| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .03.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Başkan, demin söylediğimin yanıtını alamadım. Yani biz buraya niye geldik? Hükûmet bu tasarının yarısını Komisyona geri çekme ihtiyacını nereden hissetti? Bu konuda yeterli derecede bizi aydınlatmadılar. Şimdi, siz, bu tasarıyı hazırlarken bu tasarının 63 maddesinin tekrar Komisyona geri alınacağını düşünmüyordunuz, biz de düşünmüyorduk. Zaten demin, biraz evvel ifade ettiğim gibi, daha doğrusu önceki oturumlarda ifade ettiğim gibi, 43 madde olarak bu tasarı Komisyona geldi, bir de baktık ki 132 madde olmuş. Bunun yani 43 maddenin yasama tekniğine uygun olmadığını bu tasarıyı hazırlayanlar da biliyorlardı. Öyle zannediyorum ki, onun sebebi bir an önce tasarının Komisyondan geçişini sağlamak içindi. 43 madde olarak görüştük, 132 madde olarak da Genel Kurula indi. Şimdi, esas olan, Genel Kurulca kabul edilen maddeler.
Sayın Başkan, bu tasarı bu şekliyle yasalaşırsa, yani tekrar görüşülmek gibi bir imkân yaratılmazsa tekriri müzakere yoluyla, bundan sonra Türkiye artık demokrasi adını ağzına almamalıdır; Türkiye otoriter, despotik, faşist bir yönetim şekline bürünecektir. Biz bunu üzülerek söylüyoruz, bundan zevk aldığımız için söylemiyoruz, tüm samimiyetimizle ifade ediyoruz; Türkiye böyle bir ülke hâline gelecektir. Bakın, insanlar bazen iyi niyetle bir işe girişir ama beklemediği sonuç çıkabilir, biz ona bir şey demiyoruz, olabilir ama bunda ısrar etmenin hiçbir anlamı yok.
Bak, Türkiye çok tehlikeli bir şekilde, yönü belirsiz bir şekilde ilerliyor. Burada arkadaşlarımın hepsi, ister iktidar grubuna mensup olsun ister muhalefete mensup olsun, hiç fark etmez; tüm arkadaşlarıma söylüyorum: Şimdi, değerli arkadaşlarım, devleti bir şirkete benzeten bir zihniyetin Türkiye'yi nereye götürebileceğini düşünebiliyor musunuz? Şimdi, öyle zannediyorum ki pek çok arkadaşımın içine sinmemiştir, ister iktidar grubuna mensup olsun ister muhalefete mensup olsun. Yani bir devlet, bir şirket gibi düşünülebilir mi? Şimdi, biz böyle bir uygulamayla, böyle bir zihniyetle karşı karşıyayız. İşte bize bunu dayatan zihniyet de aynı zihniyet, aynı zihniyet.
Biz şimdi söyleyince sanki biz yanlış söylüyormuşuz gibi veya bir kişiyi sadece yermek için söylüyormuşuz gibi bir algı oluşuyor, bazı arkadaşlarıma bakıyorum hemen tepki gösteriyorlar, öyle değil. Aslında, bana göre, bizden evvel sizin tepki göstermeniz lazım çünkü bu iş aynı zamanda sizin de sorumluluğunuzu gerektiriyor. Siz buna ortak oluyorsunuz, bu zihniyete ortak oluyorsunuz. Şimdi, biz kendi kendimize sormayacak mıyız, biz bu tasarının madem bu şekilde yarısını Komisyona alacak idiysek bu kadar mesaiyi niye tükettik, bu kadar mesai niye harcadık, bu kadar zamanı niye harcadık? Şimdi gene harcıyoruz, gene zaman harcamaya devam ediyoruz. Madem öyleydi Genel Kurulda önergeyle bunu çıkarabilirdiniz, gene aynı şey olurdu, Komisyona getirmenin bir anlamı yok. Biz bunu anlamakta zorluk çekiyoruz, Hükûmet bunu bize açıklamalıdır; madem "Hükûmet bir tezkereyle bunu aldı." diyorsunuz, siz buna "tezkere" diyorsunuz ama biliyorsunuz Hükûmet tezkereleri Başbakan tarafından imzalanır. Bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen tüm tezkereler Başbakan imzasıyla gelmiştir. Bu tezkere ise İçişleri Bakanının imzasıyla gelmez bu tezkere, Başbakanın imzasıyla gelir. Başbakan Hükûmet adına Hükûmet başkanı olarak alabilir ama İçişleri Bakanının öyle bir yetkisi yok, tezkereyse. Yok, önergeyse gerekçesi olmalıydı. Gerekçesiz olduğu için siz tezkere diyorsunuz. Her iki hâlde de yanlış bir durumla karşı karşıyayız.
Sayın Başkan, o nedenle, bize göre, şayet bu yasa çekilecekse bu yasanın, bu tasarının...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Madem 63 maddeyi geri çekiyorsunuz, bana göre, Genel Kurulda görüşülen ve kabul edilen o maddeler -asıl önemli olan odur- insanları baskı altına alacak, insanları susturacak, korkutacak, yıldıracak şekilde tanzim edilen bu maddeler tekriri müzakere yoluyla yeniden görüşülmeli, bizim gasbedilen konuşma hakkımız yeniden verilmeli Genel Kurulda... Bakın, burada, tutanakları getirdim ben. Bak, ne diyor bizim Grup Başkan Vekilimiz? Başkan diyor ki: "Sayın Ali Serindağ, Gaziantep Milletvekili, kürsüye geliyor musunuz?" Bak, buyurgan bir tavırla.
BAŞKAN - Onu burada çözebilmem mümkün değil.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bizim Grup Başkan Vekilimiz "Gelecek, gelecek." diyor ama konuşma ortamı yok ki, gürültüden kimse bir şey anlamıyor ki. Biz tasarıyı bu şekilde görüştük. Şimdi, bu tasarının bu şekilde görüşülmüş olması zaten o tasarıyı sakatlıyor. O nedenle, bizim burada yapmamız gereken şudur: Biz bu şekilde bir karar almalıyız İçişleri Komisyonu olarak, demeliyiz ki: "Bu tasarının görüşülen maddeleri de tekriri müzakere yoluyla yeniden ele alınmalı, özgürlükçü bir anlayışla tekrar düzenlenmeli ve insanları baskı altına alan, yıldıran, yıldırmaya çalışan, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını tümüyle ortadan kaldıran, Emniyet Genel Müdürlüğünde, Jandarma Genel Komutanlığında, Sahil Güvenlik Komutanlığında tasfiye hareketini başlatan düzenlemeler de yeniden ele alınsın ve tasarı olgunlaşmış hâliyle, özgürlükçü bir anlayışla yeniden düzenlensin."
Teşekkür ediyorum, sağ olun.