedim. Ben atlamış olabilirim ama kıdem tazminatı karşılıkları da ayrılmıyorsa bu bilanço üzerine önemli bir yük getireceğine işaret etmek istiyorum.

Bir de şüpheli ticari alacaklar, şüpheli diğer alacaklar ve bunlarla ilgili ayrılan karşılıklar var. Tabii 2019, 2020'de durum nedir bilmiyorum ama 2018 yılında 6 milyonun üzerinde bir karşılık ayrılıyor; bu, alacak politikalarında bir sıkıntıyı mı gösteriyor? Dikkat çekme anlamında bunu da ifade ettim.

Değerli arkadaşlar, tabii, yine benim bildiğim kadarıyla, alt komisyonda Esin Hanım vardı. Esin Hanım'ın alt komisyonda dile getirdiği konular var; biraz önce kendisi bir başka komisyon toplantısına giderken onu hatırlatarak gitti bana. O alt komisyonda zaten kayıtlara geçmiştir, cevapları da muhtemelen verilmiştir ama dikkate alınması gereken konular; tekrarını burada yapmak zaman ekonomisi açısından önemli, yapmamak yolunda bir tercih kullandılar.

Bunun haricinde, dediğim gibi, yani burada dile getirilen birçok konu var. Gerçekten mutlaka yönetim bunları dinledi, gerekli notlarını aldı; kimileri haksız olabilir, kimileri haklı olabilir, kimilerinden ders çıkarılabilir, onların notları alındı. Bunun haricinde benim söyleyeceğim başka bir şey yok.

Bir de yazılı olarak merkez Genel Müdürlüğe son bir yıl içerisinde kurum içerisinden yapılan tayinleri yani yer değişikliklerini bir not olarak istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum.

Hayırlı uğurlu olsun.