DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli Yönetim Kurulu üyeleri; Komisyonumuza hoş geldiniz.

Restorasyon skandallarıyla anılan ülkemizde restorasyon işleri vasıfsız, yetersiz yüklenicilere verilip binlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş tarihî yapılarımız geri dönülmesi imkânsız şekilde tahribata uğratılırken; bu işler için kurulmuş olan kamu şirketi yasal mevzuatlar olmasına rağmen ihalelere bile davet edilmiyor. Tarihî eserlerimiz tıpkı Şile Kalesi restorasyon faciasında olduğu gibi bir çizgi film kahramanı olan Sünger Bob heykeline dönüştürülürken bin yıllık tarihî külliyelerimize sözde "restorasyon" adı altında yapılan çalışmalarla Amerikan mutfaklar takılırken, devletin uzman şirketi iş alamıyor, zarar ettiriliyor ve var olma savaşı veriyor.

Ülkemizdeki bu restorasyon skandallarıyla ilgili olarak geçtiğimiz aylarda Kültür ve Turizm Bakanının yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verip konuyu Meclis gündemine taşımıştım. Şile Ocaklı Ada Kalesi, Divriği Ulu Camisi, Süheyl Bey Camisi, Seyit Battal Gazi Külliyesi, Tekfur Sarayı, Anamur Mamure Kalesi, Mesnevihane Camisi, Mimar Sinan Külliyesi, Ayasofya Orhan Camisi, Hatay Arkeoloji Müzesinde bulunan Roma Mozaikleri, İshak Paşa Sarayı, Antiphellos Antik Tiyatrosu, Sümela Manastırı, Sinan Paşa Külliyesi, Apollon Tapınağı ve Urfa Kalesi restorasyon adı altında yapılan çalışmalarla geri dönüşü olmayan tahribatlara uğratılan kültür varlıklarımızdan bu soru önergesinde bahsetmiş ve meydana gelen bu hatalı uygulamaların kök nedenlerini sormuştum. O gün Bakanlığa sorduğumuz soruların yanıtları aslında bugün Sayıştay raporlarındaki bulgudan net bir şekilde anlaşılıyor. Restorasyon işleri ihale edilirken asıl amacı bu işleri yapmak olan kamu kurumunun yok sayıldığı da resmî olarak âdeta ispat edilmiş oluyor.

Benim anlayamadığım, kurumun yönetim kurulunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün görevlendirdiği 3 üye var. Onlara rağmen kurumun bu ihalelere davet edilmemesini anlamak gerçekten mümkün değil. Ya, bu ancak bilinçli olarak eksik bırakılmış, unutulmuş değil, sistemli bir şekilde, bilinçli olarak bu ihalelere davet edilmediğini gösteriyor. O nedenle, kurumun Sayıştay bulgusunda ifade edilen yıllar içinde -ben biraz daha genişleteyim- 2010 yılından bugüne kadar davet edilmediği ihaleler hangileridir? Bu ihaleleri hangi şirketler kazanmıştır? Hangi tutarlarda bu ihaleleri kazanmışlardır? Hangi tutarlarda sözleşme imzalanmıştır? Hangi tutarlar ödenerek bu işler yapılmıştır? Hangi tarihte imzalanmıştır? Bu konuyla ilgili sizden bir bilgi talep ediyorum.

Aynı zamanda da gerçekten bu bulgu bizi çok üzen bir bulguya dönüştü. Hem kurumun yok sayılması açısından hem atıl hâle getirilmesi bakımından. Ben kuruldaki yönetim kurulu üyelerinin, genel müdür, genel müdür yardımcılarının da, aynı zamanda 2010 yılından bugüne kadar yer alan bu kadronun aylık maaşlarını, yönetim kurulu toplantısı başına mı maaş aldıklarını, ne kadar sürede bir yönetim kurulu toplantısı yaptıklarını, 2010 yılından bugüne kadar nerede, hangi şehirde, hangi tarihlerde yönetim kurulu toplantısı yaptıklarının bilgisini sizden talep ediyorum.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Anadolu coğrafyası üzerindeki bir ülkeyiz ve turizmin anlamını özellikle coronavirüs sürecinde ülkece çok daha fazla anladığımız, bilinç seviyesinde en yüksek noktaya geldiğimiz bir süreçteyiz. Bir turistin gelmesi âdeta Türkiye'nin ihracat yapması gibi bir karşılığı olan çok kıymetli bir konu. Bu bakımdan bu kuruma çok ihtiyacımız var. Bu kurum, olduğunun 10 katı büyüse yine de yeterli olmaz. O nedenle, mutlaka uzman personel desteğiyle, ilgili bölümlerden mezun olan gençlerimizle de takviye edilmeli. Ve öyle restorasyonlar yapmalı ki dünyada adından söz ettirmeli. Bizler de bu restore edilen tarihî eserlerin hikâyelerini tüm dünyaya anlatalım.

Bir soru olarak da endüstriyel miraslarla ilgili de restorasyon çalışması yapıyor musunuz? Bunu da ayrıca sormak istiyorum. Ben bir Zonguldak Milletvekili olarak özellikle endüstriyel miras kabul edilen pek çok eserle birlikte yaşadığımız bir şehirden geliyorum. Dolayısıyla, onların da turizme kazandırılması açısından restorasyon çalışmalarına dâhil olacak yollar aramanız, TOKİ'yle koordine olmanız -çünkü TOKİ'nin yaptığı projeler- bunlar mutlaka Zonguldak ve bölge turizminin kalkınması açısından da çok faydalı olacaktır. Konuyla ilgili olarak da ilerleyen zamanlarda bizzat sizi ziyaret ederek Zonguldak'ın bu endüstriyel mirasının turizme nasıl katkı yapabileceği, sizin nasıl katkıları yapabileceğiniz konusunu da sizinle ayrıca değerlendirmek isterim.

Geneli üzerinde söz almayacağım, o nedenle, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.