| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (TCDD) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .06.2021 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben de süreye riayet edeceğim, o yüzden yorumsuz olarak sorularımı sorayım istiyorum.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Teşekkür ediyoruz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Kurum 2016 yılında 2 milyar 516 milyon 615 bin, 2017 yılında 2 milyar 644 milyon 270 bin, 2018'de 3 milyar 466 milyon 217 bin, 2019'da ise 2 milyar 546 milyon 895 bin lira zarar açıkladı. Zararı her geçen yıl artıyor. Şimdi 2020 ile 2021'i de sizden öğrenmek istiyorum.
Benim gördüğüm kadarıyla Devlet Demiryollarının en önemli problemlerinden biri yatırımların zamanında bitirilmemesi, yani burada en önemli problem, ödenek eksikliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa ihalelerde yanlış kişilere verilip sürenin uzatılmasından mı mühendis arkadaşlarımızın anlattığı gibi teknik analiz yapılmadan yola çıkılıp sonradan yolu değiştirmekten mi? Yani bir türlü Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları yatırımlarını zamanında yapamadı, yapamıyor, yani birkaç yılda bitirmek üzere ihaleye çıkılan küçük çaplı projeler dahi bitirilemedi. Örneğin, ben 2020 yılında bitirilmesi gereken tam 25 adet proje saydım; 2020'de bitirilmesi açıklanan yani öyle böyle değil, kelli felli adamlar açıklamış, Ulaştırma Bakanı açıklamış, Cumhurbaşkanı açıklamış, herkes açıklamış ama bir türlü bitmiyor.
Yine, 2019 yılında bitmesi gereken 15 proje saydım; etti mi 40. Ya, bunların kaçı bitirilecek? Ne zaman bitirilecek? Bunu merak ediyorum. Yani şimdi, 2019 ve 2020 yılında bitirilmesi öngörülmüş kaç projeniz vardı? Benim bilmediğim, saymadığım var mı acaba aralarında; bunların kaçı bitirildi?
Bir örnek vermek istiyorum: Ben İzmir'de yaşıyorum ve ben de doğma büyüme Eskişehirliyim. Eskişehir-Ankara arasındaki hızlı trene binip gelmekten keyif duyuyorum. Açıyorum kitabımı, açıyorum notlarımı, okuyorum, güzel, seyahat güzel, lüks ama ben bunu İzmir için yaşamak istiyorum ve yaşayamıyoruz; yani sadece ben değil, İzmir-Ankara arasında, İzmir'de yaşayan insanların... Ankara-Polatlı-Afyonkarahisar-Uşak-İzmir hattında bu yüksek hızlı tren projesinin bir an önce bitirilmesi gerekiyor. 2007 yılında temeli atılmış, 2020 yılında biteceği açıklanmış ama benim bildiğim kadarıyla -siz de doğrulayın lütfen- yüzde 37-38'i ancak bitmiş bir proje ki bu hızla giderse yani Ankara-İzmir yolu bu hızla biterse vallahi, bize binmek nasip olmayacak yani ömür bitiyor, yol bitmiyor ama bu yol hiç bitmeyecek gibi duruyor. Ankara-İzmir yüksek hızlı tren yolunun özellikle bu demir yolu hattının zemin yapısı açısından en kritik yolu, Eşme-Salihli hattının olduğu bölge; bu bölgenin de yüzde 30'u tünellerden oluşuyor ve bunların kaçı açıldı, kaçı açılmadı; başladınız mı, başlamadınız mı, hiçbir şey bilmiyoruz yani bu konuda çok ayrıntılı bir bilgi istiyorum İzmirliler adına çünkü İzmir ihmal ediliyor ve bu noktada, bir İzmir Milletvekili olarak ben de trenimi istiyorum yani şahsen. Sözde bir tren, oyuncak tren gibi bir şey kaldı bizim elimizde; hat bir türlü yürümüyor.
Şimdi, bu 2007 yılında başlanıp 2020 yılında bitmeyen ve bitmeyeceği görülen hat için ödenek sorununu aşarak ya da teknik sorunları aşarak, ihale sorunlarını aşarak tekrar bir hız verilmesi söz konusu olabilir mi? Bu konuda sadece sizin yetkiniz yok tabii ki mevcut iktidarın da niyetine bağlı bir hadise; sadece İzmir değil, Sivas da var, diğer bölgeler de var; işte, Trabzon da var, Ankara-Sivas hattı da var, bir sürü hat var.
