| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | TARSİM Genel Müdürü Serpil Günal'ın, yasal çerçeve, tarım sigortasının neleri kapsadığı ve TARSİM'in iklim değişikliğiyle ilgili çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .06.2021 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, her şeyden önce, TARSİM Genel Müdürümüze biraz yüklendiler. Ben, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Başkan Vekili olarak öncelikle TARSİM gibi tarım açısından çok önemli bir kurumumuzun başında, üst düzey yönetici olarak bir kadın Genel Müdür görmekten memnuniyetimi ifade ederek...
MURAT BAKAN (İzmir) - Ondan biz de memnunuz.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O konu da evet, kadın dayanışması var bu Komisyonda, değil mi, ona göre duyuralım. Öncelikle ondan memnuniyetimi dile getirmek istiyorum.
TARSİM GENEL MÜDÜRÜ SERPİL GÜNAL - Teşekkür ederim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, aslında, tabii, TARSİM kuruluş amacı olarak yani yapı olarak son derece çiftçilerimiz açısından -tarımla uğraşan daha doğrusu çiftçiler olarak adlandırmayalım- çok önemli ama iklim krizi konusundaki çalışmaların dışında tabii, yapısal anlamda TARSİM'in birtakım sıkıntıları var, biz onu biliyoruz zaten ama şurada, öncelikle bir iklim krizi konusundakileri söyleyeyim: En son bu dönemde TARSİM'e en çok yöneltilen eleştiri arkadaşlarımız da dile getirdiler tarım sigortalarının ekim farklılıklarından kaynaklı zararları karşılamadığı yönünde, sadece fiziki zararlara yönelik olarak bunu karşılıyor. Şimdi, bakın, mevsim geçişleri çok sert oluyor biliyoruz. İşte, baharlar -ilkbahar ve sonbahar- çok hızlı geçiyor, kışlar o kadar eskisi kadar soğuk olmuyor ama kışların bahara kaymasıyla bitkilerin üretim şeyleri kayıyor. Dolayısıyla, tam çiçek açmışken bir dolu yağıyor bunların sıkıntıları var ve bizim ekolojik sistemimizi bozmamızın sonuçları bize yine çok ağır olarak ne yazık ki geri dönüyor.
TARSİM GENEL MÜDÜRÜ SERPİL GÜNAL -Maalesef.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mesela, son mayıs ayında 46 ilde 30 farklı üründe zarar olduğuyla ilgili ziraat odalarının raporları var. Şimdi, burada küresel iklim değişikliğinden kaynaklı riskleri -sizin sunuşunuzda da onu teyit etmiş olduk- sadece don, aşırı yağış, kuraklık, fırtınayla sınırlandırmış durumdasınız ve tarımsal üretime dair iklimsel riskler aslında çok çeşitleniyor sonuçta. Mesela, aşırı sıcak, poyraz... Evet, siz bunların tespitinin "Güç olduğunu" söylediniz ama ne yazık ki TARSİM çok belirgin hasar risklerinde bile çok farklı şeyler söylüyor. Bakın, biz, don, selle karşılaşan üreticilere gittiğimiz zaman bize söyledikleri en önemli şey şu oluyor: "Geliyor eksper, bakıyor 'Biraz daha sula, biz, bekleyelim, ürün gelişecek mi?' diyor onu bekliyoruz." Şimdi, zaten çiftçi gitmiş, mahvolmuş, bitmiş, gün dönümü geçmiş, perişan olmuş, sulama sistemleri hasar görmüş, sel gelmiş, almış götürmüş, bir de "Sula." diyorsun. Tekrar su harcayacak, elektrik harcayacak ve onları adam etmeye çalışacak, ondan sonra geliyor eksperler, hasar tespiti yapıyorlar "Ne oldu?" diye ve ona göre buğdaysa doluluk oranına bakıyorlar. Bizim alanda en çok şikâyet olarak duyduğumuz konu bu oluyor genelde.
