| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş.'nin, 2017 ve 2018 yılları bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .06.2021 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben teşekkür ediyorum Tamer Dağlı arkadaşıma söz hakkını verdiği için.
Şöyle değerlendiriyorum: Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerine 2018'de 4 milyon 354 bin, 2019 yılında ise 5 milyon 337 bin lira ödenmiş, Sayıştay raporunda yer alıyor bu. "Yönetim kurulu üyelerinin aylık net ücretleri uhdesinde kamu görevi bulunmayanlar aylık 19.750 lira alıyorlar eğer kamu görevindeyseler 11 bin lira alıyorlar, denetim kurulu üyelerinin de ücretleri aylık net olarak 8.900 lira olarak tespit edilmiş." diyor. Sayıştay 2019 yılı için şöyle bir hesap yapıyor, diyor ki: "Bankada 2019 yılında 9 yönetim kurulu üyesi ve 2 denetim kurulu üyesi görev almış, bu üyelerin tamamının uhdesinde kamu görevi olmadığı kabul edildiğinde yani 19 bin liralık kesimden, 19.750 liralık kesimden hakkı huzur aldıkları kabul edilse bile bunun toplam rakamı denetim kurulu üyeleri de dâhil 2 milyon 346 bin 600 lira eder, böyle olması lazım." "Fakat" diyor "2019'da yönetim ve denetim kurulu üyeleri için harcanan para 5 milyon 451 bin 396 lira yani arada 3 milyon 105 bin lira fark var, 2 katından fazla bir rakam tutuyor." diyor Sayıştay bunu merak ediyor, diyor ki: "Ya arkadaş, siz böyle bir rakam almanız gerekirken yani biz üstelik kamu görevi yapan insanları da saymayarak yani hepsini en üstten 19.750 liradan hesapladık, 11 bin lira alması gerekenleri de öyle hesapladık, siz niye bu kadar fark aldınız?" diye soruyor. İşte bu Sayıştayın 43'üncü sayfasında var, diyor ki: "Bize bu denetçilerin belgelerini yollayın yani bu belgeleri bize verin ki biz nasıl bir ücretlendirme yaptığınızı görelim." İşin ilginç yanı Ziraat Bankası Sayıştaya bu belgeleri vermiyor, Sayıştayın istemesine rağmen. Bence burada bir suç işleniyor yani Sayıştay neye göre denetleyecek? Öyleyse hiçbir belge vermezseniz Sayıştaya istediğiniz kadar ikramiye alırsınız, istediğiniz kadar hakkı huzur alırsınız yani üç ayda 1 ikramiye aldığınız söyleniyor, onların dışında genel kurul tarafından belirlenen aylık net ücretlerin üstüne çıktığınız belirleniyor fakat bir türlü sizden bu şeyi alamamış.
Ayrıca, Sayıştay denetçilerince yine banka yöneticileriyle yaptığı görüşmelerde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin genel kurul tarafından belirlenen aylık ücretlerinin yanında üç ayda 1 ikramiye aldıkları gibi kendilerine ayrıca giderleri banka tarafından karşılanmak üzere kredi kartı tahsis edildiği belirleniyor. Yani bu kredi kartında ne kadar harcama yaptınız, bu banka tarafından ne kadar ödendi? İşte siz o kredi kartını nerede kullanıyorsunuz, ne yapıyorsunuz yani o konuda da bir Sayıştaya bilgi vermiyorsunuz. Oysa yani kanuna da aykırı hareket ediyorsunuz. Kanun diyor ki: "Denetim ve rapor çalışmalarını değerlendirmek üzere istenen bilgi, belge, kayıtların Sayıştaya verilmemesi Sayıştay Kanunu'nun 6 ve 9'uncu maddelerine aykırılık teşkil etmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonu denetim faaliyetlerinin de sınırlı kalmasına neden olmaktadır."
