ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben de arkadaşlarıma katılıyorum. Şimdi, ben bir konut kredisi çekmek için bankaya gittiğimde onun teminatı olarak mutlaka eski bir konutun var mı, yok mu diye soruyorlar, sonra onu ipotekliyorlar yani tam karşılığında malı, mülkü aldığı noktada sana kredilendirme yapıyor, bunu yapmayan banka yok. Şimdi, burada, Sayıştayın o donuk alacaklarda izlenen firma kredilerine karşı teminat olarak alınan gayrimenkul rehinleri ile borçlu ve kefilleri hakkında yürütülen takiplerin semeresiz kalması yani borç ödemelerinin aciz kalması, burada o zaman bankanın gerekli tedbiri almadan kredilendirme yapmasını da doğuran bir neden gibi görünüyor. Yani burada "Kredinin tahsil edilemeyen kısmının sorumluluğu bulunanlardan, tahsili hususunda zaman aşımı sürelerini de dikkate alarak mali sorumluluk açmak lazım." diyor Sayıştay. Öyle olmazsa siz kredileri neye göre, hangi kıstasla, nasıl verdiğiniz noktasında sorumsuz olursunuz. Yani bir sorumluluk duyulması lazım, burada bir sorumluluk var. Tabii, bu firma batmış, gitmiş herhâlde firmanın adı falan da kalmamıştır mutlaka, firma kime ait o da çok önemli değil ama burada bu gemicilik sektörüyle yapılan kredilendirme de bir ihmal olduğu tespit ediliyor. Zaten paranın tahsil edilememesinin nedeni de o. Bana göre de eğer bu zaman aşımına uğramadıysa, mutlaka takip etmek lazım, eğer zaman aşımına uğradıysa da buna ilişkin sorumlu olanlarla ilgili de bankanın gerekli açıklamayı yapmasının yanı sıra, gerekli mali sorumluluk davasının da açılmasını getirmek lazım çünkü bu işin sorumluluğu olmazsa sorun büyük olur yani bugün bunu kapatırsınız, BDDK dersiniz, Bakanlığa yazdık dersiniz, Bakanlıktan böyle bir yanıt geldi dersiniz, "Bakanlık kapatın üstünü" dedi, kapatırsınız bu yara başka bir yerde yeniden açılabilir. Onun için, özellikle, ben, Sayıştayın önerisinin takipte kalmasının ve izlenmesinin bu olayın sonuçlandırılmasında yararını gördüğümü ifade ediyorum.

Teşekkür ederim.