| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu'nun, iklim değişikliğinin topluma etkisi ve bu alanda yapılması gerekenler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 08 .06.2021 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Bakanım, Sayın Başkanım.
"Monşer" mevzusuna girmeyeceğim çünkü Murat Bey o konuda gerekli açıklamayı yaptı, kayıtlarda var, girmeyeceğim o konuya.
KÜRESEL DENGE DERNEĞİ BAŞKANI DR. NURAN TALU - Kayıtlardan da çıkarın, ne olur.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, hakikaten de şimdi, bakıyorum, sizi dinlerken benim, büyük bir boşluğu esasında burada... Daha doğrusu, o boşluk, böyle, bir sunumla dolacak gibi değil yani hiç değilse bizim dikkatimizi çektiniz. Biz bugüne kadar su kaynaklarından bahsettik, bol bol kuraklıktan bahsettik, tarımdan bahsettik, enerjisi, işte madencilik, işte bu sektörlere vereceği etkilerden bahsettik, "adaptasyon" dedik, "azaltım" dedik, insan sağlığına etkilerine biraz olsun girdik ama -insan sosyal bir varlık- sosyal etkilerinden bahsetmemiştik. Bir ayımız daha var, belki bu konuda biraz daha çalışma, mesai yapabiliriz. Bu konuda teşekkür ediyoruz.
Davet ettiğiniz için sizlere de teşekkür ediyoruz Sayın Başkanım.
Şimdi, sosyal etkiden bahsettiniz, sosyal etki değerlendirmesinden bahsettiniz. Esasında, bizim Komisyon olarak Türkiye'deki, bu ÇED süreci konusunda kafa yormamız lazım yani çevresel etki değerlendirmeden bahsediyoruz. Ne yazık ki tek yönlü, tek boyutlu bir çevresel etki değerlendirme süreci var. Birçoğu zaten kopyala-yapıştır şeklinde oluyor, hepsi birbirine benziyor. Şöyle bir durum var: Bir JES'le alakalı bir çevresel etki değerlendirme gerekirse yapılıyor. Mesela, Aydın için konuşayım: Sanki orada, aynı bölgede, aynı rezervde 30 tane jeotermal tesis yokmuş gibi, JES yokmuş gibi davranılıyor. Hâlbuki bunların kümülatif bir etkisi var, tarıma etkisi olacak. Yani o konuda bizim biraz çalışma yapmamız lazım.
Bir de -bu konuyla alakalı değil ama- bizim Komisyonumuzda da gündeme gelmesi gerektiğine inandığım bir konu var, Türkiye'nin önemli meselelerinden bir tanesi hâline geldi. Müsilaj, deniz salyası, Balıkçıların "kaykay" dedikleri bir durum var. Biliyorsunuz, işte, Marmara Denizi'nde başladı, şu anda Ege Denizi'nde görülmeye başladı, boğazlarda görülmeye başladı, Karadeniz'de görülmeye başladı. Yani bunu aylardır konuşuyoruz, sebepleri belli, çok uzun girmeyeceğiz. Küresel iklim değişikliğinden kaynaklı, Marmara Denizi'nin sıcaklığının artışından kaynaklı, bir de kirlilikten yani sonuç itibarıyla her ikisi de insan kaynaklı. Nedir işte? Görüntü kirliliği var, oksijen miktarında azalma var, canlı hayatı tehdit ediyor -biz bölgedeydik- balıkçılar çok ciddi bir ekonomik kaygı içerisinde, bu tip etkileri var ve bu olay iyice kamuoyu gündemin de hatta dünya kamuoyunun da dikkatini çekti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 4-5-6 Haziranda bir çalıştay düzenledi ve bir eylem planı ortaya koydu, 22 maddelik bir eylem planını da paylaştı Bakanımız. Nasıl yapmışlar paylaşımı da? Katılımcı bir anlayışla tüm aşamalarını şeffaf olarak gerçekleştirdiğimiz Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'mızı Marmara Belediyeler Birliğimizle birlikte bakanlıklarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Komisyonumuz, valiliklerimiz, belediye başkanlarımız, bilim insanlarımızın katkılarıyla gerçekleştirmişler ve 22 maddelik bir eylem planı ortaya koydular. Ancak şöyle bir şey var: Ben bu eylem planındaki maddelere tek tek baktım. Ne kadar kısa zamanda, üç gün içerisinde hemen bir araya geldiler, 3 tane çalıştayda böyle maddeleri ortaya çıkarttılar. Fakat baktığınız zaman esasında 2012 yılından beri Marmara Denizi'yle ilgili çok ciddi araştırmalar var. Yani 2012 yılında, Aralık 2012'de işte Marmara Belediyeler Birliği en son bu plana katkı veren...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, ilk çalışmaya ben 1994'te başladım, İSKİ Genel Müdürüyken.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Taramalarımda ben 2012'ye kadar inebildim, belki daha evveli de vardır efendim.