Başka bir şey daha söyleyeceğim ama buradaki en önemli konulardan bir tanesi, fiziki riskler için teminatlandırma yapıyorsunuz daha çok. Bakın, oysa "geçiş riski" denilen bir risk var, siz sigortacı olarak biliyorsunuzdur. İşte, teknoloji, tüketici tercihleri, finansal piyasa beklentilerinde yaşanacak büyük dalgalanmalar konusunda nasıl bir teminatlandırma yapacaksınız ya da böyle bir planız var mı? Onu sormak istiyorum çünkü iklim değişikliğinden kaynaklı riskler 2'ye ayrılıyor. Bakın, bu, özellikle Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının raporlarında da yer alıyor ve diyorlar ki: Mesela, iklim krizi, finansal sektörü doğrudan ya da dolaylı olmak üzere ekonomik koşullarda etkileyen değişimler, iş gücü kayıpları, fiyat dalgalanmaları, gelir kayıpları, maliyet artışları gibi mikroekonomik ve makroekonomik aktarım kanalları aracılığıyla etkiliyor ve böylece, iklim riskleri finansal risklere dönüşüyor bir anlamda. Mesela, sigorta konusunda bu konuda ne yapacaksınız? Bir onu sormak istiyorum.
Burada Sayın Başkanım, bir şey de söylemek istiyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Buyurun efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, hazır sigortacılık konuları konuşulurken, biz daha önce de belirtmiştik, Merkez Bankamız, ondan sonra Hazine Bakanlığını temsilen Hazine Bakan Yardımcılarımızdan biri, Bankalar Birliği Başkanı diye özellikle çağrılması gerekenlerle ilgili söylemiştik, onları hatırlatmak istiyorum. Bir de Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ülkemizde ekonomi ve sektörlerini ilgilendiren çalışmalarıyla Profesör Erinç Yeldan'ı davet ettiğimizi söylemiştik. Erinç Hoca aslında davet olması hâlinde gelebileceğini söylüyor. Bunu tekrar hatırlatmak istiyorum bu konu gelmişken, sigorta konusu.
Bir de biliyorsunuz, yine kuraklık anlamında da sıkıntılar var ama obrukların hasarını gidermek için çok büyük paralar gerekiyor. Mesela, bir çiftçinin 1 milyon gibi... TARSİM'in böyle bir çalışması var mı, onu soruyorum. Obrukların hasarı için çiftçiye bir ödemeniz var mı? Onu öğrenmek istiyorum.
Şimdi, burada, çok önemli noktalardan biri -ben daha önce de dile getirdim ama hazır siz gelmişken tekrar dile getirmek istiyorum izninizle- biz, burada kuraklığı konuşuyoruz ve daha önce gelen, tarım konusunda sunum yapan arkadaşlarımız da bize sürekli olarak şunu söylediler: Damlama sistemlerine, boru sistemlerine geçilmesi gerekiyor ama ne yazık TARSİM boru sistemlerini ve damlama sistemlerini teminat kapsamına almıyor. Biz, 2019 yılında TARSİM'e bir ziyaret gerçekleştirdik, ben direkt İstanbul'a, Genel Müdürlüğe geldim. O zaman Genel Müdür yoktu kurumda, Zeki Karakurt'tan randevu almıştım ve kendisini ziyaret etmiştim. Zeki Bey'i ziyaretimizde -danışmanıma da "Biz hangi konuları özellikle dile getirdik." diye ben sordum- burada bu dolu nedeniyle kullanılmaz hâle gelen, sigorta ödemesi kapsamında olmayan ancak çok büyük maliyet getiren damlama ve boru sistemleri ve ekipmanlarının sigorta kapsamına alınması gerektiğini dile getirdik. Burada, siz de sunuşunuzda bir şey söylediniz: "Her yıl kapsama alınacak risklere, ürünlere, bölgelere prim desteğine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı..." O zaman bize de orada, TARSİM'de aynı şey söylendi, "Bunun için Cumhurbaşkanı kararı gerekiyor. Biz bunu mutlaka ileteceğiz." denmişti. 