| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça'nın, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde uygulamaya dönük analizleri ve, çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 09 .06.2021 |
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Öncelikle yargı mensuplarımıza gerçekten teşekkür ediyoruz bilgilendirmeleri için.
İlk olarak Gamze Hocam'ın, Gamze Vekilim'in kendi şahsına yönelik sosyal medyadan yapılan hakaretlere yönelik açtığı davada takipsizlik kararı verilmiş, bunun da bir siyasi görüşe dayalı olarak mı verildiği şeklinde bir kanaati oluşmuş. Gamze Vekilim, aynı şeyi ben de yaşadım, şahsıma tehdit hakaret, küfür, hatta daha da ileri giderek eskort kadın hesabı dahi açıldı, mahkemeye müracaat etmeme rağmen takipsizlik kararı verildi. Demek ki bu karar bir siyasi karar değil, bunu öncelikle ifade edelim.
İkincisi ise, özellikle bu boşanma davalarının uzunluğundan bahsettiler; gerçekten uzun. Bir de bu gaiplikle ilgili boşanma davaları var yani "Ölümden, ölüm tehlikesinden bir yıl sonra veya en son haber alınmadan beş yıl sonrasına kadar." diyor boşanmanın gerçekleşeceğine. Gerçekten, bu çok uzun bir süre çünkü günümüzde teknoloji gelişti, iletişim araçları gelişti. Bu bir yıl süre veya işte beş yıl sürenin çok uzun olduğu kanaatindeyim. Burada da özellikle kadınlar lehinde bir dezavantaj oluşturduğu kanaatindeyim, erkek de fark etmez. Bu sürenin oldukça uzunluğunu belirtmek isterim.
Yine, ben "kadına yönelik şiddet" deyince iki olay arasında bağlantı kurarak devam edeceğim. Dün, Kanada'da, Müslüman bir aileye karşı bir katliam gerçekleştirildi. Yine "Kadına yönelik cinsiyette aynı, şiddete karşı aynı görüşte değiliz." diyor ya arkadaşlar onlara ithafen söylüyorum, dün, İstanbul Nişantaşı'nda Neşe Nur Akkaya adlı bir akademisyene başörtüsünden dolayı ciddi bir saldırı gerçekleştirildi, termosla kafasına vurularak darp edildi. Kanada'daki bu katliamı gerçekleştiren zihniyet ile Neşe Nur Akkaya'ya saldıran zihniyet aynı faşist zihniyet; bunu, bir defa kabul etmek lazım ve bunu sıradan, münferit bir olay değil, bir marka suç niteliği taşıyan, marka suçlar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir olay olarak algılıyorum. Yani uygulanan şiddet görmek istediğimiz taraftaysa "O şiddet." görmek istemediğimiz taraftaysa "Bu şiddet değil." dersek şiddet konusunda, kadın hakları konusunda iki yüzlü bir davranış sergilediğimizin de göstergesi niteliğindedir diye düşünüyorum. Bu konuda da hiç kimsenin suspus olma gayretine girmesine gerek yok.
Yine, kadına şiddet ile ilgili olarak, bugün 4'üncü yılı Aybüke Yalçın Öğretmenimiz terör örgütü tarafından kalleşçe, vahşice şehit edildi ama bazı siyasi partileri partili kadın milletvekillerimizin Aybüke Yalçın'a veya şehit edilen kadın öğretmenlere yapılan bu terör saldırısını şiddet kapsamında görmemelerini de nefretle kınıyorum diyorum.
Özellikle bu gaiplik konusunda, süre konusunda sizden de görüş almak istedim.
Teşekkür ederim.