KOMİSYON KONUŞMASI

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle sunumunuz için herkes teşekkür etti, ben de teşekkür edeyim diyeceğim ama edemiyorum vallahi. Niye edemiyorum derseniz, şöyle: Çünkü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı değil, sanki iklim değişikliği yaratma ve iklim krizi tetikleme bakanlığı gibi bir sunum yaptınız açıkçası. Çünkü faaliyetlerinizde yaptığınız her şey neredeyse iklim krizini tetikler durumda, önce onu belirtmek istiyorum.

Şimdi, ben siz gelmeden önce şöyle bir baktım, sürekli olarak yaptığınız açıklamalarda, mesela Zonguldak'ta bir açıklama yapmışsınız, ,demişsiniz ki "1,5 milyon ton kömür rezervi var, böyle çıkartmaya devam edersek bize bin yıl yetecek rezerv var." ve 2020 yılında 1 milyon 400 bin ton kömür üretimi hedeflediğimizi söylemişsiniz. Bilmiyorum, bu hedeflerinizi tutturabildiniz mi ama şimdi, ne yapacağız bu kadar çok kömürü? Yeni bir şey icat ettiniz, bizim haberimiz mi yok, yoksa ülkenin her tarafını iklim krizini tetikleyecek termik santrallerle donatacak mısınız? Bunu bir merak ediyorum önce. Ne yapacağız, tamamını yakabilecek miyiz, ısınmada mı kullanacağız, ne yapacağız yani doğalgaz mı kesiliyor? Hani, "Bulduk." diyorsunuz ama ben şimdi merak ediyorum, bu kadar çok kömürü ne yapacağız?

İkincisi: Şurada -ben sürekli gündeme getiriyorum- biyokütle kurulu güç oranlarının artışı, burada yenilenebilir enerji kaynaklarının artan oranlarını söylemişsiniz, sizin slaytınızda, sunumunuzda. Şimdi, burada biyokütle santralleri özellikle 2010 yılından günümüze inanılmaz bir artış sağladı. Biyokütle santralleri, yenilenebilir enerji kapsamına alınmış durumda yasalarla; tamam, biliyoruz. Avrupa Birliği 2009/28/EC direktifinde de böyle anılıyor ama orada tabii biraz daha denetimler farklı. Bizim mesela Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da organik atıkların yanı sıra bitkisel yağ atıkları, tarımsal hasat atıkları dahil olmak üzere tarım ve orman ürünlerinden, bu ürünlerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yeni ürünlerden elde edilen kaynaklar olarak geçiyor. Arkasından biliyorsunuz, 13,3 sent gibi yüksek bir teşvik veriyorsunuz. Ayrıca, 6719 sayılı Kanun kapsamında atık lastiklerin de işlenmesine olanak sağlandı biyokütle santrallerinde ve Elektrik Piyasası Kanunu'nda da yapılan değişiklikle biyokütlenin tanımı bir kez daha değiştirildi; gıda ve yem değeri olmayan tarımsal artıkları, atıkları, endüstriyel odun dışındaki orman ürünlerini içine aldı.

Şimdi, baktığımız zaman kömürle çalışan, özellikle yakmaya dönük biyokütle santrallerin -biyokütle termik santralleri diye geçiyor zaten- kömürle çalışan termik santrallerden yüzde 150 daha fazla azot, azot oksit, yüzde 600 daha fazla uçucu organik bileşikler, yüzde 190 daha fazla partikül madde ve yüzde 125 daha fazla karbonmonoksit, ayrıca yüzde 50 daha fazla karbondioksit yaydığı bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda ve bilim insanları bu konularda uyarılarda bulunuyor. Ama baktığımız zaman, güneş enerjisiyle -yani tam olarak yenilenebilir olarak tanımlayabileceğimiz güneş enerjisiyle- aynı teşviklere sahip, artı bir de yerli ekipman kullanılması hâlinde 19 sentlere çıkan bir teşvik artışı var. Şimdi, bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Çünkü biraz önce emisyon değerlerini söyledim size ve sürekli sayıları artıyor. Ormanlarda, orman alanlarında kuruluyor, hatta artık ağaç sektörü bu konuda sıkıntıya girmiş durumda, o kadar yüksek ki teşvik, yeri geldiğinde tomruklar bile yakılıyor biyokütle santrallerinde. Bu konuda bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Onu soracağım.

