| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İller Bankası Anonim Şirketinin 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .06.2021 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli Yönetim Kurulu üyeleri, değerli bürokratlar, Sayıştayın değerli temsilcileri ve milletvekili arkadaşlarım; Komisyona tekrar hoş geldiniz.
Ben bulgulardan hareketle birkaç soru sormak istiyorum: 2018 yılı Sayıştay raporuna göre banka personeline ihtiyaç kredisi verildiği ancak verilme oranlarının piyasadaki kredi faizlerinden çok daha düşük olduğu belirtilmiş. Deniyor ki: "Banka fiilen çalışan personeline, aylık maaş ve ücret miktarının 5 katını geçmemek üzere yıllık yüzde 6 faiz oranı üzerinden ihtiyaç kredisi kullandırılmaktadır. Personel kredilerinin yıllık faiz oranı 31/12/2018 tarihine kadar yüzde 3 olarak uygulanmaktayken 20/12/2018 tarih ve 847 numaralı Yönetim Kurulu Kararı'yla yüzde 6 olarak belirlenmiş ve altı aylık dönemlerde gözden geçirileceği kararlaştırılmıştır. 2018 yılında kullandırılan personel kredisi toplam tutarı önceki yıl kullandırılan 47 milyon 375 bin TL'nin yüzde 31,3 fazlasıyla 62 milyon 198 bin lira olarak gerçekleşmiştir. Banka 2018 yılı içerisinde yıllık ortalama yüzde 20-25 faiz oranıyla borçlanmaktayken personeline yıllık yüzde 6, 31/12/2018 tarihine kadar yüzde 3 faiz oranıyla ihtiyaç kredisi kullandırmaktadır. Diğer taraftan, temel amacı ortaklarının finansman ihtiyacını karşılamak olan bankanın ortaklarına kullandırdığı kredilere uyguladığı faiz oranları kredi türleri itibarıyla yıllık yüzde 14-18 oran aralığında bulunmaktadır." Evet, bu faiz oranlarının gözden geçirilmesi gerektiğini Sayıştay belirtmiş. Böyle bir uygulamaya gitmenizin nedenleri neler? Kök nedenlerini size sormak istiyorum. Banka çalışanlarının maaş skalalarında bir problem mi var yani düşük mü? Artırılması yönünde bir girişiminiz oldu mu? Çünkü neticede maaşı yeten kişilerin ağırlıklı olarak kredi kullanımına de çok fazla istekli olmayacakları açık; bu da ihtiyaç kredisi, dolayısıyla, bu, piyasaya göre oldukça düşük yani bunu anlatmanızı istiyorum, açıklamanızı istiyorum. Neticede, pek çok ihtiyacı olan vatandaş bu belirtilen oranlarda faizlerle kredi kullanma şansına sahip değiller. Dolayısıyla da mutlaka çalışanlara sağlanan bazı ayrıcalıklar pozitif gibi görünse de diğer vatandaşlara da aynı hakların sağlanmasını, o koşulların sağlanmasını da takip etmeliyiz diye düşünüyorum.
Diğer bir konu, önemli bir bulgu, Türkiye'de ekonominin ne kadar sıkıntıda olduğunu işaret eden bir bulgu. Bulgudaki bir cümleyi okuyacağım ve Türkiye'de ekonomik krizin ne boyuta geldiğini de birlikte bir kez daha görmüş olacağız, deniyor ki Sayıştay raporunda: "Dış kaynaklı kredilerde yapılan projenin gelirleri TL cinsinden -yani kredi kullandırıyorsunuz, geri dönüşünü TL olarak alıyorsunuz; bu normal, buraya kadar bir sorun yok- kredi geri ödemeleri ise yabancı para cinsinden olduğundan bu tür kredilerdeki en önemli risk, kur riskidir." Ve önerisinde de bu kur riskinin dikkate alınması ve ona göre bir planlama yapılması gerektiği söyleniyor.
Bunu, ben, şöyle destekleyeyim: Yine Sayıştay genel uygunluk bildirim raporlarına göre, yap-işlet-devret modeliyle yapılan pek çok yatırımda 2014 ve 2019 yılları arasında ödenen kur farkı toplamı 61 milyar 719 milyon liradır ve aynı zamanda da ilgili yılların 2 Ocak kurundan dövizden TL'ye dönerek bu kur farklarının da ilgili görevli şirketlere ödendiği hesap edildiğinde ve ilgili yıllardan bu tutarın orijini olan dolar ve avroya dönüş yapılıp bugünkü kurdan tekrar TL'ye döndüğümüzde ise ekonomik krizi yaratan ana nedenlerden birinin tutarını ortaya çıkarmış oluyoruz; o da 144 milyar liraya tekabül ediyor. Yani bu konuyla ilgili nasıl tedbirler almayı planlıyorsunuz? Bunu sormak istiyorum. Kur riskleri karşısında banka olarak değerlendirmeniz nedir, çalışmalarınız var mı? Bunu soracağım.
Diğer taraftan, kasada nakit bulundurma limitlerine riayet edilmesi ve yüksek miktarlarda nakdin bankaya taşınmasında güvenlik tedbiri alınması hususu... Burada da yayınladığınız genelgeyle bölge müdürlükleri veznesinde 10 bin lira, merkezde ise 80 bin liranın üzerinde nakit para bulundurulmaması yönünde bir genelge olduğu 2018 yılı Sayıştay raporunda yazıyor. "Ancak hesap detayı incelemelerinde vezne sorumlusu personele 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar değişen tutarlarda nakdin bankaya yatırılmak üzere teslim edildiği görülmüştür. Söz konusu nakdin bankaya taşınması esnasında herhangi bir güvenlik desteği eşlik etmemektedir." diyor. Şimdi, soru şu: Bu bulguyla ilgili -belki alt komisyon toplantısında ifade edilmiştir, alt komisyonda olmadığım için üst Komisyonda sorayım- bu anlamda güvenlik desteğini sağladınız mı? Genelgeye uygun hareket ediyor musunuz, yoksa genelgeye hem uygun hareket etmeyip hem de güvenlik desteğini sağlamamakta mısınız? Bunu sormak istiyorum.
Ben, İller Bankasının çok önemli bir işlevinin olduğunu biliyorum. Diğer milletvekili arkadaşların bu konuyla ilgili önemine atfen söyledikleri cümlelere katılıyorum. Aynı zamanda, Sayın Genel Müdüre bir konuda teşekkür etmek istiyorum: Özellikle belediyelerin çeşitli ihtiyaçları noktasında siyasi parti ayrımı yapmaksızın açtığım birçok telefona kendisi dönüş yaptılar. Bazılarında ihtiyaç oldu, bazılarında ihtiyaç olmadı ancak bu tavrı nedeniyle kendisini kutluyorum. Bu, çok önemli çünkü bizler de milletin birer temsilcileri olarak, inanın, burada her ne kadar farklı partilerin temsilcileri de olsak aynı zamanda Türkiye milletvekiliyiz. Bu bakımdan, biz, bize ulaşan ve destek talep eden hangi partiden olursa olsun tüm belediyelerimize destek olmaya gayret ediyoruz. İller Bankasının da böyle bir misyonu var, o misyonla buradasınız. Bugüne kadar yaptığınız çalışmalar için, belediyelere uzattığınız el için sizlere teşekkür ediyorum. Daha fazlasını yapmak için de bu sözlerimi bir motivasyon kabul edin lütfen.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.