KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Çok değerli milletvekillerim, daha önceki toplantılarımızda konuşmuş idik ve burada inşallah, Komisyonumuzda alt komisyon kurma çalışmalarını mütalaa etmiştik. Bilindiği üzere, Meclisin temmuz ayıyla beraber tatile girecek olması hasebiyle bizim de yeni dönemde bu çalışmaları, alt komisyon çalışmalarını yapmamız daha rasyonel gözüküyor ve bu noktada, inşallah, biz gelecek hafta yine kendi toplantımızda bu konuları mütalaa edeceğiz ve alt komisyon kurmayla ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.

Çok değerli milletvekillerim, bizim Komisyonumuz yeni bir komisyon olmasına rağmen, gerçekten Türkiye'nin en önemli çalışmalarına imza atan ve çağın dönüşümüne bir anlamda izlek oluşturan, tarihsel bir iz bırakan komisyonlardan bir tanesi. Komisyonumuzun kurulmasıyla beraber WhatsApp'ın sözleşme dayatması ve sosyal mecraların temsilcilik açma meselesi gündeme geldi ve 5651 sayılı Yasa'nın Parlamentodan çıkmasıyla beraber bu konularda çok önemli ilerlemeler sağlandı. Ben bir kez daha sizlerin huzurunda değerli milletvekillerimize teşekkür ediyorum.

Tabii, dijital çağ meselesi hem teknolojinin, haberleşmenin hem de siyaset felsefesinin en önemli gündemlerinden bir tanesi. Bir paradigmanın değiştiğini net olarak görebiliyoruz. Bir dijital çağın başladığını, bir yapay zekâ çağının başladığını müşahede etmekteyiz. Küreselleşmeyle beraber değişimin hızlanması ve bu değişimin temelinde iletişimin ve teknolojinin, enformasyonun olması, corona süreciyle birleştiğinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Bir anlamda aslında corona salgını dijital çağın on yıl öne çekilmesine yol açtı ve dijital çağda geleneksel yapıların değiştiğini, "hukuksal bağımsızlık" "siyasal bağımsızlık" "ekonomik bağımsızlık" kavramlarının yanına bir de "dijital bağımsızlık" kavramının eklendiğini yaşayarak gördük. Özellikle İngiltere'deki Brexit süreci ve Amerika'daki Başkan Trump'ın seçim süreci bu dönüşümün çok önemli somut göstergeleri oldu. Toplamda hızla yeni bir dönemin açıldığını biz görmekteyiz. Dijital mecraların insanı bir tüketim malzemesi hâline getirilmesine, bütün dünyada olduğu gibi bizim de Komisyon olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak karşı çıktığımızın altını çizmeliyiz. İnsan asla bir meta hâline dönüştürülemez, asla bir reklam malzemesi hâline dönüştürülemez. Komisyonumuzun hem uluslararası sözleşmeler hem Anayasa'mızca güvence altına alınan özel hayatın gizliliği, kişisel hayatın gizliliği, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması, şeffaf bilgilendirme, hesap verebilirlik konularında tüm vatandaşlarımızın haklarının takipçisi olduğunu bir kez daha belirtmek isteriz. Dolayısıyla her alanda olduğu gibi adalet ve yargı alanında da dijitalleşmenin yaşandığını görmekteyiz. Bu doğrultuda, yargıdaki dijitalleşme alanında atılan adımları dinlemek için burada Sayın Bakanımızı davet ettik, kendileri lütfedip geldiler. Biz bir kez daha kendilerine teşekkür ediyoruz.

Çok değerli milletvekillerim, çok değerli misafirlerimiz; bizim Komisyon olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak nefret suçları, korku, terör dezenformasyon, ırkçılık ve bu bağlamdaki bütün hak ihlallerine karşı olduğumuzu ve bu anlamda, özellikle kadınlar ve çocuklar konusunda gerçek hayatta olduğu gibi sanal âlemde de dijital ortamda da bu hak ihlallerinin yapılmasına karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu bağlamda, sözlerime son vermeden önce, bir taraftan kişisel hak ve özgürlüklerin korunması, diğer taraftan devlet-vatandaş dizgesinin, paradigmasının değişmesi, yöneten-yönetilen ilişkisinin değişmesiyle beraber, diğer taraftan -bizim Komisyonumuz her ne kadar bir sosyal medya komisyonu olmasa da- sosyal medya şirketlerinin ulusaşırılaşan yapılarının kendilerini ulusal parlamentoların üstünde görmesi ve parlamentolar yerine, hükûmetler yerine karar alıcı noktalarda görmeleri ve bir anlamda sosyal medya şirketlerinin yöneticileri engelleme çabaları muhtemelen önümüzdeki dönemde daha fazla karşılaşacağımız uygulamalardan bazıları olacak. Bu anlamda, biz sosyal medya sansürüne kesinlikle karşı olduğumuzu ve bu anlamda, insanların kişilik haklarını zedeleyen, kişilik haklarına tecavüze varan uygulamaların gerçek hayatta suç olduğu gibi, dijital dünyada da suç olduğunun ve bunun yargının bir konusu olduğunun, hukukun konusu olduğunun bir kez daha altını çizmek isteriz.

Son olarak Jean-Jacques Rousseau'nun Toplum Sözleşmesi'nden, Montesquieu'nun kuvvetler ayrılığından bu yana ve demokrasi tarihi içerisinde pek çok problemle karşılaşılmıştır. Bugün de karşılaştığımız problemlerden bir tanesi, bu sosyal mecraların kendilerini parlamentoların üstünde görmesi gibi bir problemle karşı karşıyayız. Bu, tüm dünyada olduğu gibi, Türk demokrasisi için de önemli tartışma alanlarından bir tanesidir diyorum.

Ben, tekrar, zaman ayırıp buraya geldiğiniz için hepinizi bir kez daha saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bakanımıza teşekkür ediyorum, ekibine teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, söz sizin, siz uygun bulursanız otuz dakika.

Sayın Bakanım, buyurun, teşekkür ederim.