Ayrıca, Maden Yasası'nda, yine bir konuşmanızda Maden Yasası'yla ilgili yeni değişiklik geleceğini söylemişsiniz ama zaten Maden Yasası, AKP Hükûmeti sırasında 17 kez değiştirilmiş ve hiçbir seferinde de iyileştirme olmamış, tamamen ranta açılmış.

Bakın, son değişiklikte ben söz olarak konuşmuştum mesela: Ülkemizde sıkıntısı şu: Daha önce, bildiğiniz gibi, bizim maden havza yönetimine bağlı bir madencilik sektörümüz vardı, şimdi ufak ufak alanlara bölerek -mesela, son geçen yasalardan bir tanesiyle, kanun değişikliğiyle- ne yaptınız? 25 bin hektarın altındaki arazilere "ÇED gerekli değildir." kararıyla, valilik izinleriyle ruhsat verilmesinin önü açıldı ve böylece parça parça çeşitli bölgelerde rant yaratacak şekilde madencilik faaliyetlerine izin verildi. Maden Tetkik Aramanın daha önceki kuruluş amaçlarıyla, Atatürk'ün o madenlerin olduğunu bilerek -siz de söylediniz "Ülkemizin her yeri maden." diye- öngörerek kurduğu MTA'nın havza madenciliği ilkesi tamamen sarsıldı. "Böl, parçala, yönet" gibi madenleri de parçalayarak ruhsatlandırma gibi bir yaygınlaştırma yapıldı bu son dönemde.

Şimdi, yine, ben sunuşunuzdan şöyle ilerlemek istiyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Jale Hanım, toparlayalım.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, toparlamayacağım daha çok var, kusura bakmayın.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Kusura bakmayın ama sunumdan fazla...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, bakın, herkes yarımşar saat konuştu. Kusura bakmayın, benim notlarım çok fazla çünkü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dediğim gibi en kritik bakanlıklardan bir tanesi, kusura bakmayın.

OYA ERSOY (İstanbul) - Başkan, süre koyacaktınız o zaman.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hiç kimseye süre koymayıp bana "Toparlayın." diyemezsiniz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Jale Hanım, müsaade eder misiniz? Sizler konuşun diye arkadaşlar nezaket gösterdi ama işi şey yapmayın.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bakın, Sayın Başkan, bu tartışmayı sürekli yapıyorsunuz. O zaman herkese süre koyun, hiç kimseye süre konulmamışken bana sürekli bunu yapıyorsunuz çünkü söylediklerimden çekiniyorsunuz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama süre koydum. En çok siz konuşuyorsunuz. Bakın, Murat Bey çok güzel toparladı.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - En çok ben konuşmuyorum süre olarak. Bakın, bunları konuşacağımıza 3 soru daha sormuştum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tamam, bitirin, sabaha kadar konuşacak değiliz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bitirmeyeceğim, daha çok var söyleyeceklerim. Sabaha kadar konuşmayacağım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Başka komisyonlarda beş dakika komisyon üyelerine...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkanım, o zaman süre belirleyin, belirlemiyorsunuz süreyi, bana gelince hep bu tavrı gösteriyorsunuz.

Ben anlamıyorum bana karşı bu tavrınızı. Doğruları söylediğim için çekiniyorsunuz diye değerlendiriyorum ben.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Neyi çekineceğiz ya! Burada her şeyi konuşuyoruz. Kusura bakmayın, her şeyi konuşuyoruz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam ama yani niye bana karşı...

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Çok konuşan olmadı ama.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hep bana geldiğinde...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Herkese söylüyorum, lütfen toparlayın diyorum.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - İlk ben konuşacağım bundan sonra çünkü sonra kaldığım için herhâlde hep böyle yapıyorsunuz. Rica ederim lütfen, Sayın Başkan.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sırayla söz veriyoruz herkese.

Evet, toparlayın lütfen.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, ben devam ediyorum.

