| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş.'nin, 2017 ve 2018 yılları bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .06.2021 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Bulgu 8.2.7, 2018; "Önceki Yıllarda Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesaplarına Aktarılan Bazı Firmalara Kullandırılan Kredilerin Tahsil ve Tasfiye İşlemlerinin Tamamlanması" diye Sayıştay sizi uyarmış. Tabii, bunlar tamamlanma noktasında mı, değil mi, onu siz yanıt verince anlayacağız.
2019 yılı itibarıyla 447 milyon 983 bin TL düzeyindeki toplam kredilerin 257 milyon 305 bin TL'sinin kurumsal kredilerden oluştuğunu, 118 milyon 964 bin lirasının bireysel kredilerden oluştuğunu ve 71 milyon 714 bin lirasının ise tarımsal kredilerde oluştuğunu Sayıştay raporlarından öğreniyoruz.
Şimdi, tarımsal krediler 3'üncü sırada geliyor. Yani kuruluş amacı çiftçiyi kalkındırmak ve çiftçiyi desteklemek olan Ziraat Bankası kredilerinde ilk sırayı kurumsal krediler alıyor, ilk başta yer alıyor ve geri ödemelerde de takibe düşme açısından ilk sırada yer alıyor. Şimdi, kurumsal olarak verdiğiniz kredilerin birçoğunu geri alamıyorsunuz ama çiftçiye gelince öyle değil çünkü çiftçinin elinde tarlası varsa onu ipotek ediyor, tarla ipoteği yetmezse evini ipotek ediyor, rakam ona yetmezse traktörünü de ipotek ediyor ve sonuçta Ziraat Bankasından -kurumsal kredilere baktığınız zaman- çok cüzi rakamlarda kredi alıyor, işte bu rakamlar onu gösteriyor. 2019 rakamlarına göre siz çiftçiye 71 milyon 714 bin lira kredi kullandırmışsınız ve kullandırdığınız kredi 3'üncü sırada yer alıyor, bireysel kredilerin çok altında, kurumsal kredilerin neredeyse dörtte 1'i kadar. 2020 yılında bu tabloyu değiştirdiniz mi, bilmiyorum; ben değişmesini umuyorum çünkü en çok krediye ihtiyacı olan ve ülkede tarımı kalkındırmak için çabalayan çiftçinin elinden tutması gereken bir Ziraat Bankası olması gerekiyor. Yani kurumsal, bireysel ve tarımsal kredi sıralamasını 2020 yılı için de bize vermenizi rica ediyorum.
Yine, aynı şekilde, bu 2019 ve 2020 yılında kurumsal, bireysel ve tarımsal kredilerde vadesi geçtiği hâlde takibi yapılmayan ve takibe düşen kredi miktarı oranı ve miktarı ne oldu, onu da öğrenmek istiyorum çünkü geçtiğimiz yıllarda bu "tasfiye olacak alacaklar" hesabına aktarılan, firmalara kullandırılan kredilerin tahsil ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması noktasında size uyarı yapan Sayıştay 2019 ve 2020 için ne diyecek, onu da takip edeceğiz. Ama çiftçiye kullandırdığınız krediden dolayı garanti olan alacağınız ve o alacağınıza karşılık kredi ödeyemeyen çiftçiden elinizde ne kadar çiftçinin tarlası var, onu merak ediyorum. Kaç dönüm tarla biriktirdi Ziraat Bankası çiftçiden, çiftçinin toprağının ne kadarı Ziraat Bankasına geçti, elinizde ne kadar traktör var, onları öğrenmek istiyorum.
Yani çiftçi konusunda çok titizsiniz. Ben bir örnek vermek istiyorum: 50 bin lira kredi kullanmak isteyen bir çiftçi size müracaat ediyor -o çiftçi bende var- diyor ki: "Ben 50 bin lira kredi kullanmak istiyorum. Traktörüm var." Traktörün ederi 150 bin lira civarında. Siz bakıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Olmaz kardeşim, bu traktör 5 yaşını geçmiş, 6 yaşında. 150 bin lira da etse traktör yetmez." "Evet?" "Tarlayı da ipotek et, işte, evi de ipotek et." Bakıyor masrafına çiftçi, 5 bin lira civarında masraf çıkıyor. 5 bin lira masraf verip 50 bin lira almaktan vazgeçiyor ve dolayısıyla o krediyi kullanmıyor. Şimdi, çiftçiye sizin kredi kullandırmada bir garantiniz olduğu için onu söylüyorum; çiftçinin tarlasına, çiftçinin evine, çiftçinin traktörüne, her şeye titizsiniz ama özel kurumlar noktasında, alacağa düşmesi noktasında sorumlu da sizsiniz. Yani kurum geliyor, sizden kredi alıyor, ödemiyor ama bugün hem bireysel kredilerde hem diğer kredilerde gerekli tedbiri almadan kuruş kredi vermiyorsunuz. Bu gerçek. Doğru da yapıyorsunuz belki yani banka kendini güvence altına almalı, bunda herhangi bir sakınca görmüyorum ama kredinin batmasını doğru bulmuyorum. Yani herkese eşit davranın hiç olmazsa. Biz Ziraat Bankası olduğumuz için çiftçiye daha adil, daha yakın, daha sıcak, daha sempatik, daha güzel yaklaşmanız gerektiğini savunuyoruz ama en azından çiftçiyle diğer kurumlar arasındaki eşitliği sağlayın, çiftçiye de aynı hakları verin. Yani çiftçi de sonuçta bu ülkede üretim için size kredi için başvuran bir bölüm. O açıdan söyleyeceklerim benim bu kadar.
Bizim bu söylediklerimizin dinlenip dinlenemeyeceğine, yapılıp yapılmayacağına önümüzdeki süreçte biz bakacağız, diyeceğiz ki... 2019 raporlarına, 2020 raporlarına, 2021 raporlarına bakacağız ve gene okuyacağız, gene Sayıştay sizi uyaracak, gene bu batık kredilerden söz edecek, günü geçmiş kredilerden söz edecek ve biz gene belki konuşacağız.
Ama yani ünlü Gazeteci Şinasi Nahit Berker'in çok önemli bir sözünü söylemek istiyorum: "Aslında bu memleket uzun laftan battı." Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz ama bunları sormak zorundayız. Uzun laf etmek istemiyorum, çok kısaca şunu sormak istiyorum: Siz çiftçinin dostu musunuz, değil misiniz? Bunu rakamlarınız çiftçi dostu olmadığınız noktasında kesin ve somut bir ifadeyle ortaya koyuyor. Verdiğiniz kredilerde 3'üncü sırada olmanız çiftçi dostu olmadığınızın çok açık bir göstergesidir. Burada, iktidarın da çiftçi dostu olmadığı ortada çünkü Ziraat Bankası üzerinden kredi kullandırma noktasında sizi teşvik eden, size ön açan, size yol veren bir anlayışı iktidar da ne yazık ki savunmuyor. Çiftçi perişan, ekonomi perişan, üretim azaldı, tarım kesimi çöküyor. O açıdan, Ziraat Bankası el avuç açan çiftçinin elinden tutmazsa, kredileri çoğaltmazsa, kredilerin faizlerini düşürüp onlara uygun rakamlarla destek vermezse... Türkiye'de tarım açısından gelecek çok önemli. Bu konuda uzun uzun konuşabiliriz ama sözlerimi noktalıyorum.
Tarımı seven, çiftçiyi seven, işçiyi seven bir banka olmanız dileğiyle.
Teşekkür ediyorum.