Şimdi, denetim görevi gören Sayıştayla bu belgeleri paylaşmamanızın nedenini sormak istiyorum burada. Yani bu belgeleri KİT Komisyonu üyeleriyle paylaşmayacaksınız, önce Sayıştaya vereceksiniz, biz Sayıştay üzerinden bunun niye böyle olduğunu, niye sizin 2 katından fazla hakkı huzur aldığınızı yani biz nasıl şey yapacağız? Yani Sayıştay gibi bizim de görev görmemiz burada engellenmiş oluyor. 2019 yılında en fazla 2 milyon 346 bin liralık yönetim ve denetim kurulu üyesi gideri oluşabilecekken bu rakam 5 milyon 451 bin lira. Yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin hangilerinin uhdesinde kamu görevi var, bunlara ödenen aylık tutar nedir, bunları soruyorum. Yani Sayıştayın belirttiği gibi yönetim kurulu, denetim kurulu üyelerine kredi kartı tahsis edildiyse bu harcamalar nasıl denetleniyor, ne kadar harcıyorsunuz ayda? Bu kredi kartlarının harcamalarının yasal bir dayanağı var mı, bunun yasal dayanağı nedir, bunun da sorgulanması gerekiyor.
2020 yılında yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenen kişi başı aylık ve yıl sonunda toplam harcamayı da ben merak ediyorum çünkü gidişat yüksek, yükselerek gitmiş, artarak gitmiş 2020 yılındaki durum da çok önemli benim için. Maaş bordrolarını, aldığınız paraları, o aldığınız hakkı huzurları, kullandığınız kredi kartıyla ilgili bilgileri, bütün belgeleri siz Sayıştaya vermek zorundasınız eğer bunu vermezseniz Sayıştay denetim yapamaz. Ama burada bir suç duyurusunda yol açacak bir noktaya doğru gidiyor bu durum, o yüzden bu noktada sizin hassasiyetle davranmanızı rica ediyorum.
2019 ve 2020 yılında temettü karşılığında personeline yapılan kişi başı ortalama toplam ödeme tutarı nedir, onu da öğrenmek istiyorum. Ayrıca yönetim kurulu üyeliği ve denetim kurulu üyelerine temettü karşılığında yapılan kişi başı ortalama gelir, gider ne kadardır, onu öğrenmek istiyorum.
Şimdi, burada Sayıştay bankanın 2019 yılında gerçekleştirmiş olduğu sponsorluk, reklam, tanıtım, yardım gibi faaliyetlere ilişkin harcamaların incelenmesi için de gerekli olan bilgi ve belgelere ulaşamadığından yakınıyor. Sizi nasıl denetleyecek Sayıştay? Ve diyor ki 2019 raporunda: "Bu alanlarda ilgili denetim yapılamamıştır." Bunu açıkça söylüyor raporunda. Yönetim kurulu harcamalarında olduğu gibi sponsorluk, reklam, tanıtım, yardım gibi faaliyetlerle yaptığınız harcamaların ayrıntılarını de paylaşmamışsınız ve dolayısıyla kanuna aykırı bir tutum sergilemişsiniz. 2019 yılında ilan ve reklam giderlerini 256 milyon 703 bin lira harcadığınız görülüyor, oldukça yüksek bir rakam, böylesine yüksek bir rakamın hesabını vermekten imtina etmeniz doğru değil. Sayıştayın bunları öğrenmek en doğal hakkı çünkü sizi denetleyen bir kurum ama siz "Denetimden çıktık, işte vakfa devrolduk, bizi kimse denetleyemez." gibi bir anlayış içerisine düştüyseniz onu da burada açık yüreklilikle söylemeniz gerekiyor. Sayıştayın sorduğu rakamlar çok açık, ben de soruyorum: 2018, 2019, 2020 sponsorluk, reklam, tanıtım, yardım gibi faaliyetlere toplamda ne kadar harcadınız? Yine bu sponsorluk gideri altında ne kadar ödeme yaptınız? Gazete, televizyon kuruluşlarına ne kadar ödeme yaptınız, hangi kuruluşlar bunlar? Bu mecraları bilmemiz lazım. Yine tanıtım gideri adı altında hangi mecralarda harcamalar yaptınız, ne kadar yaptınız bunları bilmemiz lazım. Yani denetim görevi gören KİT Komisyonu üyesi olarak bunları sormak istiyorum.