Şimdi, bakın, burada -başka arkadaşlarımız da farklı bölümlerine değindiler ama- madencilik faaliyetlerinde izinler diye bir sayfa var. Burada millî parkları falan söylemişsiniz, orman alanları yok burada, bunların içinde orman alanları yok. Daha sonra orman alanlarının ne kadarında faaliyet yapıldığından söz etmişsiniz. Bakın, burada en büyük sıkıntılı şeylerden bir tanesi de bu taş ocakları. Taş ocakları hızla artıyor, inşaat sektörünün artışına bağlı olarak hızla artıyor ve malzemeye olan talep de bunu arttırıyor. 2002'den 2013 yılına kadar Türkiye genelinde 85 bin taş ocağı ruhsatı verildi. Şu anda sayıları bile belirlenemiyor, işte, Rize İkizdere'de, Van Gürpınar'da sesler çıkıyor ve bunların genelde bağ bahçe, ormanlar içinde bulunmasının yaratacağı tahribat ve canlı sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda sürekli uyarılarda bulunulmasına karşın bu uyarıları hiç dikkate almıyorsunuz. Odun üretimi yanında su da üreten bu ormanlardaki sıkıntıları değerlendirmiyorsunuz. Bunlar toz solunum yolu hastalıklarına neden oluyor.

Çevresel etki değerlendirmelerinden söz etmişsiniz burada, raporlarınızda. Daha önce bize bir SED değerlendirmesi de yapılacağı, onun da yönetmeliğinin çıkacağı söylenmişti. O çalışma ne aşamada? Onu özellikle ben öğrenmek istiyorum.

Burada madencilik faaliyetleri konusunda ÇED raporlarını veren firmalarla ilgili bir düzenleme yapılması düşünülüyor mu? Çünkü genelde o çok büyük sıkıntı yaratıyor biliyorsunuz ve denetimden burada söz etmişsiniz. Şimdi, denetimden söz ederken nasıl bir denetim yapıyorsunuz? Mesela, hiç denetim bilgilerine yer vermemişsiniz raporunuzda.

Bakın, bırakın özel firmaların yaptığı şeyleri, ben size Eskişehir'de -Vekilim de söyledi- termik santralin olduğu alanda yedi kez ihale iptal edildi ama hâlâ 300 adet noktada sondaj Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Petrolleri Uluslararası AŞ... Bakın, bu hâlde herkese de göstereyim, bentonitli atıklar etrafa saçılmış durumda, havuzlar kontrol altına alınmamış durumda. Ben hatta bunları özellikle AKP milletvekilimize... Bakın, dere yataklarına bentonitli atıklar dökülmüş. Şimdi, siz denetim yapmaktan sorumlusunuz ama denetim yapmayı bırakın, bu sizin kendi şirketinizin yaptığı bir çalışma, hani özel şirket falan değil. Ekinlere böyle sondaj makineleriyle girilmiş, bütün dere yataklarında bentonitli atıklar. Bunu Komisyona özel yapmadım Mecliste konuşmuştum bu konuyla ilgili.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ŞEREF KALAYCI - Çok teşekkür ederim ama bentonit bir çeşit gübredir aynı zamanda.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, gübre ama bilim adamları dere kaynaklarında oluşturacağı hasarlar konusunda da uyarıyor. İzninizle, onu biliyoruz.

Evet, şimdi, burada...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, toparlayalım.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Toparlayacağım.

Burada siyanür havuzlarının yarattığı çok büyük tehditler söz konusu. Özellikle siyanür havuzlarıyla ilgili çok özel raporlar var. Israrla bir zarar yaratmadığı, çok iyi önlem alındığı söyleniyor ama ne yazık ki öyle değil, sayısız davalar ve ölüm olayları var bu siyanürlü ayrıştırma havuzlarıyla ilgili.

Şimdi, bu 18'inci slaytta da Türkiye'nin yüzde 26 orman alanının binde 3'ünde altın madeni olduğunu söylemişsiniz yani yaklaşık 65.833 hektara denk geliyor bu. Burada baktığımızda, Beyşehir Gölü büyüklüğünde bir alan. Bu alandaki ağaçları söküp ne yapıyorsunuz? Altın şirketlerine mi veriyorsunuz ormanları? Onu öğrenmek istiyorum. Ayrıca maden alanlarına arama ve işletme için ayrılan alanlarla ilgili net bir bilgi yok.

Bir de burada yine bir şey söylemek istiyorum. Şuradaki sizin... Bu raporlar var, bunları ben daha sonra Komisyona verebilirim, özellikle mesela Fatsa'da siyanür havuzunun yarattığı ağır metal kirliliğine ilişkin rapor var elimde, Eskişehir'de aynı şekilde.

