KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Genel Müdür, Devlet Demiryollarının sayın üst düzey yöneticileri, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız temsilcileri Hepinize hoş geldiniz diyorum.

Tabii, teknik olarak değerlendireceğim birkaç husus var ama onlardan önce hemen şunu ifade edeyim: Sayın Bedri Yaşar "Genel Kurulda konuşmam var." dedi, ayrıldı; ismimizi de kullanarak özellikle 57'nci Hükûmet döneminde yapılan iş, işlem ve faaliyetlerle ilgili konularda sahip çıkılmadığı şeklinde bir ifadesi oldu ama o ifadeyi da arkasından geri düzeltti.

Yine, kayıtlarda yer alması bakımından söylüyorum Milliyetçi Hareket Partisinin bugünkü mensupları hatta geçmişte Milliyetçi Hareket Partisinde bulunmuş olanların, buna Bedri Yaşar Bey de dâhil Milliyetçi Hareket Partisinde olduğu dönemdeki Milliyetçi Hareket Partisinin tüm faaliyetleriyle ilgili eylem ve söylemleriyle ilgili söyleyecek bir şeyleri vardır hepsi de sahip çıkarlar, buna Sayın Bedri Yaşar da dâhil nitekim o da 57'nci Hükûmet döneminde Milliyetçi Hareket Partisinin yaptığı faaliyetlerle ilgili açıklamalarda bulundu, onlara sahip çıktı.

Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra tabii şunu ifade edeyim; buradaki sunum da ciddi bir talihsizlik yani her paragrafın başında 2003, böyle bir karşılaştırma, mukayeseyle gelmek doğal olarak Sayın Sertel'i, Sayın Yaşar'ı da harekete geçirecektir. Dolayısıyla, burada güzel bir başlangıç değil de ayak vermekten başka bir şey değil; niye 2003? Sayın Genel Müdürün göreve başladığı tarih 2019, 2019'dan itibaren alınabilir, geçen yıl KİT toplantısı yapıldı, o günden bugüne gelişmeler verilebilir ama özellikle 2003 vurgusunun sürekli yapılması doğal olarak burada Sayın Yaşar ve Sayın Sertel'i de harekete geçirip sorgulamasına neden olacak ve buradaki çalışmalarda da biz bunlara cevap vermek durumunda kalmış olacağız.

Burada tabii başka bir şey daha var; ya Sayın Genel Müdürün bu konuşmanın hazırlandığından haberi yok, burada geldi okudu ya da belki dikkat etmedi. Burada, bir kötü niyet olmadığından yine hareket etmek istiyorum. Sonuçta, o yılın, o dönemin Genel Müdürü, Devlet Demiryolları Genel Müdürü Sayın Vedat Bilgin bugün Kabinede Bakan, çok da başarılı bir Genel Müdürlük yaptı o dönemde, ben de Genel Müdürdüm bir KİT'in Genel Müdürüydüm; dolayısıyla, birlikte çalıştık daha sonra Süleyman Bey'le de hatta biraz önce de onu dedim benim kurumumla Devlet Demir Yolları arasında bir vagon sorunu vardı, Vedat Bey'le çözemedim, daha sonra Süleyman Bey geldi, onunla çözdüm. Dolayısıyla, burada devamlılık esastır, mutlaka Sayın Genel Müdür o mantıkla baktı 2019'da başlayıp 2003'ten tüm kıyaslamaları yaparken ama 2003 öncesi de sonuçta bir Genel Müdürün o kurumla ilgili, hani, devletteki devamlılık esasına dikkat etmesi gereken bir husus. Bir daha bu tür hataların yapılmayacağını, işin siyasi tarafını bırakalım siyasetçiler yapsınlar, yapıyorlar da, yapacaklar da ama yine kendi kurumuyla ilgili bu anlamda çok konuşulduğu için, bize de eleştiri geldiği için şunu söylemek durumundayım. Bir defa Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi 57'nci Hükûmet döneminde ihale edildi, kredisi bu dönemde bulundu; ihaleye 17 Eylül 1999'da çıkıldı, 16 Ekim 2000 tarihinde de 437 milyon 177 bin avroya bu ihale bağlandı. Dolayısıyla, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi'nin fizibilitesi de bu dönemde yapıldı. Marmaray'la ilgili projenin uygulanmasıyla ilgili tüm safhalar da bu dönemde yapıldı, 9,3 şiddetinde depreme dayanıklılık konusu da o dönemde yapıldı. Dolayısıyla, Marmaray Projesi'nin geçmişine gidersek 1982-83'e kadar gider yani bir kurumun başındaki Genel Müdürün bu tür şeylere -yani siyasetçi bunu söyleyebilir, diğeri cevap verir ama bu şeylere- girerse iş başka tarafa gidiyor. Dolayısıyla, dikkat edilmesi gerektiğini ve bugünkü sunumda bu tür ifadelerin bir talihsizlik olduğunu ifade etmek istiyorum Sayın Genel Müdür ama siyaset yapacaksınız o zaman buradan ayrılırsınız, siyaset yapar söylersiniz. Şu anda da zaten 57'inci Hükûmetin o dönemde Devlet Demir Yollarından sorumlu olan partisi de Cumhur İttifakı içerisinde mevcut Hükûmetle birlikte gidiyor. Burada herhangi bir sorun yok ama böyle konuları bu tür mecralara getirip tartışma konusu yapmak sizin işiniz değil, bunu çok açık bir şekilde ifade etmiş olayım. Ortada hiçbir şey yok ama bunu biliyor Sayın Süleyman Karaman ve aslında hızlı trenle ilgili bugün Türkiye'de eğer bana sorarsanız hızlı tren konusunda bir nimet varsa külfetini de ağırlıklı olarak hem psikolojik olarak hem de o dönemdeki sıkıntılar olarak çektiğini düşünüyorum; dolayısıyla, bu noktada çıktı hesabını da verdiğini düşünüyorum. Yeri gelince siyaseten tabii birçok eleştiri yapılıyor, yapılacak dolayısıyla bunda bir şey yok. Dolayısıyla, herkes kendi döneminde birtakım sıkıntıları çekti ve birtakım şeyleri üst üste koyarak bugünlere getirdi. Bu konularda çok daha dikkatli olunması gerektiğini söylemek istiyorum bir daha kayıtlara geçsin diye çünkü -Sayın Yaşar'da yok- Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu günden bugüne yaptığı tüm eylemlerin, söylediği tüm sözlerin arkasındadır; o bugün Milliyetçi Hareket Partisinde olmasa dahi, ayrılmış dahi olsa o günkü Milliyetçi Hareket Partisinde olduğu dönemi herkes savunur ve sayın Bedri Yaşar da onu yapmıştır dolayısıyla diğer konuda da düzeltme yaptığı için kendisini düzeltmeye de ihtiyaç duymuyorum.