Şimdi, Sayıştay size diyor ki: "Kuruluş tarafından kiraya verilen 1.250 adet taşınmazın kiralama süreleri bittiği hâlde yeniden ihale edilmeyerek sürelerini uzatma yoluyla sözleşmelerini yeniliyorsunuz." Şimdi, ben merak ediyorum; bildiklerimiz var ama bilmediklerimiz de vardır. Kurumun Türkiye genelinde toplam kaç adet taşınmazı var? Bu taşınmazların kaçı kirada? Bunları kaçı işletme, kaçı mesken olarak kullanılıyor? Bu taşınmazlarda oturan veya dükkân işletenlerin ortalama kiraları nedir? Mesela, Adana'dakiler yüksek kiradan yakınıyor, İstanbul'dakiler fıstık gibi kira veriyor yani ben onlara da bakıyorum, uygun fiyatlarda kiralar var. Şimdi, bir skala var mı, nedir yani metrekare fiyatı mı, kente göre mi, neye göre değişiyor, onu da merak ediyorum.
Ayrıca, İstanbul Arnavutköy'deki o 107 adet parseli sordum, siz kafa salladınız "Öyle bir şey yok." gibi. Orada 1 adet benzin istasyonu ile 104 adet fabrika olduğu söyleniyor. Bu konuda sizden gerçekten doyurucu bir açıklama bekliyorum. O Arnavutköy'deki arazilere, Devlet Demiryollarının arazilerine gerçekten el mi konuldu, işgal mi edildi? Bu işgal önlenemez mi, hangi noktada ya da satarak onun bedelini alma noktasına gidilebilir mi? Bunları da sormak istiyorum.
Yine bir kira olayı var, bu da Kapıkule Sınır Mübadele Garı'nda. Bulgar demir yolu taşımacı kuruluşların kiraladığı binaların kiraları ve bu binaların ısıtma, aydınlatma ve su temini giderlerini alamadığınız belirtiliyor; yani sadece Türkiye'de yaşayan bazı yurttaşlardan değil, kiracılardan değil, spor kulüplerinden değil, buradan da alamadığınız belirtiliyor Sayıştay raporunda. Şimdi, ben 2019 yılı itibarıyla 165.248 avroya ulaşan kira ve giderlerin tahsil edilip edilmediğini soruyorum. Bu Bulgar taşımacılardan bugüne kadar kurumun ne kadar alacağı var, onu soruyorum. Kirasını ödemeyen Bulgar taşımacılar hâlen Devlet Demiryollarının kiracısı mı ya da çıkardınız mı, nedir?
Bir göz yumma da Mersin'de karşımıza çıkıyor. Mersin'de Sayıştay, mülkiyeti Devlet Demiryollarına ait olan Mersin Limanı'nın devir sözleşmesi dışında bulunan taşınmazın bedelsiz olarak kullanıldığını tespit etmiş; işletici hem burayı kullanıyor hem bu alandan gelir elde ediyor ve Devlet Demiryolları da buna göz yumuyor. Yani, bu konuda ne yaptınız? Sayıştayın uyarılarına uyup işletmeciyi çıkardınız mı, geriye dönük alacaklarınızı aldınız mı diye sormak istiyorum.
Geçenlerde, bizim Kocaeli Milletvekilimiz Tahsin Tarhan bir iddia ve bir soru önergesiyle bir soruyu gündeme getirdi. Tahsin Tarhan, 2017 yılından itibaren Devlet Demiryollarının iştiraki olarak görünen Devlet Demiryolları Teknik AŞ'yle ilgili yeterli bilginin olmadığını söyledi ve "Devlet Demiryolları" ismini ve logosunu kullandığını ifade etti. Şöyle dedi: "Teknik AŞ olduğunu görüyoruz. 2017 yılından bu yana bu şirkete ortak olarak görünüyor ancak şirketin sitesine baktığımızda ne Yönetim Kuruluna ne tarihçeye ne de faaliyet raporuna ulaşabiliyoruz. Soru önergesi verdik." Bu meselenin açıklığa çıkarılması lazım çünkü şirkete verilen bir işten dolayı 16,5 milyon lira zarara uğratıldığı iddiası ortaya konuluyor soru önergesiyle; bu konuda sizin vereceğiniz yanıtla sanıyorum bu aydınlanır.