2019, geldik 2021 yılına, hâlâ damlama ve boru sistemleri kapsamda değil. Özellikle bunu çiftçiye mutlaka yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Biraz önce vekillerimiz de dile getirdi, gerçi iklim kriziyle çok ilgili değilse de felaketler artıyor, dolayısıyla çiftçilerimize vermemiz gereken destekler de artacak. Bu hisseli olanların, özellikle hisseli parsellerde ÇKS sisteminden çok şikâyet alıyoruz yani ÇKS'si olmayanlar yararlanamıyor bu hisseli olanlarda. Mesela, aynı zamanda Rize benim sorumluluk bölgelerimden biri, Eskişehir Milletvekiliyim aslında da Eskişehir'de de var tabii hisseli ama mesela Rize'de alanlar çok küçük, tapular çok eski, çok hisseli hiç kimse alamıyor orada ÇKS ne yazık ki. Bizim aslında Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir önerimiz vardı, özellikle raporda da buna yer vermek istiyorum, tüm tarım sigortasıydı herhâlde, değil mi? Özellikle Özgür Karabat Vekilimizin vardı öyle bir şeyi; o var.
Bir de mesela, özellikle bu gecikmeli ve yetersiz gelen sigorta ödemelerinin poliçe vadeleri beklenmeksizin afet durumunda bir an önce bunun yapılması gerektiğiyle ilgili çiftçilerimizin istekleri çok oluyor çünkü hakikaten nakit ihtiyaçlarının giderilmesi gerekiyor. Afet olduğu zaman çiftçi zaten zor durumda, bir de sigorta prim ödemesi geliyor çiftçinin, artı maliyetler kullanması gerekiyor. Mesela, bu geçici risklerde de özellikle o aradaki farkın o anlamda da belirlenmesi önem kazanacak çiftçi için çünkü bir mali kaybı olacak, üstüne ek maliyet bindirecek ki sulasın tekrar tarlasını, belki elektrik kullanacak gibi.
Özellikle bu sigorta eksperlerinin tuttuğu hasar tespit raporlarında yüzde 7 ile yüzde 90 arasında değişen farklı oranlar çiftçiyi çok rahatsız ediyor. Biz bunların hepsini Zeki Bey'e iletmiştik, onun için, tekrar ben onları dile getirdim, onun için ziyaret etmiştik ama bunların hiçbirinden geri dönüş alamadık. Bunları söylemek istedim, sorularımı da belirttim ama...
Bir de Başkanım, tekrar bir şey daha söylemek istiyorum. Şimdi, biz hazır tarımdan konuşurken, "toprak" deyince biz aslında sadece tarımda toprağı düşünüyoruz. Evet, Anadolu toprakları çok yorgun ama sonuçta hepimiz toprağın üzerinde yaşıyoruz ve bu dünyada, evrende hepimiz toprağın üzerindeyiz, sonuçta beton da atsak o toprağa toprağın üzerindeyiz. Dolayısıyla, toprağın dirençliliği, alüvyon yapıları, iklim değişikliğinden etkilenmeleri de çok önemli. Dolayısıyla, bizim toprağın dirençliliği konusunda bir uzman da çağırmamız gerekiyor diye düşünüyorum yani tarım dışı alan anlamında. Yani bu gerçekten çok önem kazanıyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Geçen haftaki arkadaşımız...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, biraz değindi.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Atatürk Üniversitesinden çağırmıştık.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, işte biraz değindi ama daha çok tarım anlamındaydı. Hatta orada da ben tekrar biraz...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Burada Kevser Hanım var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, Kevser Hanım bize bir sunuş hazırlasın yani on beş yirmi dakikalık bir sunum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tamam, Kevser Hanım'dan sunum isteyelim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Süpersiniz.