| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Sinop Barosu Başkanı Hicran Kandemir, İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Gönül Yıldız, Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Aslı Koçak Arıhan ve Siirt Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Ecehan Polat tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .06.2021 |
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayın Başkan, tabii, siz, kendi siyasi partinizden olduğu için daha yakın tanıyorsunuzdur milletvekili arkadaşımızı.
O zaman ben de kısaca kendimi şöyle ifade edeyim: Ben de siyasetin her alanında hangi düşünceden olursa olsun, hangi partiden olursa olsun kadınların daha çok görev alması gerektiğine yıllardır inanan ve savunan biriyim ve bunun bu noktada insanların giyim tarzıyla, inançlarıyla, kimlikleriyle asla değerlendirilmemesi gerektiğini de her platformda ifade ediyorum, böyle de olması gerektiğini düşünüyorum.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Biliyorum, evet, çok teşekkür ediyoruz.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayın Milletvekilinin bu mücadelesi elbette ki kıymetlidir, bütün kadın milletvekillerimizin bu mücadeleleri kıymetlidir.
Ancak, kameraya çekiyor olmamı şov yapmak olarak algılamak ve böyle bir ifade kullanmak da doğru değil. Ben şov yapmıyorum. Millete göstereceğim ve benim çekindiğim hiçbir söylemim yok, dolayısıyla bunu çekmekten ve bunu yayınlamaktan da hiçbir zaman hicap duymuyorum. Yarın da aynı şekilde söylemlerimin arkasında olduğum için gönül rahatlığıyla bu videoyu da çekiyorum.
Ben son olarak şunu ifade etmek istiyorum, Anayasa'nın 10'uncu maddesiyle ilgili, bu İstanbul Sözleşmesi'nin üzerine sizin söylediğiniz bir sözle ilgili de kendi fikrimi şöyle beyan edeceğim: Evet, Anayasa'nın 10'uncu maddesi de birçok tanımı alarak şiddet üzerine herkesin eşit olduğu tanımını yapmıştır ama İstanbul Sözleşmesi'nin özelliği bir insanın sahip olduğu bütün vasıfları sıralamıştır herhangi bir yoruma açık bırakmadan yani neredeyse hangi futbol takımı tuttuğunu, hangi rengi sevdiğini yazmamıştır. Bu kapsayıcılık kıymetlidir. Zaten İstanbul Sözleşmesi'nde kadına yönelik şiddetle en kapsamlı mücadelenin olduğunu bu noktadan yola çıkarak söylüyoruz. Bizim burada tedirginliğimiz, bu maddenin yani toplumsal cinsiyet yönelimi nedeniyle şiddet uygulamasının önünden... Yani orada çünkü şunu söylüyor, Baro Başkanımız da söyledi: "Cinsel yönelimi nedeniyle şiddet uygulamasının önüne geçilmeli." Bu maddeden rahatsızlık duyulduğu için geri çekilirse yarın öbür gün biri de çıkıp der ki: "Ya, ben onun inancı gibi düşünmüyorum, farklı düşünüyorum." O da şiddet görebilir. "Kimliğini kabul etmiyorum." O da şiddet görebilir. Dolayısıyla, toplumun bütününü kapsayan bu tür kavramların ben bu kadar sıradanlaştırılmasını doğru bulmuyorum ve İstanbul Sözleşmesi'nin daha geniş kapsamlı olduğunu da yine vurgulamak istiyorum.
Bir önemli konu da -tam onu vurgulayacaktım- belli ki İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 sayılı Kanun'un karşılaştırılmasıyla ilgili bir sorun var. Bir toplantıda belki her birimiz bu konuyla ilgili düşüncemizi ifade etmeli ve bunu da bir sonraki çalışmalarımıza aktarmalıyız.
Teşekkür ederim.