Bakın, 31/12/2019'da termik santrallerin çevresel yükümlülüklerini yerine getirmesi için verilen süre doldu, hatta Meclis gündemine getirildi, bayağı bir tartışmalar yaşandı burada. 2020 yılında filtre takma yükümlülüklerini yerine getirmediği için kapatılan ama devlet teşviklerinden yararlanmayı sürdüren termik santraller gündeme geldi ve ileri tarihe ötelemek için de iki kez Meclise geldi konu. 26 Ocakta bir yönetmelik değişikliği yapıldı, filtre takan ancak atık depolama sahası sorunlarını çözmeyen santraller kurtarıldı bu yönetmelik değişikliğiyle. 1 Ocak 2020'de de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Kahramanmaraş Afşin, Kütahya Seyitömer, Tunçbilek; Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı termik santrallerini kapattı. Manisa Vekilimiz de bu termik santraldeki mağduriyeti anlattı size ama. Şimdi, burada biz Yeşil Mutabakat kapsamında bir adil dönüşüm sürecinden söz ediyoruz. Bu adil dönüşüm süreci ve bu hiçbir hazırlık yapılmaksızın Soma örneği çok belirgin bir örnek ama ondan sonra bakıyoruz, yine çok ilginç bir şey var sunumunuzda. Baktığınızda -20'nci slaytta- Afşin Elbistan Çelikler tarafından kapatılan, yükümlülüklerini yerine getirmeyen termik santral projesinin tekrar faaliyete geçtiğini bizim Genel Başkan Yardımcımız Ali Öztunç sürekli gündeme getiriyor ama şimdi, buradaki projeler arasında yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir termik santrale idari yaptırım uygulanması gerekirken modernizasyon projesi için 1 milyar 445 milyon 315 bin lira teşvik vermişsiniz. Bunu özellikle sormak istiyorum yani yükümlülüğünü yerine getirmiyor, bir teşvik veriyorsunuz...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir dakika, bitmedi.

Aynı şekilde -Vekilimiz de söyledi- bakın, bu 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği konusunda özellikle Sayıştay raporları Orman Bakanlığını uyarıyor. Bu yetki, denetleme yetkisi kimde, Orman Bakanlığında mı, sizde mi? Siz burada denetimlerden söz etmişsiniz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı... Sizin bu konulardaki yaptırımlarınız neler? Onu öğrenmek istiyorum.

Bir de Komisyona mesela yakılan yıllık kömür, petrol ve gazın hem ithal hem de yerli üretim olarak miktarlarını ve bundan kaynaklı emisyon değişimini sunmanız gerekmez miydi? Öyle bir bilgi yok. Bunların...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ŞEREF KALAYCI - İlk hâlinde var sunumun, büyük sunumda var.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Öyle mi?

Sayın Başkan "Yazılı olarak." diyor, bakacağız ona.

Evet, bir dakika, bir şey daha söyleyeceğim. Şimdi, burada, 42'nci slaytta da "devlet hakkı olarak 1 milyar 670 milyon alındığı" söyleniyor. Şimdi, bu kadar para için değer mi o kadar çevre tahribatı? Bakın, 2004 yılında getirilen bir değişiklikle ürettiği madeni kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan maden miktarı için devlet hakkının yüzde 50'sinin alınmayacağı düzenlenmişti ve 28/2/2018 tarihinde de altın, gümüş ve platinle ilgili madenler için devlet hakkının yüzde 40'ının alınmayacağı düzenlendi. Yani bu rakamlar artacak mı ve biz bu verileri mümkünse 2009 yılından itibaren alabilir miyiz? Yani tahakkuk eden devlet hakkı nedir, yasal değişikliklerle ne kadar olmuştur? Teşvik indirimden sonra ödenen devlet hakkı nedir? Orman Genel Müdürlüğünün bundan aldığı pay nedir? Bunlarla ilgili verileri istiyoruz Komisyon olarak, Başkan yazılı olarak verebileceğinizi söylüyor.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, yazılı olarak verebilir.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir de şunu soracağım: Anlaşılan 13,6 milyon hektar araziye maden izni verilmiş, değil mi? Böyle bir bilgi var. Yani 136 bin metrekare yani neredeyse İç Anadolu kadar bir şey...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ŞEREF KALAYCI - Onun içinde arama ruhsatları da var yani arıyor, bırakıyor, geçiyor.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bize onları mesela bir ayrım hâlinde verebilirseniz, arama ruhsatları, izin verilenler, onları da istiyoruz.