Bu noktada bu açıklamalardan sonra bir iki de teknik konuyla ilgili şunu söyleyeyim. Sayın Genel Müdür, "Varlık yönetimi sistemini başlattık." dediniz, bu çok güzel bir olay yani daha doğrusu belli bir konuda bir şeye dikkat yoğunluğu, konsantre olunduğunu gösteriyor; buna ihtiyaç var ama benim bir tavsiyem daha olacak. Bir de mali yönetim sistemini başlatsanız diyorum çünkü şöyle bilançonuza göz ucuyla bakıldığında, mali yönden gerek finansal durum gerekse faaliyet durumu açısından bakıldığında çok sağlıklı bir görünümün olmadığını, 2019-2020 yılındaki faaliyet sonuçları nedir? Onu ben göremedim yani sunumda da bulamadım, 2017-2018 elimizdeki verilerde var. 2017'de 2 milyar, 2018'de 2,6 milyar lira civarında bir kayıp var ki bu, tabii, önemli bir rakam çünkü aynı yıllardan baktığımızda 726 milyon cironun olduğu bir şeyde 2 milyar zararın edilmiş olması, yine 879 milyar cironun olduğu yerde 2,5 milyar bir zararın olması bu mevcut sermayenin aşındığı anlamına geliyor. Tabii, bu aşınmanın finansal yük üzerindeki etkilerini de görüyoruz; faiz giderlerinde ciddi bir artış meydana gelmeye başlıyor, finansman giderleri cironun yüzde 60'larına 70'lerine kadar gelmiş dolayısıyla diğer konularda da ciddi, çarpık olarak ifade edebileceğimiz hususlar var. Bu devreden KDV olayı nedir? Onu anlayamadım çünkü dönem varlıkların yaklaşık yüzde 50'si devreden KDV olarak Maliyeden alacak şeklinde gözüküyor. Bu neden tahsil edilemiyor? Tahsil kabiliyeti olmayan bir alacak durumuna mı düştü, ne oldu? Ona da bakmak lazım çünkü önemli bir kaynak ve rasyolar açısından da orada hem 2017 hem 2018, sonraki yıllarda ne olduğunu tabii, buradan görmemiz pek mümkün olmuyor.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Karakaya on dakikamız doldu.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - On dakikamız doldu, ben şeyden de vazgeçmiştim ama bitiriyorum.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Toparlayalım lütfen.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Tamam, bitiriyorum; öyle planladım zaten kafamda on, on iki dakika içerisinde tamamlarım diye.

Sayın Başkan, tekrara da girmek istemiyorum ama genel olarak şöyle ifade etmek gerekirse bu devreden KDV'nin daha sonraki yıllarda akıbetiyle ilgili bir bilgi verebilirseniz bundan memnun olacağım.

Bir de maliyetlerle ilgili özellikle, satış maliyetleri konusuyla ilgili burada uygulanan yöntem esas ve sisteme yönelik bir bilgi olursa belki mali tabloları daha rahat, daha sağlıklı değerlendirme anlamında bir katkı sağlayacak diye düşünüyorum. Aldığım notlar vardı bir taraftan da onlara baktım ama bu söylediğim, genel anlamda iletmem gereken hususlardı.

Çok teşekkür ediyorum. Bu görüşmelerin kurumumuza, ülkemize, hayırlara vesile olmasını diliyorum.