Şimdi, Sayıştaydan yine gizlenen bir belge, bilgi daha var. 2019 yılında ikale sözleşmeleriyle bankadan emekli edilen 137 kişiye ödeme yapmışsınız. Orada da soruyor Sayıştay size, diyor ki: "Ya, bunu niye bize bildirmiyorsunuz bu rakamları?" 2020 yılında bu şekilde bankadan emekli edilen kaç kişi var, bu kişilere ne kadar ödeme yaptınız? İsimlerini de istemiyoruz ama 2019, 2020 yılında emekli edilenlerin göreve göre ödenen ücretleri kalem kalem belirtmenizi istiyorum. Hangi görevdeki kişiye ne kadar ödediniz?
Şimdi, burada, Sayıştay 2019 yılında banka tarafından alacaklara karşılık toplam rayiç bedeli 1 milyar 98 milyon 699 lira olan 722 tanesinin işgal altında olduğunu söylüyor. İşgal altında bulunan söz konusu 694 adet gayrimenkulün 266 tanesi mesken, 213 tanesi dükkân, 36 daire, 21 konut, 20 tanesi büro, 18'i iş yeri diye böyle devam ediyor, 1 benzin istasyonu, 4 villa falan filan. Yani bu kişi veya kurumlar sizden kredi kullanmış geri ödeyemeyince de mallarına el konulmuş, o kişi veya kurumlar mallarını terk etmemişler yani oraları işgal etmişler, terk etmemelerine rağmen bir kısmından kira almışsınız, büyük bir kısmından kira alamamışsınız. Burada insanların malına el konulmasını savunmuyorum yani asla böyle bir şey savunmuyorum ama şimdi bazılarından kira alınca, bazılarından almayınca haksız bir durum ortaya çıkıyor. Yani çiftçinin bankasının çiftçinin ektiği biçtiği alana el koymasını sorgularız, üretim araçlarının el koymasını sorgularız çünkü çiftçinin üretim araçlarına el konulması onu üretimden alıkoymak demektir.
Şimdi, uzattım biraz ama bitiriyorum Sayın Başkan. Çok soru var ama bir soruyu daha, önemli bulduğum bir soruyu daha soracağım; bu soruları da Sayın Genel Müdüre yazılı olarak vereceğim, yanıtlarsa çok memnun olurum.
Sayıştay, Ziraat Bankası gündelik ve konaklama ücretlerinin Türk parası değil de döviz cinsinden olduğunu söylüyor, bunun da mevzuata aykırı olduğunu söylüyor. Mesela, işte genel müdür için limitsiz, üst yönetici, Genel müdür yardımcısı, grup başkanı, danışman kadrosu için 270 avro, kadrosu için 230 avro, teftiş kurulu üyeleri için 130 avro, yetkililer için 115 avro, asistan için 100 avro. Avronun 10 lirayı geçtiği düşünülürse genel müdür yardımcısının tek gecelik konaklaması için 2.700 liraya kadar ödeme yapılabiliyor, tek gece için bence çok yüksek bir rakam. Yani ben bir milletvekili olarak inanın İstanbul'a gittiğim zaman bütün bütçemi zorlamama rağmen Meclisin bize sağladığı olanakla Meclis misafirhanesinde kalıyorum. Yani biz biraz daha tutumlu olmalıyız, yani 2.700 lirayı bir gece kalmak için bir genel müdür ödüyorsa o zaman bu işte bir sıkıntı var gibi geliyor bana.
Döviz cinsine niye çevrildi bunlar? Bunları merak ediyorum. Biz Türkiye'de yaşıyoruz, döviz cinsine çevrilince döviz yükseldikçe sizin otelde konaklama rakamınız yükseliyor. Bu yıllarda ödenen ücretler en üst limit olarak mı ödendi bu personelinin tek gecelik yurt içi konaklaması? Bunları soruyorum.
Sayın Başkan benim sözümü kesmedi, ben kesiyorum, daha sorular var; onları da Sayın Genel Müdüre vereceğim ve o soruların yanıtlarını isteyeceğim.
Çok teşekkür ederim.