Ben İzmir'de dolaşmayı çok seven bir insanım, birden böyle bir şey gördüm garın orada. İşte, İzmir'in en eski saat kulesi... Yani herkes "saat kulesi" denildiği zaman Konak'taki saat kulesini bilir, oysaki tarihî tren garının yanında II. Abdülhamit döneminden kalma, sit alanı olan, İzmir'in ilk saat kulesi, şu kuleye sizin Bölge Müdür Yardımcısı arkadaşınız PVC yaptırmış; yani akıl alır gibi bir şey değil, PVC yaptırmış Cüneyt Can diye bir arkadaş. Bunu görünce ben şaşırdım, dedim ki: Bir tarihî eseri PVC'yle nasıl kaplatıyor? Yani soğuk geliyor diye tarihî binanın saat kulesinin olduğu bölgeyi olduğu gibi PVC'yle kaplatmış. Ben tabii, bu olayı gündeme getirince herhâlde siz de duyarlı davrandınız ve ertesi gün baktım, PVC'ler sökülüyor. Şimdi, bir, yani bunu acaba yaptırırken bu Bölge Müdür Yardımcısı ve Bölge Müdür Vekili, Devlet Demiryollarının parasını mı kullandı, kişisel parasını mı kullandı? Sökmesi ayrı para, takması ayrı para; bunu da sormak istiyorum Sayın Genel Müdür. Çünkü biz geçerken garın önünden -Alsancak Garı'nın önünden- geçerken, ben o bölgede yaşayan bir insan olarak, tarihe müthiş saygı duyulması gerektiğine inanıyorum ve bizim tarihî eserlerimizi korumamız, gözbebeği gibi korumamız gerekiyor.
Bir de, Deniz Yavuzyılmaz bahsetti, ben o garın önünde zaman zaman sürgün edilen memurların eylemlerine katılıyorum, destek veriyorum çünkü 2 çocuğu var, alınmış İzmir'den taa, Süleyman Bey'in memleketine gönderilmiş; alınmış İzmir'den, başka bir yere gönderilmiş.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Biz İzmirlileri severiz, hepsi gelsin.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani şimdi, bu insanları sürgün etmekten, bu insanların yerini değiştirmekten... Ki bunların çoğu kalifiye ve iyi yetişmiş demiryolcu arkadaşlar yani bunlar niye böyle sürgün ediliyor? Ben çoluk çocuğu orada okurken işte, 1 çocuğu üniversitede okuyor, 1 çocuğu lisede okuyor, baba sürgün edilmiş. Bunlara bence iş barışı açısından gerçekten dikkat etmek lazım Sayın Genel Müdür. Yani "Biz Genel Müdür olduk, istediğimizi yaparız, biz Bölge Müdürüyüz, istediğimizi göndeririz, istediğimizi alırız; biz kimseye hesap vermeyiz, biz yüceyiz, biz büyüğüz." Yani böyle bir şey yok, böyle bir tablo yok, olmaması da lazım; yani size verilen bir yetkiyi kötüye kullanma gibi bir yolu tercih etmemek lazım. Ben insani yaklaşımdan yana olunması gerektiğini düşünüyorum.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Sertel, on bir dakika oldu. Rica ediyorum, teşekkür ediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Bitti, Mevlüt Bey'in on iki olmuştu; olsun, ben de bitiriyorum.
Bölge Müdürü hakkında bu tarihî esere zarar vermekten dolayı bir soruşturma açtınız mı, kendisiyle ilgili bir yol, yöntem izlediniz mi? Onu da merak ediyorum.
Teşekkür ediyorum, Devlet Demiryollarına başarılar diliyorum. Gönlüm istiyor ki, diliyor ki Türkiye'de demir yolunun girmediği kent, demir yolunun ulaşmadığı bölge kalmasın; sadece bunu sizin şehirler arası iletişimi kurmanızdan ötürü söylemiyorum. Örneğin, Eskişehir'de raylı sistemle tanıştıktan sonra taşımacılığın, modern şehirciliğin; tramvay geldikten sonra İzmir'e taşımacılığın, modern şehirciliğin ve şehrin kirlenmesinin, mazot kullanımının, benzin kullanımının önüne geçildiği için hem tasarrufa yönelttiği için hem kentlerimizin temiz kaldığı için gerçekten, bütün kentlerimizin raylarla örülmesi gerektiğinin düşünüyorum Kayseri'de olduğu gibi yani. Diğer kentlerde de, gezdiğim bütün kentlerde gördüğümde çok hoşuma gidiyor. Metroların, raylı sistemlerin, yer altı sistemlerinin yer üstüyle bütünleşmesi, entegre olmasında çok büyük yarar görüyorum.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Biz, yaptığınız her doğru işin yanındayız, takdir edeceğiz ama yanlış gördüğümüzü ileteceğiz. Teknik bir adam olmadığım için yani öyle ukalalık kısmına da girmem, "Yok efendim, buraya niye ray döşendi de, niye burada..." bunlara girmiyorum, hiç girmedim fakat gördüğüm kadarıyla teknik arkadaşlarımız da gerekli uyarıları size yaptılar yani mühendis arkadaşlarımızdan Kaşıkçı yaptı, Deniz Bey yaptı, diğer mühendis arkadaşlarımız yaptılar; bunlara da azami özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sabrınız için teşekkür ediyorum, yeniden görüşmek üzere sağlık içinde.