| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Türk Medya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve Yeni Akit Ankara Haber Müdürü Muhammed Kutlu tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .06.2021 |
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ben de öncelikle gerçekten çok doyurucu sunumlar yapıldı, bunun için bütün katılımcılara teşekkürümü belirtirim.
Ben, hemen bir sataşmayla gireyim Muhammed Bey'e bir sataşacağım. Bu erkeğin evden uzaklaştırılması konusunda bakın, biz elbette ki hakemlik kurumuna inanan insanlarız ama şiddet varsa o erkeği evde tutmamak gerekir yani şiddet oluyorsa, şiddet uygulamışsa o kadınla o erkeği aynı evde tutmanın bir gerekçesi olamaz. Ben bu noktada size karşıyım. Eğer şiddet uygulamışsa, zarar vermişse kesinlikle o erkeğin o evden uzaklaştırılması kanaatindeyim, bunu öncelikle belirteyim.
Yine, Hande Fırat Hanım şiddet içerikli haberlerin nasıl verildiğine değindi. Ben yakın bir tarihte olan Melek İpek olayına değinmek isterim. Melek İpek olayında biliyorsunuz kadın gerçekten çok ciddi bir şiddet mağduriyeti yaşadı ve bunun neticesinde nefsi müdafaa niteliği taşıyan bir cinayetle sonuçlanan bir olay oldu. Şimdi, burada şu çok önemliydi: Melek İpek'in ifadelerinin, özellikle adli ifade niteliği taşıyan ifadelerinin medyada yer almasını doğru bulmadım yani özellikle eş de olsa cinsel saldırı gibi birtakım ifadeler vardı; bunların en ince ayrıntısına kadar medyada yer alması hem o kadının mahremiyetine aykırı hem de bu haberler bütün kadınlarda ve genç kızlarda ciddi travmalar oluşturacak nitelikte haberlerdir. Yani bu çok yakın tarihli bir olay olduğu için özellikle vurguluyorum hani medya, bu konuda yol aldık, mesafe kat ettik, dili dönüştürdük şeklinde siz sunumcular da bu şekilde bir savunmaya gittiniz ama demek ki bazı kodlar hâlâ değişmemiş, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Kadın mahremiyeti, aile mahremiyeti her ne kadar yani orada bir şiddet olmuş, aile ortadan kalkmışsa da o kadının çoluğu çocuğunu, annesi, babasını, kardeşini de düşünerek adli ifade niteliği taşıyan ifadelerin medyada bu kadar pervasızca kullanılmasını açıkçası doğru bulmuyorum, medya etiği noktasında da bu sıkıntılı.
Medya etiği noktasına da gelecek olursak az önce de bir önceki oturumda da buna değindik. Şimdi bu etik ilkeler ve etik kodların belirlenmesi noktasında hangi kriterlere uygun davranılıyor? Bu önemli. En son Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin 2016'da hazırladığı etik kurallarla ilgili elinizde yol gösterici bir pusula niteliğinde bir bildiri var galiba ama siz de biliyorsunuz, toplumsal olaylar değişiyor, sosyoloji değişiyor, bu kuralların da etik kodların, etik kuralların da değişiminin mutlaka olması lazım. Öncelikle bu yayıncılar olarak bir ortak yol, ortak akıl, ortak dil oluşturma noktasında bir çalışmanız var mı, diyorum.
Teşekkür ediyorum.