KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZ YILMAZ (Zonguldak) - Şimdi yük ve yolcu taşımacılığıyla ilgili olarak Genel Müdür konuşmasında "Sektöre özel katkısını ve dinamizmini katmak ve sektörün önünü açmak için özel sektöre 537 yük vagonu ve 18 adet lokomotif kiraya verilmiştir." dedi. Hangi firmalara kiraya verildi, ne kadar süreliğine kiraya verildi ve hangi tutarlarda kiraya verildi? Türk lirası üzerinden mi kiraya verildi, yoksa dolar veya avro üzerinden mi kiraya verildi? Bu demir yolu araçlarıyla ilgili kurum olarak sizin yaptırdığınız bir sigorta var mı veya yaptığınız kira sözleşmesinin içinde bu kiralamayı yapan şirketler riskleri sigorta etti mi?

Diğer bir konu, eskiden Türkiye'de Ray Sigorta diye bir sigorta vardı. Ray Sigorta hem Türk Hava Yollarının hem Devlet Demiryollarının yani devlet kurumlarına ait olan pek çok aracın sigortalanması konusunda kurulmuş ve Ray Sigorta satılana kadar, özelleştirilene kadar da bu görevini büyük bir başarıyla yerine getirmişti.

Sayıştay raporundan okuyorum -2018 yılı Devlet Demiryolları Taşımacılık AŞ'nin Sayıştay raporu bulgu 8.1.4- aynen bulgudan okuyorum: "13.12.2018 tarihinde Ankara-Konya yüksek hızlı tren seferini yapmakta olan yüksek hızlı tren seti, Marşandiz İstasyonu'nda kılavuz trenle çarpışmıştır." Bakın, Sayıştayın cümleleriyle okuyorum: "Yüksek hızlı tren setinin kayıtlı değeri 114 milyon 202 bin 361,58 liradır." Bakın, burada, raporda yazıyor. "Devlet Demiryolları Taşımacılık AŞ, kendine ait tren setlerinde meydana gelebilecek hasar ve zararların tazmini hususunda herhangi bir kaza sigortası yaptırmadığı için, çeken ve çekilen araçlarda meydana gelen bu zarar yine tamamen kurum tarafından karşılanacaktır." Yani Sayıştay söylenmesi gerekenleri net bir şekilde ifade etmiş. Normalde, zaman zaman Sayıştayın bulgularını, rapor hazırlama tekniğini eleştiren bir Milletvekiliyim ama çok isabetli, çok önemli bir bulgu. Bu vatandaşın vergileriyle ödediği 114 milyon lira sigorta yapılmadığı için tamamen kurum tarafından karşılanacak. Çok büyük bir kayıp ve dolayısıyla da diyor ki: "Kurumun tüm riski elinde tutmak yerine, bu riski harici sigorta kapsamında sigorta şirketleriyle paylaşması gerektiği değerlendirilmektedir."

Alt komisyon toplantısında bu konuyla ilgili önerimi ifade etmiştim. Tıpkı Ray Sigorta gibi, devletin de ortak olduğu veya sahibi olduğu bir sigorta şirketi üzerinden, yine devlet kurumlarına ait olan pek çok araç sigortalanabilir. Bunu sigortalamak ancak burada kaybedilen zararı düşürür yani bize ekstra bir zarar getirmez, maliyet de getirmez sigorta şirketi devlete aitse. Fonda tuttuğunuz parayı zaten bu sigorta şirketine aktarmanız gerekecek, bu zarar da ortadan kalkacak çünkü fondaki parayı o devlete ait olan sigorta şirketi farklı yatırım araçlarıyla değerlendirecek ve dolayısıyla da zaten sorun bu boyut itibarıyla büyük ölçüde ortadan kalkacak. Yani tren setleri yerli ve millî olsa dahi onların kazayla ziyan olması büyük bir zarar. Bu bakımdan da sordum, lütfen Sayın Genel Müdür geneli üzerinde yanıt verirken... Hem Devlet Demiryolları Genel Müdürüne hem Taşımacılık Genel Müdürü'ne söylüyorum yani birbirlerine pası, topu atıp da yanıtsız kalmasın diye, hani "Benim görev alanıma giriyor..." "Yok, öteki Genel Müdür, hayır, benim girmiyor, sizin giriyor." demesin diye diyorum, lütfen buna bir yanıt istiyorum. Bu Türkiye Varlık Fonu kapsamında kurulan Türkiye Emeklilik, bu devlete ait araçların sigortalanmasında devreye girecek mi, girmeyecek mi? Bugüne kadar sizden bu doğrultuda bir envanter istendi mi istenmedi mi?

