KOMİSYON KONUŞMASI

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ederim.

Sayın Kaymakçı, her şeyden önce, siz, Saint-Josse-ten-Noode'e kardeş şehir ilişkileri için geldiğimizde Brüksel'de bizi çok güzel ağırlamıştınız, yıllar sonra sizi görmek çok güzel. Özellikle orada yaptığınız başarılı çalışmaları çok yakından izliyorduk, gerçekten Brüksel'de çok başarılı çalışmalarda bulunmuştunuz. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanlığına da çok büyük katkı sunacağınıza inanıyoruz biz.

Sunumunuz için de çok teşekkür ederim, gerçekten çok güzel toparlanmış bir sunumdu ama şimdi, siz, sunuşunuzun çok büyük bölümünde uluslararası iklim diplomasisinden söz ettiniz ve "iklim diplomasisi" denildiğinde de sadece sözü edilenler belli dönüm noktaları. Şimdi, işte, 1979'da Cenevre'de İklim Konferansı, sonra 1988'de de IPCC'nin kurulması, ardından Rio 1992, Paris gibi. Şimdi, uzun süre de -siz anlattınız aslında- EK 1'e ve EK 2'ye girmek çok büyük bir prestij olarak görüldü o dönem ve o şekilde girildi. Biz aslında hep bir diplomat nedeniyle girildiğini biliyorduk; siz kurumların ortak kararıyla olduğu gibi aslında tarihî bir saptama yaptınız bence burada. Bu, bizim duymadığımız, bilmediğimiz bir konuydu fakat sonra Türkiye, yıllarını EK 1 ve EK 2'den çıkmak için harcadı, çok uzun yıllarını. Sonuçta, EK 2'den çıkıldı, şimdi de EK 1'den çıkılması için birtakım çabalar oluyor ama.

Şimdi, bu süreçte aslında bizim özellikle Avrupa Birliği olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde de büyükelçiliklerimiz, konsolosluklarımız var. Bu belli dönüm noktalarının dışında, onların normalde çalışma düzenleri içinde Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum sürecinde ne tür çalışmaları var yani neler yapıyorlar bu süreç içinde? Siz, belli konferanslarda, işte, belli dönüm noktalarında yapılan çalışmaları Dışişleri olarak anlattınız ama büyükelçilerimiz bu süreçte ne tür çalışmalar yürütüyorlar. Bizim eski dönemlerde çok deneyimli hariciyecilerimiz vardı, şimdi ne yazık ki artık onları büyükelçi olarak göremiyoruz biz. Şu anda Hükûmet tarafından görevlendirilen büyükelçiler...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, Jale Hanım, belki daha tecrübeliler vardır. Yanlış, bu tür şeyler...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bilmiyoruz yani onun öyle olduğunu biz pek düşünmüyoruz ama tabii, onu Dışişleri Bakanlığımız değerlendirecek.

Şimdi, dolayısıyla, şu anda büyükelçilerimiz, bu iklim krizi konusuyla ilgili ne tür müzakereler yürütüyorlar normal çalışma rutinleri içinde? Bunu bir merak ediyoruz.

Bir de, şimdi siz aslında bir saptama da yaptınız, aslında -Sayın Başkan, gerçekten çok önemli- biz de Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak verdiğimiz listede Hazine ve Maliye Bakanlığının bir sunum yapmasını istemiştik. Bilmiyorum, programa alındı mı o? Gerçekten önemli olarak görüyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Önümüzdeki hafta maden işleriyle ilgili Bakan Yardımcısı gelecek.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hazine ve Maliye Bakanlığı ve özellikle Millî Eğitim Bakanlığını da söylemiştik. Bu konuları çok önemsiyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, söylediniz de tabii, hepsi önem sırasına göre...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkan, söylemişken onu da bir belirtmekte...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - O zaman şöyle söyleyeyim ben: Özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Bakan Yardımcısı, bilhassa maden işleriyle ilgili, AFAD'ı çağırıyoruz, ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu Başkanını, TARSİM'i sigortayla ilgili... Bunlar haftaya. Daha sonra önemliyse isterseniz Hazine ve Maliye Bakanlığını da çağırırız yani.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben, hatırlatma babında söyledim.

Gerçekten önemli olduğunu düşünüyoruz.

Tabii, bu başka, büyükelçilerimizi sorduk ama tabii, en önemli konulardan bir tanesi, Dışişlerinde uluslararası sözleşmeler konusunda ve gerçekleşen konferanslarda müzakereci yetiştiremiyoruz. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda ne tür görevler üstleniyor? Neden biz müzakereci yetiştiremiyoruz, niye müzakerecilerimiz son derece sınırlı sayıda? Onu özellikle sormak istiyorum.

Şimdi bir de, siz EK 1'de olduğumuz için Yeşil İklim Fonu'ndan yararlanamadığımızı söylediniz.

Bakın, şimdi, burada, ben geçen gün de aynı iddiayı söylemiştim ve kaynak getireceğimi söylemiştim. Şimdi, burada, Avrupa Birliği ve CFCU'nun birlikte yürüttüğü bir Avrupa Birliği çalışması var, adı da "İklim Kriziyle Mücadelenin Makroekonomik Yüzü Projesi". İklim Değişikliği Eğitim Modülleri serisi 9'da bu tablo yer alıyor. Bu tabloya göre Türkiye, işte çok taraflı iklim finansmanı fonlarından en fazla yararlanan 20 ülkeden biri olarak geçiyor. Bu, bizim Avrupa Birliğiyle...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Kredi mi, hibe mi?

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - İklim finansmanı fonlarında, finansman.

MURAT BAKAN (İzmir) - Ama o söylediği farklı.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hibe farklı, kredi farklı lütfen.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, biliyorum, anlıyorum, tamam. Sizin söylediğiniz öyle ama ben bunu o gün de finansman olarak söylemiştim, itiraz etmiştiniz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama ben hibe...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hibe... Zaten, artık karşılıksız hibeler çok zor. Burada o kaynağı getirdim, özellikle bir söylemek istiyorum.

Şimdi, bir de şöyle: Sizin sözünü ettiğiniz, 2001'de Marakeş'te gerçekleşen COP7 Taraflar Konferansı'nda alınan kararlar çerçevesinde, sözü geçen "Türkiye'nin özel koşulları" dendi. Neler bu özel koşullar? Hani bunu bilmek istiyoruz.

Bir de dün, yine TÜSİAD sunum yaparken özellikle Avrupa Birliğinin Vietnam'la yaptığı bu serbest ticaret anlaşmasının Türkiye ticaret ve ekonomisi için çok büyük tehdit oluşturduğunu söyledi. Biz gümrük birliğinin güncellenmesi sürecinde hangi noktadayız, onu öğrenmek istiyorum.

Bakayım, başka notlar aldım sizin sunuşlarınızdan, eksik bir şey kadı mı diye bakıyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - İsterseniz siz bitirin, tekrar söz veririz.

Jale Hanım, teşekkür ediyoruz.