Bu kurum yani Marmara Belediyeler Birliği 3 tane sempozyum yapmış, en son da 21 Kasım 2017'de. Her sempozyumda da çalıştaylar düzenlemiş. Daha sonra ne yapmışlar? Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme İşi "Den-İZ" diye geçiyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bununla ilgili bir komisyon kurulacak zaten.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şimdi, şuraya varmak istiyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani oraya siz de üye olun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yok, bizim her tarafta üye olmamıza gerek yok.
Yani komisyon kurulması da... Geçen hafta Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda komisyon kurulması için önerge verdi, reddedildi. Bir hafta geçti, birdenbire herhâlde daha önem arz etti, herhâlde Perşembe günü bir daha komisyon kurulacakmış. Hayırlısı olsun.
Ama varmak istediğim şey şu: Şimdi, bu, 22 maddelik eylem planı. Şimdi, benim elimde de işte en son 21 Kasım 2017 3'üncü Marmara Deniz Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi. Sayın Bakanım, bunlarla ikisini karşı karşıya getirdiğiniz zaman neredeyse örtüşüyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, aklın yolu bir. Ben zaten geçen gün basında... Yani şey belli yani.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Varmak istediğim nokta şu. Beni sizin basın açıklamanızı da dinledim; işte, fosfor ve azotla ilgili; arıtılması, yapılması lazım, doğru söylüyorsunuz. Ancak bu neredeyse birebir örtüşüyor, bakın birebir örtüşüyor. Şimdi, ben, bunlara baktığım zaman kendimde... Belki okumuşsunuzdur "Kırmızı Pazartesi" diye bir roman var, güzel bir romandır.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Marquez'in.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, evet, çok güzel bir romandır. Çok basit bir hikâyesi var aslına bakılırsa. Bir cinayet işleniyor bir kasabada. İşi enteresan kılan o kasabadaki herkes o cinayetin işleneceğini biliyor ve kimin işleyeceğini biliyor ama o cinayet işleniyor. Bakın, demek istediğim şey şu: Beş yıl geçmiş, beş yıl. 2017 yılında yapılması gereken her şey biliniyordu. Beş yıl geçmiş, 2017 yılındaki eylem planımızı biz, bugün, faaliyete alıyoruz. Beş yıl kaybetmişiz ve ciddi bir çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Ben bu hissiyatımı anlatmak için...
Ve şunu da gördüm Sayın Bakanım, biz bunu daha önce tartıştık: Esasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yanlış bir şey. Bu çalışmanın hepsi daha önceki bakanlık döneminde olmuş yani işte Çevre ve Orman Bakanlığı döneminde ve öncesinde de Su İşleri Bakanlığı döneminde olmuş.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Bunları en sonunda hep beraber konuşuruz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani ben bunu tutanaklara girsin diye... Ama bir Meclis araştırma komisyonu yapılacak büyük ihtimalle ancak bizim Komisyonumuzda da, raporumuzda da mutlaka bu konunun yer bulması lazım. Yani eğer Komisyonumuz iklim değişikliği, su kaynaklarına etkileri, kuraklıksa mutlaka yer bulması lazım geldiğini düşünüyorum ben.
Teşekkür ederim.