| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Atatürk Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Seher Ergüney'in, Merkez olarak kadına yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .06.2021 |
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli hocalarımız; ben de sunumlarınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum ve çok kıymetli buluyorum.
Benzer soruları tekrar etmeyeceğim ama şunun üzerinden geçmek gerekiyor: Evet, akademide kadın sayısının artıyor olması hepimiz için sevindirici ve ümit verici ama en büyük sorunlardan bir tanesi de yönetim kademelerinde yeterli sayı olmaması. Belki, evet, dünyada yani 20 Avrupa ülkesinde olmayışını söylediniz ama mesela bize geçen sene sorduğumuzda 16 kadın rektör sayısı... Bir yılda sadece 1 kişi artmış, 17 olmuş. Yıllık olarak kadın akademisyen sayısı, kadın öğretim üyesi sayısı bu kadar fazlayken yönetici sayısının bu kadar yavaş ilerliyor olması... Çok düşük bir oran.
Yine, toplumsal cinsiyetle ilgili arkadaşlarım bu soruyu sordular ama ben de sizin "toplumsal cinsiyet eşitliği" kavramını nasıl tanımladığınızı merak ediyorum ve "evrensel insan hakları" kavramını nasıl tanımladığınızı merak ediyorum açıkçası çünkü bunlar evrensel değerler. Geçen hafta Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı kendine göre bir tanım yaptı ama evrensel değerler uzun bir mücadeleden sonra yazılan birikimlerdir, dolayısıyla da kişilerin görüşü şüphesiz önemli ama herkesin görüşü nedeniyle yarın öbür gün biri de "Ben buna katılmıyorum." dediğinde nasıl bir tutum izleyeceğiz?
Yine, üniversitelerde maalesef erkek akademisyenlerin kadınlarla ilgili söylediği, bulunduğu makamlara yakışmayan söylemleri var. Bunların bazılarının istifa ettiği, bazılarıyla ilgili işlemler yapıldığını biliyoruz ama -mesela aklıma gelen, uzay bilimleri fakültesindeki dekan istifa etti sonradan; işte, kadın bir adaya yerel seçimde oy vermeyeceğini söyledi- siz YÖK olarak akademisyenler içerisinde -sürekli eğitim olur ya da başka bir ad olur- toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili bir eğitim vermeyi düşünüyor musunuz, bununla ilgili bir planınız var mı? Çünkü bu eğitimciler milyonlarca öğrenciyi eğitiyor, kullandıkları dilin bile son derece önemli olduğunu düşünürsek sizin bu anlamda somut bir adımınız var mı?
Sayın Başkan da benim değerli meslektaşım, eczacılık fakültesiyle ilgili bir soru soracağım ama yine bu konuya bağlayacağım. Neden? Dün itibarıyla bir eczacılık fakültesi daha açıldı. Daha önce 8 iken yirmi bir yılda 48 yeni eczacılık fakültesi açıldı. Ben şunu merak ediyorum: Sayı olarak en çok kadınların tercih ettiği bir meslek ama sonrasında mesela, Sağlık Bakanlığının İnsan Kaynakları 2023 Vizyon Belgesi'ne göre 2023 yılına kadar eczacı ihtiyacı 32.900 iken şu anda bu sayı 41.552. Bu ne demek? Plansız açılan her üniversitenin istihdam sorunu gibi bir sorunla karşı karşıya kalacağının göstergesi. Bu okuldan mezun olan kişilerin istihdamla ilgili bir sorun yaşayacağını düşünüyor musunuz? Bu fakülteleri neye göre açıyorsunuz?
Ve bir diğer soruyu da buna bağlayacağım, şunu çok merak ediyorum: Mesela, bize, özellikle genç işsiz konusunda çok ciddi bir sayı artışı var ülkemizde ve gelen genç arkadaşlar hep şunu söylüyor: "Ne iş olsa yaparız." Birçoğu üniversitede lisansı tamamladıktan sonra "araştırma görevliliğine"() devam ediyor çünkü "İş bulamıyorum." diyor.
YÖK BAŞKANI PROF. DR. M. A. YEKTA SARAÇ - Özür dilerim, sözünüzü kestim.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Rica ederim.
YÖK BAŞKANI PROF. DR. M. A. YEKTA SARAÇ - Bunların hepsi çok zevkle cevaplandıracağım şeyler ama vakitle sınırlı değilsem...
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Değiliz.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Değiliz. Yani bunlar çok kıymetli çünkü.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Gamze Taşcıer karar verdi, vakitle sınırlı değilsiniz.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Değiliz Başkanım, olmamamız lazım.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Yok öyle bir şey Kıymetli Başkanım.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Çünkü, gerçekten -ben geçen ki toplantıda söyledim- eğer biz buradan bir sonuç üretmek istiyorsak bu müzakere ortamını yaratmak zorundayız. Aksi takdirde, ben zaten bireysel olarak bu soruların cevabını bir şekilde öğrenirim ama çözüm üretemeyiz.
Hemen bitiriyorum, son.
Burada, araştırma görevlisi mesela, profesör, doçent kadın oranları 35, 40, 45 gibi rakamlarken, araştırma görevlilerinde bu sayının yüzde 50'nin üzerinde çıktığını görüyoruz. Yani böyle bir araştırmanız var mı, onu merak ediyorum. Kadınların istihdam sorunu yaşadığı için akademiye, araştırma görevliliğine devam ettiğiyle ilgili bir neden var diyebilir miyiz, yani böyle bir araştırma var mı ya da yapar mısınız, onu merak ediyorum.
PROF. DR. SEZER ŞENER KOMSUOĞLU - Daha çalışkanlar. Araştırma görevliliğine girerken bir dolu sınava giriyorlar, daha üstün notlar alıyorlar, daha akıllılar, beyinleri daha gelişmiş, takır takır konuşuyorlar, jüri de onları alıyor.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Şüphesiz. Ama şöyle: Bize gelen genç arkadaşlarımız hep şunu söylüyor "İş bulamadığım için bari boş oturacağıma gidip araştırma görevlisi olarak tez yazıyım, şunu yapayım." ifadelerini kullanıyor. Kadınlar için bu sayıda, araştırma görevlilerinde biraz fazla artış var. Böyle bir çalışma var mı ya da düşünüyor musunuz?