Diğer bir sorum Zonguldak'la ilgili. Zonguldak'ta, İnağzı ve Kilimli başta olmak üzere bazı diğer ilçeleri de birbirine bağlayan Kapuz Caddesi ile Kapuz Plajı mahalleleri arasında il belediyesi tarafından herhangi bir resmî levha veya inşaat çalışmasına ilişkin kamu ihale mevzuatının öngördüğü resmî şantiye ve açıklayıcı bilgi tabelaları konulmadan yani işin adı, ihale bedeli yüklenicisinin kim olduğunun belirtildiği o tabela konulmadan il belediyesinin sorumluluğu altında yüklenici firma tarafından yapılan çalışmalar esnasında o güzergâhtan geçmekte olan yolcu ve yük taşıyan trenlerin de kullanıldığı tren yolu hattının aynı Çorlu tren faciasında olduğu gibi altındaki dolgunun boşaldığı ve bilimsellikten uzak yapılan bu çalışmalar nedeniyle çok ciddi hayati bir tehlikenin de doğduğu tespit edildi. Bu konuyla ilgili ben Sayıştay Başkanlığına başvuruda bulundum. Sayın Sayıştay Başkanıyla görüşme yaptım, dedim ki: Bu tren yolu güzergâhının altında boşalan dolguyu, bu belediyenin sorumluluğu altında bir yüklenici firma bu hâle getirdi ama burada doğan bir zarar var. Zonguldak Limanı'ndan termik santraller bölgesine giden yük trenleri gidemedi, taşıyamadı kömür. Dolayısıyla, buradan kaynaklanan zarar var, kurumun zararı var, doğan riskin sorumluluğu var. E, bu dolgunun tamiratını kim yapacak? Bu belediyenin o kapasitede olması beklenemez zaten. Dolayısıyla da sorunlu, şu yanlışlıktan sorunlu kontrol etmediği için. Ama tamiratı profesyonellerin yapması gerekiyor. Biz de dedik ki: Sayıştay bir kendi denetçilerini göndersin yani hemen olay esnasında gitsin ki dolgu malzemesinin içinde ne kullanılıyor, doğru mu değil mi? Yani neden diyorum? Yarın bir gün, bir yıl sonra, bir buçuk yıl sonra olur da çeşitli bir nedenin de katkısıyla ya yine o dolgu oradan boşalırsa hepimiz bu vebalin altındayız. O nedenle tam dolgu işlemi yapılırken Sayıştayın da oraya gitmesini istemiştim.

Sayıştaya sorum: Bu demir yolu tamiratı yapılırken, dolgu işlemi yapılırken Sayıştay denetçileri oraya gitti mi, birincisi? İkincisi, bu demir yolu tamiratı yapılırken, Devlet Demiryolu yetkilileri tarafından yapılırken siz orada gerekli denetimleri yaptınız mı ve Genel Müdür olarak şunu söylüyor musunuz: Evet, ben orada yapılan talimata kefilim diyebilir misiniz? Bunu net olarak sormak istiyorum. Aynı zamanda da bu konuyla ilgili bir soruşturma başlattınız mı, başlatılması için -soru hem Sayıştaya hem kuruma- girişimlerde bulundunuz mu? Çünkü bakın, burada ne doğal bir felaket var, ne deprem var, ne sel var, ne yağmur; hiçbir şey yok. İl belediyesinin yaptığı bir inşai işte, sorumluluğu altında yapılan; yüklenici bir firma tarafından yapılan inşai bir iş sırasında demir yolu raylarının altındaki dolgunun oradan boşalmasına neden olundu. Yani hata var, hatanın da bir karşılığı olması lazım. Olmazsa bu iş bizi Çorlu tren faciasına götürebilir. Bunu sormak istiyorum, tarafınızca yapılan soruşturma var mı? Çok önemli.

Ben tekrar çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Özellikle, taşımacılık konusunda da bu özelleşmesi, kiraya verilmesi süreçlerinin Devlet Demiryolları kurumunu zayıflatmaması gerektiğini düşünüyorum. Yerlilik ve millîlik adına yaptığınız her çalışma için sizleri kutlarım, çok gecikildi bu konularda. Özellikle, Zonguldak, demir çelik sanayisinin geliştiği yani çok üst düzeyde olduğu, Türkiye'de en üst seviyede olduğu bir şehir. O nedenle, özellikle Zonguldak Ereğli bölgesinde, aynı zamanda Karabük ve tabii ki de Hatay bölgelerindeki demir çelik fabrikalarının yanında, yan sanayi kuruluşları da oldukça güçlendiği için özel sektörde de -biz her ne kadar bazı markalarda yurt dışı marka adı görsek de Siemens gibi- Devlet Demiryollarının "Siemens" diye satın aldığı pek çok ara ürün veya tamamlanmış son ürün Ereğli'den gidiyor. Yani bunu ben bizzat üzülerek tespit ettim, size ürün çeşidini de söyleyebilirim. Zonguldak Ereğli'den Almanya'ya gidiyor, Almanya'dan Siemens marka olarak Devlet Demiryollarına geliyor. Bu kısa yolları mutlaka bulmalıyız yani yerlilik, millîlikte de ülke olarak hep birlikte kalkınmalıyız.

Tekrar çalışmalarınızda başarılar diliyorum.